İstanbul'da, kendilerini polis olarak tanıtan şüpheliler, profesör N.K.'yı arayarak isminin bir altın dolandırıcılığına karıştığını söyledi. N.K.'nın suçsuz olduğunu kanıtlamak için evdeki tüm altınları poşetleyip sahte polise teslim etmesi gerektiğini belirten dolandırıcılar, profesörü ikna etti. N.K., evde bulunan bin 285 gram altın ve ziynet eşyasını poşete koyarak kapısına gelen sahte polise teslim etti. Ancak, kısa bir süre sonra dolandırıldığını fark eden N.K., hemen polisi arayarak şikayette bulundu.
Sahte polislerin aynı yöntemi uyguladığı bir diğer dolandırıcılık olayı ise 23 Mart'ta Sancaktepe'de yaşandı. F.K. adlı kişiyi arayan şüpheliler, kendilerini polis olarak tanıtarak, banka hesabındaki 700 bin lirayı başka bir hesaba göndermesini sağladı. Aynı gün Eyüpsultan'da ise 65 yaşındaki E.Y.'yi arayarak, "Banka hesaplarınızı terör örgütü ele geçirdi" diyerek E.Y.'yi 185 bin lira gönderme konusunda kandırdılar.

20 YAŞINDA BİLE DEĞİLLER

Dolandırıcılık Büro Amirliği tarafından yürütülen operasyon sonucu, şüpheliler E.A., Ş.A. (18) ve S.A. (19) gözaltına alındı. Yapılan sorgulamalarda, şüphelilerin suçlamaları kabul etmedikleri belirtildi.
Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Ş.A. ve S.A., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, E.A. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

İstanbul'da yaşanan bu üzücü dolandırıcılık olayı gerçekten de dikkat çekici. Dolandırıcıların profesörü ve diğer insanları kandırma yöntemleri oldukça planlı ve acımasızca yapılmış. Ne yazık ki güvenlikleri için endişelenen insanlar bu tür dolandırıcılıklara kolayca kanabiliyor.

Bu tür suçların arkasındaki kişilerin sadece genç insanlar olması daha da şaşırtıcı. 18 ve 19 yaşındaki gençlerin bu kadar organize ve soğukkanlı bir şekilde bir altın dolandırıcılığı gerçekleştirmeleri gerçekten üzücü. Dolandırıcılık suçlamalarını kabul etmemeleri ise şaşırtıcı olabilir, ancak adli süreçte gerçeklerin ortaya çıkacağını umuyorum.

Dolandırıcılık Büro Amirliği'nin hızlı müdahalesi sonucunda şüphelilerin yakalanması önemli bir adım olmuş. Tutuklanan şahısların yaşlarına bakılmaksızın suç işleyen herkesin yasal yaptırımla karşılaşması gerektiğine inanıyorum. Adli prosedürün doğru şekilde işlemesi ve mağdurların adaletin sağlandığından emin olunması önemli.

Bu tür dolandırıcılık olaylarının önlenmesi ve insanların bilinçlendirilmesi için toplum olarak daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Güvenlik önlemlerini arttırmak, bilgi ve farkındalık düzeyini yükseltmek, dolandırıcılık konusunda eğitimler düzenlemek gibi adımlarla insanların korunması sağlanabilir. Umarım bu tür olayların önüne geçilebilir ve insanlar daha güvende hissedebilir.