Aile icinde sevgi asıldır

ZeberusZeberus doğrulanmış üyedir.

(¯´•._.• Webmaster •._.•´¯)
Yönetici
Katılım
27 Aralık 2022
Mesajlar
342.209
Çözümler
4
Tepkime puanı
503
Puan
113
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
forumsitesi.com.tr
Credits
-44
Meslek
Webmaster
Aile icinde sevgi asıldır
Aile icinde sevgi asıl olandır
Aile icinde sevginin oenmi ve yeri

ResUli Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, başta Hazreti Hasan ve Hazreti Huseyin olmak uzere torunlarına ve diğer cocuklara karşı her zaman cok şefkatli davranmış; onları zaman zaman alınlarından ve yanaklarından opup sevmiştir Onlara karşı muhabbetini ifade eden medh u senalarda ve haklarında dualarda bulunmuştur Bazen mubarek torunlarından birini bir omuzuna diğerini de obur omuzuna alıp gezdirmiş; hutbe verdiği esnada mescide giren torununun tokezlediğini gorunce hemen sozlerini kesip onun yanına gitmiş, onu kucaklayarak minberin uzerine oturtmuş ve hutbesine o şekilde devam etmiştir

Evet, Şefkat Peygamberi butun insanlara ve ozellikle de cocuklara karşı cok muşfik idi; bununla beraber, O'nun iki aziz torunu Hazreti Hasan ve Hazreti Huseyin'e karşı hususi bir muhabbeti soz konusuydu Şu kadar var ki, Rehberi Ekmel'in bu sevgi ve alakası, sadece kan bağının ve nesebi duyguların bir neticesi değildi; Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) bu sevgisi bir yonuyle O'nun risalet vazifesinin bir gereğiydi Nur Muellifi'nin ifadesiyle, gaybaşina kalbiyle dunyadan meydanı Haşri temaşaya duran, yerden Cennet'i goren, zeminden gokteki melekleri muşahede eden, hatta Zatı Zulcelal'in ru'yetine mazhar olan ve zamanı Adem'den beri mazi zulumatının perdeleri icinde gizlenmiş hadisatı bilen Zatı Ahmediyye (aleyhissalatu vesselam) nurani nazarı ile elbette Hazreti Hasan ve Huseyin'in soyundan gelecek kutupları, imamları ve murşidleri de gormuş ve onların umumu namına o ikisinin başlarını opmuştu Dolayısıyla, Hazreti Hasan'ın (radıyallahu anh) başını opmesinde Şahı Geylani'nin de buyuk bir hissesi vardı

Diğer taraftan, Habibi Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, kız torunu Umame'ye karşı da cok şefkatli davranmış; onu da mubarek sırtına almış, kucağında taşımış ve yanaklarından opup sevmişti EbU Katade'nin (radıyallahu anh) rivayet ettiğine gore; ResUlullah (aleyhissalatu vesselam), kızı Zeyneb'in kerimesi olan torunu Umame'yi omuzunda taşıdığı halde halka namaz kıldırmıştı Kız cocuklarının hakir gorulduğu bir zaman diliminde ve onların horlandığı bir toplum icerisinde, İnsanlığın İftihar Tablosu'nun (aleyhi ekmeluttehaya vetteslimat) kız torununu omuzunda taşıması ve hususiyle mescidde namaz kıldırırken onu sırtına alması cok derin manalar ihtiva etmekteydi ve buyuk ehemmiyeti haizdi

O Bir Denge İnsanıydı!
Aslında Efendimiz, (aleyhi elfu elfi salatin ve selam) tabiatı itibarıyla şefkat ve muhabbet doluydu Fakat O, aynı zamanda bir denge ve sıratı mustakim insanıydı Dolayısıyla, O'nun umumi manada cocuklara ve hususiyle de torunlarına karşı tavır ve davranışları bir butun olarak ele alınmalı ve o şekilde değerlendirilmelidir Mesela; ResUli Ekrem'in şefkatinin yanı sıra mutlaka ciddiyeti de goz onunde bulundurulmalı ve her iki hususla alakalı hadiseler beraberce yorumlanmalıdır

Aile icinde sevgi asıldır; evde hep inşirah vesilesi bir insan olmak, hane fertlerine karşı her zaman mulayim davranmak ve onları rahatlatmak esastır Feridi Kevn u Zaman (aleyhissalatu vesselam) Efendimiz de hususiyle hanei saadetlerinde ve ailesinin guzide fertleri arasında her zaman mutebessim, muşfik ve merhametliydi Ne var ki, misyonu ve donanımı itibarıyla, O aynı zamanda bir ciddiyet abidesi ve bir vakar insanıydı Ashabı Kiram, derlenip toparlanmadan ve Nebevi huzura yakışır bir vaziyet almadan O'nun mubarek yuzune bakmaya cesaret edemezlerdi Hazreti Ali ve Hazreti Fatıma da boyleydi Onlardaki hurmet ifadelerine surekli şahit olan Hasan ve Huseyin efendilerimiz de zamanla aynı ruh haletine burunmuşlerdi; artık Allah ResUlu'nun atmosferindeyken onları da tatlı bir mehabet hissi sarıverirdi Bu itibarla da, Şefkat Peygamberi ne kadar yumuşak davranırsa davransın, ne denli merhamet tavrı ortaya koyarsa koysun, O'nun muhatapları asla laubaliliğe giremezdi Evet, Efendiler Efendisi'nin sevgi ve şefkati, kat'iyen karşısındaki insanların ciddiyeti ihlal etmelerine sebebiyet vermezdi

Aslında, sevgiyi ve ciddiyeti bir arada bulundurma konusu, pedagojik acıdan oğretmenler icin de cok onemli bir mevzudur Oğrencilerin hissiyatlarını gozetme, onların dertlerini dinleme, başlarını sıvazlama, ellerinden tutma ve ihtiyaclarını giderme mutlaka ehemmiyetli bir meseledir; fakat onlar karşısında ciddiyeti koruma da yine pek muhim bir husustur Şayet bir muallim, yerli yersiz talebeleriyle futbol oynamaya kalkarsa ve onlara tekme savurursa, cok gecmeden onlar da ona tekme atarlar Zamanlı zamansız oğrencileriyle gureş tutarsa, bir sure sonra onlar da ona kafa tutmaya başlarlar İster annebaba, isterse de muallim, cocuğunu ya da talebesini mutlaka bağrına basmalıdır; her zaman onun halini hatırını sormalı, dertlerine ortak olmalı, gerekirse harclık vermeli, hatta onun icin canını feda etmeyi dahi goze alabileceğini gostermeli ve sevgisini ortaya koymak icin her vesileyi değerlendirmelidir; ama onun karşısındaki konumunu ve ciddiyetini de hep korumalıdır Aksi halde, kontrolsuz sevgi ve alakanın cocuğu şımartıp kustahlaştırması kacınılmaz olacaktır

1 Efendimiz, butun insanlara ve ozellikle de cocuklara karşı cok muşfik idi; bununla beraber O'nun bu sevgi ve alakası, sadece kan bağının bir neticesi değil; risalet vazifesinin bir gereğiydi

2 Pedagojik acıdan oğretmenlerin, oğrencilerin dertlerini dinleme ve başlarını sıvazlamalarının yanında, onlar karşısında ciddiyetlerini koruma da muhim bir husustur

3 Gereksiz bir saygı ve faydasız bir terbiye anlayışıyla cocuklara sevgisini gostermemek ne kadar yanlışsa, onları yırtık hale getirecek şekilde şımartmak da o kadar yanlıştır
 

Hz Muhammedin atının adı

Hz.Eyyub hayatı kısaca ozeti

  1. Konular

    1. 1.280.273
  2. Mesajlar

    1. 1.677.641
  3. Kullanıcılar

    1. 31.360
  4. Son üye

Geri
Üst Alt