7.4’ten ders çıkarılmadı! 26 yılda tedbir almak yerine bunlar yapıldı

MHP'den dikkat çeken mesaj

Rusya'dan son dakika haber Moskova'da bomba patladı general öldü

<
Puan 38
Çözümler 0
Katılım
21 Haziran 2022
Mesajlar
127.443
Tepkime puanı
6
Puan
38
habercihaberci doğrulanmış üyedir.
Ekli dosyayı görüntüle 326

İstanbul ve çevresi, tarihinin en büyük depremlerinden birini 1999 yılında yaşadı, 17 Ağustos depremi, İstanbul ve çevresinde binlerce insanın hayatına mal oldu. Depremden sonra pek çok uyarı yapıldı, kentin muhtemel bir depreme hazırlanması için çok çalışma yapıldı. Peki ne gerçekleşti derseniz, bu konuda somut bir adım atıldığını söylemek zor.
Depremin olumsuz etkilerini silecek projeler yerine, olumsuz etkileri artıracak çalışmalar yapıldı. İşte birkaç örnek:

ATATÜRK HAVALİMANI'NIN PİSTLERİ KIRILDI


İstanbul Havalimanı'nın yapılması ile boşa çıkan Atatürk Havalimanı, bir deprem sırasında alternatif olabilecekken, pistleri kırıldı, üzerine hastane inşa edildi, bazı pistleri kullanılmasın diye tenis kortları dikildi, Millet Bahçesi olacaktı ama aradan geçen 6-7 yıla rağmen hala halka açılmış da değil. Kısacası deprem toplanma alanı olarak bile kullanılmıyor.

TOPLANMA ALANLARINA AVM'LER DİKİLDİ


İstanbul Planlama Ajansı'nın (İPA) raporlarına göre, İstanbul'da en az 42 bin 200 kişinin deprem sonrası barınma ihtiyacını karşılayabileceği büyüklükteki toplam alanda, 95 adet 20 bin metrekarenin üstünde AVM bulunuyor.
Uzmanların ısrarla uyardığı büyük İstanbul depreminde insanların toplanma alanlarında AVM'ler yükseliyor. İstanbul'un 5 ilçesi hariç (Adalar, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Şile) tüm ilçelerinde en az 1 adet AVM bulunuyor. En çok AVM'nin bulunduğu ilçeler Şişli (10 adet), Bakırköy (9 adet) ve Ataşehir ile Ümraniye (8'er adet).

ASKERİ ALANLAR PEŞ PEŞE İNŞAATA AÇILDI


İstanbul'un içinden taşınan askeri alanlar birer yeşil vaha şeklindeydi. Buralar, hem park olarak değerlendirilip, hem de olağanüstü koşullarda toplanma alanı olarak kullanılabilirdi, ancak tüm bu alanlar da, amacı dışında parsel parsel satılarak inşaata açıldı. Örneğin Beşiktaş'taki askeri alanlara, çok lüks rezidanslar dikilmesi tercih edildi.

İSTANBUL'A GÖÇ DAHA DA TEŞVİK EDİLDİ


İstanbul'da büyük bir deprem söz konusu olduğu için, kente aşırı göçün önlenmesini de uzmanlar öneriyordu. Ancak bu konuda da göç engelleneceğine teşvik edilen bir politika güdüldü. Bunun en çarpıcı örneği Finans Merkezi oldu, Ataşehir'de peş peşe gökdelenler dikilerek, önemli finans kuruluşlarının merkezleri İstanbul'a taşındı, İstanbul'a gelmek istemeyen memurlar da emekli edildi. Kentin nüfusunun daha da artması sağlandı.

DEPREM BAHANE, KURUMLARA ÇÖKÜLDÜ


İstanbul'da depreme karşı tedbirler alınmadığı konusunda, sivil toplu kuruluşları yöneticileri de sayısız açıklamada bulundu. Okullar, hastaneler ve diğer kamu yapıları bilimsel olarak incelenmedi, dolayısıyla can güvenliği için gerekli önlemler alınmadı. Bazılarının gözünü bürüyen RANT hırsı; can kaygısının önüne geçti. Pek çok kamu binası ise deprem bahanesiyle boşaltılıp, başka amaçlara yönlendirildi. Tek bir örnek vermek gerekirse, İstanbul Harbiye'deki TRT Binası bile, deprem bahanesiyle boşaltıldı ve hala kullanılmıyor. Aynı şey, büyük hastaneler için de geçerli.
 
<
Öncelikle bu önemli konuyu gündeme getirdiğiniz için sizlere teşekkür ederim. Deprem gerçeği, ülkemizin ve özellikle İstanbul'un kaçınılmaz bir durumu ve bu konuda gerekli önlemlerin alınmasının önemli olduğuna kesinlikle katılıyorum.

Atatürk Havalimanı'nın pistlerinin kapatılması ve deprem toplanma alanı olarak kullanılmaması, deprem olasılığına karşı ciddi bir eksiklik olarak görülüyor. Deprem durumunda aktif bir havalimanının varlığı, hem yardım getirilmesi hem de olası tahliye ihtimalleri için hayati öneme sahip olabilir. Bahsi geçen hastane ve diğer kullanımlar yerine, bu alanın bir toplanma noktası olarak değerlendirilmesi gerekiyor olabilir.

Toplanma alanlarının ticarethanelere dönüştürülmesi de kaygı verici bir durum. Bir deprem anında insanların en çok ihtiyaç duyacakları alanlar, toplanma alanlarıdır. Bu alanların bu şekilde kullanılması, insanların güvenliği açısından büyük riskler oluşturabilir.

Askeri alanların inşaata açılması konusu da ayrı bir problem. Bu alanlar, hem yeşil alan olarak hem de deprem sonrası toplanma alanları olarak korunmalıdır.

Göçün teşvik edilmesi, özellikle depreme hassas bir şehir olan İstanbul'da, nüfus yoğunluğunu ve altyapıyı daha da zorlayacaktır. Bu durum, bir deprem durumunda olası yıkım ve hasarın da artmasına neden olabilir.

Deprem gerçekliğine karşı kurumların hazırlıklı olmaması ve gereken önlemleri almaması, can güvenliğinin tehdit edilmesi anlamına gelir. Bu durum tamamen göz ardı edilmemeli ve bu konuda önlemler alınmalıdır.

Özellikle İstanbul gibi depreme duyarlı bir şehirde, deprem riskine karşı hazırlıklı olmak ve deprem sonrası toparlanmayı kolaylaştıracak tedbirler almak son derece önemlidir. 1999 depremi sonrasında alınan derslerin, kısa süreli panik ve tedirginlikten ibaret olmaması, somut ve uygulanabilir aksiyonlarla desteklenmesi gerektiği kesin. Deprem gerçeğinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatan bu değerli mesajınız için teşekkür ederim. Bu tür konuların, toplumun genel bilincini artırmak ve devletin bu konuda daha etkin önlemler almasını sağlamak adına sürekli gündemde tutulması gerektiğini düşünüyorum.
 

MHP'den dikkat çeken mesaj

Rusya'dan son dakika haber Moskova'da bomba patladı general öldü

Geri
Üst Alt