Son Konular

Atasözlerinin çıkış noktaları

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan SoruCevap
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
S

SoruCevap

25 tane atasözünün çıkş noktaları bunu bulmama yardım edermisiniz

ADAM OL BABAN GİBİ, EŞEK OLMA ATASÖZÜNÜN HİKAYESİ, ORTAYA ÇIKIŞI



Vaktiyle Eğitim Bakanlığı da yapmış olan tarihçi Abdurrahman Şeref Bey, Galatasaray Lisesi' nde müdür iken , birgün Sultan Abdülhamid' in hizmetkarlarından bir paşanın oğluna kızar. Öğrencilerin arasında çocuğa;



"Adam ol" der, "baban gibi eşek olma!"



Çocuk bunu babasına anlatır.



Babası:



"Vay, demek ben bugüne bugün padişahımın mahiyetinde bir paşa olayım da, bana eşek desin. Bunu ona soracağım" der.



Ertesi gün okula gidip hocayı bularak;



"Beyefendi, sizin bana eşek demeye ne hakkınız var? Ben, padişahın mahiyetinde paşayım" deyince, Abdurrahman Şeref bey;



"Ne münasebet ben sizi tanımıyorum. Ne zaman eşek dedim", diye sorar.



Paşa;



"Geçen gün okulda oğluma "adam ol, baban gibi eşek olma" diye bağırmışsınız" der.



Bunun üzerine Abdurrahman Bey;



"Doğru, çocuğunuzu payladım. Çalışmıyordu. Sizi örnek göstererek, "adam ol baban gibi! eşek olma! diye söyledim" der.



Bu cevap üzerine paşa, hem özür diler, hem de teşekkür eder ve oradan ayrılır.






ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇTİ. ATASÖZÜNÜN HİKAYESİ, ORTAYA ÇIKIŞI



Zamanında Bolu beyine baş kaldıran Köroğlu'nun dillerde yağız mı yağız atı çalınır.bütün civarı arar tarar yok.bir kimse birde İstanbul'daki pazarları dolaş der.İstanbulda pazarları dolaşırken atına rastlar.



Pazar sahibine şu ata bir bineyim hele der.pazarcıda buyur der .



Eski sahibinin kokusunu alan at şahlanıp,dört nala ordan uzaklaşır.



Dövünen pazarcıya ihtiyarın biri gelip ,



Ah evlat! Atı alan üsküdarı geçti.



O köroğluydu ,atın gerçek sahibi...









ÇIKAR AĞZINDAKİ BAKLAYI ATASÖZÜNÜN HİKAYESİ, ORTAYA ÇIKIŞI



"Zamanında çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Sonunda kendine yakıştırılan küfürbazlık ününe dayanamaz duruma gelmiş. Soluğu bir bilgenin yanında almış, ondan akıl danışmış.



'Her kızdığım konu karşısında küfretmek huyumdan kurtulmak istiyorum' demiş. Adamın içtenliğini görünce bilge ona yardımcı olmaya karar vermiş. Bakkaldan bir avuç bakla tanesi getirtmiş ve bunları 'küfürbazlık'tan kurtulmak isteyen adamın avucunun içine koydu.



'Şimdi bu bakla tanelerini al, birini dilinin altına, ötekilerini cebine koy' demiş. 'Konuşmak istediğin zaman bakla diline takılacak, sen de küfürden kurtulma isteğini anımsayıp o anda söyleyeceğin küfürden vazgeçeceksin. Bakla ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir bakla çıkakrırsın, dilinin altına onu yerleştirirsin.'



"Adamcağız bilgenin dediğini yapmış. Bu ara da bilgenin yanından da ayrılmamaya çalışıyormuş. Yağmurlu bir günde birlikte bir sokaktan geçerlerken bir evin penceresi hızla açılmış ve genç bir kız başını uzatmış, seslenmiş:



'Bilge efendi, biraz durur musun?' demiş ve pencereyi kapatmış. Bilge söyleneni yapmış ama sicim gibi yağan yağmur altında iliklerine değin ıslanmış. Sığınacak bir saçak altı da yoktur. Üstelik niçin durdurulduğunu henüz bilmemektedir ve kız da pencereden kaybolmuştur. Bir ara evin kapısına varıp kızın ne istediğini sormak geçmiş içinden fakat tam kapıya yöneleceği sırada kız tekrar pencerede görünmüş ve aynı isteğini yinelemiş:



'Bilge efendi, lütfen birkaç dakika daha bekler misiniz...'



"Bilge içinden öfkelenmiş ama kızın isteğini de yerine getirmiş. Fakat yanındaki 'eski' küfürbaz adam, kendini zor tutuyormuş. Bu arada yağmurun şiddeti gittikçe artıyor, bilge de, adam da, vıcık vıcık ıslanıyorlarmış.



Bir süre sonra pencere açılmış ve kız yine seslenmiş



'Gidebilirsiniz artık!..' demiş.



Bilge bu durumu çok merak etmiş ve sormuş:



'İyi de evladım bir şey yoksa bu yağmurun altında bizi niçin beklettin?'



"Penceredeki kız, bu soruyu pek umursamamış:



'Efendim, sizi elbette bir nedeni olmadan bekletmiş değilim' demiş ve bekletme nedenini şöyle açıklamış:



'Tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. Yumurtaları tavuğun altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa piliçler de tepeli olur, horoz çıkarmış. Annem sizi sokaktan geçerken görünce hemen yumurtaları kuluçkaya koydu ve yumurtaları tavuğun altına yerleştirene değin sizin pencerenin önünden ayrılmamanızı istedi.'



"Saygısızlığın böylesi karşısında bilgenin de tepesinin tası atmış. Yanındaki 'eski' küfürbaza dönmüş ve şöyle demiş:



'Hak ettiler bu ana kız' demiş. 'Çıkar ağzından baklayı!..'"





DİMYAT'A PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLMAK ATASÖZÜNÜN HİKAYESİ, ORTAYA ÇIKIŞI



Dimyat Mısır'da, Süveyş Kanalı ağzında ve Portsait yakınlarında bir iskeledir. Eskiden Mısır'ın meşhur pirinçleri, ince hasırdan örülmüş torbalar içinde buradan Türkiye gelirdi.



Dimyat'a pirinç almak için giden bir Türk tüccarının bindiği gemi Akdenizde Arap Korsanları tarafından soyulmuş ve adamcağızın kemerindeki bütün altınlarını almışlar.



Binbir müşkilat içinde Türkiye'ye dönen pirinç tüccarı o yıl iflas etmek durumuna düşmüş. İstanbul'dan kalkmış, memleketi olan Karaman'a gitmiş. O sene tarlasından kalkan buğdayları da bulgur tüccarlarına sattığından, kendi ev halkı kışın bulgursuz kalmışlar. "Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" sözünün aslı buradan kalmıştır.
 
S

Ataturk doneminde iletişim alanında yapılan gelişmeler nelerdir?

S

GSS borcu ne zaman silinir?

Benzer Konular

S
  • Öneri Öneri
Birkac Atasozunun ortaya cıkış hikayeleri Atı alan uskudarı gecti ; Zamanın birinde Bolu beyine baş kaldıran Koroğlu'nun dillerde yağız mı yağız atı calınırbutun civarı arar tarar yokbir kimse birde İstanbul'daki pazarları dolaş derİstanbulda pazarları dolaşırken atına rastlar Pazar sahibine...
Cevaplar
0
Görüntüleme
10
SoruCevap
S
S
  • Öneri Öneri
Hz. İsa'nın (a.s) doğumu nasıl gerçekleşti? Hz. İsa (a.s.) dünyaya geldikten sonra Hz. Meryem (r.a.) neler yaşadı? Hz. İsa'nın (a.s.) peygamberliği, tebliği, havarileri hakkında bilinmesi gerekenler. Hz. İsa'nın (a.s.) göğe yükselmesi hakkındaki farklı görüşler nelerdir? Bilinen tüm detaylarıyla...
Cevaplar
0
Görüntüleme
20
SoruCevap
S
S
  • Soru Soru
Osmanlıca Türkçe Lügat A 1928 senesinde alınan Türk alfabesinin "a" harfi, Osmanlıcadaki elif ve ayın harflerine yakın bir ses verir. A Nida edatı olup, kelimenin sonuna gelir "ey" mânası verir. Aynı veya farklı iki kelime arasına gelirse, sözün mânasını kuvvetlendirir. "rengârenk, lebaleb"...
Cevaplar
0
Görüntüleme
59
SoruCevap
S
  1. Konular

    1. 1.281.596
  2. Mesajlar

    1. 1.679.805
  3. Kullanıcılar

    1. 31.867
  4. Son üye

Geri
Üst Alt