Asperger sendromu, otizm spektrum bozukluğu grubunda yer alan bir nörogelişimsel sorundur. Bu sendrom genellikle çocukluk döneminde başlar ve hayat boyu devam edebilir. Asperger sendromu olan bireyler genellikle sosyal etkileşimde zorluk çeker, iletişim sorunları yaşar ve belirli beceri alanlarında zayıflık gösterebilirler. Otizm spektrum bozuklukları arasında yer alan Asperger sendromunun belirtileri, genellikle aşırı içe kapanıklık, rutinlere bağlılık ve ilgi alanlarıyla sınırlı olma şeklinde kendini gösterebilir.

Asperger sendromu, Hans Asperger'in adını taşıyan ve 1944 yılında tanımlanan bir sendromdur. İnsanlar arasında iletişim kurmada zorluk çıkarabilen bu sendrom, otizmin bir alt türü olarak kabul edilir. Otizm spektrum bozuklukları arasında yer alan Asperger sendromu, genellikle dil ve bilişsel gelişimde belirgin bir gecikme olmayan bireyleri etkiler ve genellikle sosyal etkileşimde güçlüklerle karakterizedir.

Asperger sendromuna "Otizmli Aspergerli" denilmesi, genellikle Asperger sendromuyla ilişkili olan kişileri ifade etmektedir. Bu terim, Asperger sendromu olan bireylerin otizm spektrumunda yer aldığını vurgular. Otizm, genel olarak iletişim, sosyal etkileşim ve hayal gücüyle ilgili eksiklik ve düzensizliklerin olduğu bir nörogelişimsel bozukluktur.

Iceberg sendromu, Asperger sendromu veya Asperger bozukluğu olarak da bilinir. Bu sendrom, otistik spektrum bozukluklarından biridir ve sosyal etkileşimde zorluklarla karakterizedir. Asperger sendromu diğer otistik spektrum bozukluklarından dil ve bilişsel gelişimde belirgin bir gecikme olmamasıyla ayrılır.

Nefritik sendrom, akut başlayan ve kanlı idrar, protein kaçağı ve hipertansiyon gibi belirtilerle karakterize edilen bir klinik tablodur. Özellikle akut poststreptokoksik glomerülonefrit hastalarında sıkça görülen bir klinik bulgu kompleksidir. Nefrotik sendrom ise vücutta fazla miktarda proteinin idrara geçmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır ve bir veya iki böbreğin hasar gördüğünü gösterir.

APIE (Assessment, Planning, Implementation, Evaluation) hemşirelik yaklaşımı, modern hemşirelik uygulamalarında problem çözme açısından temel bir unsurdur. Bu yaklaşım, bireysel hasta bakımını optimize etmek için ek modellerin ve süreçlerin kullanılmasının önemli olduğunu vurgular.

ASPIRE yaklaşımı, APIE yaklaşımını büyük ölçüde yer değiştirmiş ve değerlendirme, sistematik hemşirelik tanısı, planlama, uygulama ve yeniden kontrol etme ve değerlendirme adımlarını içeren bir yaklaşım olarak kabul edilir. Hemşirelik bakımını kişiye özel hale getirmek için geniş yelpazede rol ve sorumlulukları göz önünde bulundurmak önemlidir.

APIE problem çözme yaklaşımı, bir planın uygun şekilde uygulanmasının gerekliliğine vurgu yapar, ancak bireyin ve hemşirenin daha geniş rolleri dikkate alınmalıdır. Bu sayede kişiye özgü bakımın sunulması sağlanabilir.

APIE'nin ilk aşaması olan "değerlendirme", hastanın sunmuş olduğu şikayetlerin ve genel durumun detaylı bir analizini içerir. Değerlendirme süreci sadece sunulan sorunları listelemek değil, daha kapsamlı bir şekilde nicel ve nitel verilerin entegrasyonunu içerir.

Asperger sendromunun belirtileri genellikle sosyal iletişimde güçlük ve takıntılı davranış örüntüleri şeklinde kendini gösterir. Asperger sendromu olan bireyler, esprileri, mecazları ve imaları anlamakta zorlanabilirler ve konuşmalarında telaffuz sorunu yaşamazlar ancak tonlama ve vurgu gibi konularda zorluk yaşayabilirler.

Asperger sendromunun yaygınlığı genellikle her 1000 çocuktan 1-4'ünde olduğu söylenmektedir. Bu sendrom genellikle erkek çocuklarında daha sık görülse de kesin sebepleri hakkında tam bir bilgi bulunmamaktadır. Genel olarak, 4 erkek çocuğuna karşılık 1 kız çocuğunun bu bozukluktan etkilendiği kabul edilir.

Yüksek işlevli otizm, genellikle yüksek beceri seviyelerine sahip olan otistik bireyler için kullanılan bir terimdir. Genellikle IQ seviyesinin 85'in üzerinde olduğu bireyler için kullanılan bir tanımdır. Bu bireyler genellikle daha yüksek seviyede işlev görebilirler.

Hafif Asperger sendromu, otizm spektrum bozukluklarının en hafif olanıdır. Beyindeki bazı değişikliklerden kaynaklanan bu sendromun tam olarak neden oluştuğu bilinmemekle birlikte genetik faktörler ve çevresel etmenlerin rol oynadığı düşünülmektedir.

Isaac Newton'un Asperger sendromuna sahip olduğu düşünülmektedir. Fizik kanunları ve matematik alanındaki çalışmalarıyla tanınan Newton, Asperger sendromuna sahip olduğuna inanılan ünlü bir kişiliktir.

Asperger sendromu, doğuştan gelen veya yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan bir nörogelişimsel bozukluk olarak kabul edilir. Otizm spektrum bozuklukları arasında en hafif formu olarak kabul edilen Asperger sendromunun belirtileri genellikle erken çocukluk döneminde fark edilebilir.