haberci
Efsanevi Üye
Güneş batarken şehre, yorgun ve sessiz,
Kulağıma gelir bir fısıltı, unutulmuş bir iz.
Kapılmış rüzgarın, uğultulu nağmesine,
Kalbim titrer, kaybolmuş bir sesin peşinde.
Kulağıma gelir bir fısıltı, unutulmuş bir iz.
Kapılmış rüzgarın, uğultulu nağmesine,
Kalbim titrer, kaybolmuş bir sesin peşinde.
Ne zaman yürüyüp geçsem dar sokaklarda,
Her köşe başında, buruşmuş bir hatıra.
Hızla akan zamanın acımasız kollarında,
Bir çığlık olur dillerde, sessiz ve solgun.
Her köşe başında, buruşmuş bir hatıra.
Hızla akan zamanın acımasız kollarında,
Bir çığlık olur dillerde, sessiz ve solgun.
Gökdelenler arasında, kaybolmuş bir yıldız gibi,
Şehir, yüksek seslerin boğduğu bir diyar.
Ama fısıldar hala kırık kalpler, hafif rüzgarda,
Bir melodi olur yankılanır derinden daima.
Şehir, yüksek seslerin boğduğu bir diyar.
Ama fısıldar hala kırık kalpler, hafif rüzgarda,
Bir melodi olur yankılanır derinden daima.
Ve bizler, sessiz tanıkları gecenin,
Her anı değerli, her anı bir hazine.
Dinlersen eğer kalbinle, fısıldayan sessizlikte,
Şehir seninle konuşur, kaybolmuş fısıltılar içinde.
Her anı değerli, her anı bir hazine.
Dinlersen eğer kalbinle, fısıldayan sessizlikte,
Şehir seninle konuşur, kaybolmuş fısıltılar içinde.