ABD ve Çin Arasında Ekonomik İlişkide Sertlikten Uzlaşıya Yolculuk Başladı

**ABD ve Çin Arasındaki Ticaret Anlaşması ve Küresel Ekonomi**

Büyük Londra İdaresi Ekonomi Dairesi Başkanı ve Cambridge Üniversitesi'nden Politika Uzmanı Adam Yousef, ABD ve Çin arasındaki ticaret anlaşmasının nedenlerini ve küresel ticaret düzenine olan etkilerini AA Analiz için ele aldı.

Dünya Bankası'na göre, ABD ve Çin'in 2023 yılında küresel GSYİH'nın yüzde 43'ünü, dünya ihracatının yüzde 21'ini ve ithalatının yüzde 23'ünü oluşturması, her iki ülkenin uluslararası ekonomideki belirleyici konumunu açıkça ortaya koyuyor. Ancak, bu belirleyici konumları, ABD ve Çin arasındaki artan ekonomik gerilimler tarafından ciddi şekilde sarsılmış durumda.

ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladığı günden bu yana, Çin'in ihracata dayalı büyüme modelini zayıflatmayı ve Amerikan sanayisini canlandırmayı hedefleyen ticaret politikalarını merkeze aldı. Bu politikaların bir sonucu olarak, Çin'e yönelik yüksek gümrük vergileri uygulandı ve bu durum ABD-Çin arasındaki ticaret savaşını başlattı.

Bu ticaret savaşı, zamanla çeşitli aşamalardan geçerek duraklamalara ve müzakerelere dönüştü. Ancak, ABD'nin temel amacı, ticaret açığını azaltmak, sanayiyi güçlendirmek ve Çin'in ekonomik yükselişini engellemekti.

Ancak, ekonomik teori ve tarihsel veriler, tarifelerin ticaret açığını uzun vadede düzeltemeyeceğini gösteriyor. Ayrıca, ABD'nin düşük tasarruf oranları ve yüksek borcu, ticaret açığını kapatmada tarifelerin etkisiz olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, ABD'nin Çin'e uyguladığı tarifelerin istihdam kaybına ve ekonomik belirsizliğe yol açtığını gösteriyor.

Sonuç olarak, ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı, küresel ekonomiye zarar vermekten öteye gitmeyecek. Her iki ülke de karşılıklı olarak ticaret anlaşmaları ve müzakereler yoluyla çözüm bulma yolunda ilerliyor. Bu durum, küresel ticaretin karmaşıklığını ve karşılıklı bağımlılığını net bir şekilde ortaya koyuyor.