Eğitim ortamında çocukların sağlığı, güvenliği ve gelişimi açısından belirli standartlar ve yönergeler bulunmaktadır. Bu standartlara uygun olarak en fazla 20-25 çocuğun bir sınıfta bulunması önerilmektedir. Bu sayede öğretmenlerin çocukları daha iyi gözlemleyebilmesi, bireysel ihtiyaçlara daha hızlı müdahale edebilmesi ve genel olarak çocukların sağlık ve güvenliğini daha iyi sağlayabilmesi mümkün olacaktır.

Sanat merkezindeki materyallerin belirli bir düzende yerleştirilmesi ve gereğinden fazla olanların uygun şekilde saklanması oldukça önemlidir. Gereğinden fazla olan materyallerin şeffaf saklama kutularında saklanması önerilebilir. Bu sayede materyallerin kolaylıkla görünmesi ve erişilebilir olması sağlanarak çocukların keşfetme ve deney yapma süreçleri desteklenmiş olacaktır.

Erken çocukluk eğitim kurumlarında genellikle farklı yaş gruplarında çocuklar bulunmaktadır. Doğumdan sonraki ilk 2 yıl bebeklik, 3-6 yaş arası ilk çocukluk (oyun), 7-11 yaş arası ilkokul yıllarını kapsayan ikinci çocukluk ve 12-18 yaş arası ergenlik dönemi olarak kabul edilmektedir. Bu farklı yaş gruplarına yönelik eğitim programlarının ve etkinliklerin düzenlenmesi, çocukların gelişim süreçlerine uygun şekilde desteklenmesini sağlar.

Kreş görüşmelerinde ailelerin sorması gereken bazı sorular bulunmaktadır. Örneğin, kreşte bir gün nasıl geçiyor, çocuklar için hangi tür etkinlikler düzenleniyor, açık hava aktiviteleri var mı, düzenli olarak geziye çıkılıyor mu, güvenlik önlemleri neler gibi konular hakkında bilgi almak önemlidir. Ayrıca, acil durumlarda nasıl müdahale edildiği, öğretmenlerin akademik geçmişleri gibi konular da değerlendirilebilir.

Çocuk Hakları Sözleşmesi, Adam Lopatka'nın önderliğinde ve Birleşmiş Milletler Sekreteryası'nın değişik birimlerinin katılımıyla hazırlanmaya başlanmıştır. 1978 yılında hazırlanmaya başlanan taslak metin, BM Sekreteryası'nın farklı bölümlerinden ve özellikle Cenevre'deki İnsan Hakları Merkezi'nden oluşmaktadır. Bu sözleşme, çocukların haklarına ve refahına yönelik önemli adımların atılmasını amaçlamaktadır.

Yaratıcılık konusu, insanın mevcut olanları kullanarak yeni bir şey yaratma sürecini ifade eder. Yaratıcılığın var olan şeylerden türetilen bir süreç olduğu düşünüldüğünde, yaratıcılığın sürekli olarak gelişebileceği ve ilham aldığı unsurlarla şekillenebileceği görülmektedir. Bu nedenle, yaratıcılığın sürekli bir gelişim süreci olduğu ve herkesin yaratıcı yönlerini keşfedip geliştirebileceği önemlidir.

Son olarak, sanat merkezinin çocuklar için önemli bir alan olduğu unutulmamalıdır. Sanat merkezi, çocukların deneyimlerinden yola çıkarak yeni fikirler geliştirmelerine, özgün ürünler ortaya koymalarına olanak tanır. Farklı malzemelerle etkileşime geçme, keşfetme ve deney yapma imkanı sunarak çocukların yaratıcılıklarını ve özgüvenlerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu şekilde çocukların sanat alanında kendilerini ifade etmeleri ve estetik deneyimler yaşamaları desteklenmiş olur.