<
S
SoruCevap
Anne babalar; çocukları ile ilgili psikolojik problemlerde iki kat üzüntü duyarlar. Özellikle anneler zan
altındadırlar. Çocuğun, gencin özellikle de kızların terbiyesinden mesul tutulurlar. Bazen anne, baba
ve çocuklar arasında ezilir. Kızı onaylamadığı bir gençle evlendi diye karısını boşayan adam bilirim.
Anne babalar söz birliği ile belli bir disiplinle büyütselerde bambaşka bir genç ortaya çıkabilir.
Ortalama olarak gençler pek çok yanları ile ailelerin benzerleridir (Armut ağacının dibinde armut
bulunur. Buda bir atasözü. En güzel aşılanmış armut ağacının dibinde en az birtane eğri büğrü bir
armut bulunur) Küçük noktada bile ayrışmaları bazı ailelerde devasa probleme dönüştürülür. Pek çok
anne baba kendini çocuğun 'SAHİBİ' zanneder. Oysa sadece 'Veli'sidir. Yani çocuklar, ebeveynlere
'emanet' ayrı birer bireydirler. Beden ve benlik sınırlarına saygılı olmalıyız. 'Annene babana pöf
demeyeceksin' sözünü dillerine pelesenk edip evlatlarını esir almaya çalışanlar genellikle kendi
sorumluluklarını taşımayan ebeveynlerdir.
Çocuk bir bitki tohumu gibidir, büyüdükçe cinsi belli olan. Sakin çocuğunuzdan çılgın bir ergen ondan
da işkolik bir delikanlı çıkabilir. Bazen de aşırı yaramaz bir çocuktan merhametli bir delikanlı çıkabilir.
%50 genetik yapıyı %50 çevresel yapı şekillendirir. Anne baba ne yaparsa yapsın bambaşka
karakterde bir çocukta büyüyebilir. İki beyazdan bir zenci doğma ihtimali gibi mümkün bir durumdur.
Hayatta en ızdıraplı durumdur. Pek çok ebeveynin korkulu rüyasıdır "hayırsız evlat". "Evladın
hayırsızmı neylersin malı, evladın hayırlımı gene neylersin malı" atasözünde iyi huylu çalışkan bir
evladın paha biçilmez değeri anlatılır. "Ana gibi yar olmaz" sözünde annelerin koşulsuz sevgisinden
bahsedilir, ama bir taraftanda annesiz çocuklar yolda, her yerdeler… Sokak çocukları, mendil
satanlar,dilenenler,cam silenler. Onlarında anneleri ve babaları var 'öf'demeye hakları olmadıkları.
Büyük kaos içinde olan ailelerin çocukları her yönde risk altındadır, özellikle alkol ve madde açısından
ama yinede her aileden ve bireyden bağımlı çıkabilir. Sonuçta insanlar; hastalıkları için psikiyatriste
başvuruyorlar vede en çok eş ve çocuklarından şikayet etselerde, en ağır travmayı anne babaları ile
aralarında ki açık örtülü çatışmalarda uğrarlar. Bazen çok uzun zamanımızı alır onları "helalleştirmek
ve hesaplaştırmak" bazen ölmüş ebeveyne mektup yazdırırız sonradan.
Çocuğa rol model sadece anne baba değildir. Çekirdek, geniş aile, komşular, televizyon
dizileri,internet derken pek çok rol model ilave oldu. Mahalle internet sayesinde sınırsız artık. Yine az
bilinen bir atasözü ile kapatayım: "bir alimden bir zalim, bir zalimden bir alim doğar".
Hamama giren terler
Hamamın yumuşatıcı rahatlatıcı yönünü isteyip, terlemeyi kabul etmemek gibi somut bir örnek
eğlenmeyi isteyip, para harcamayı kabul etmemek için söylenmiş olmalı. Bilirsiniz eğlenemeye gider
burnunuzdan gelerek geri dönersiniz bazen. Evlilikleri bitiren 'SEVGİSİZLİK' değildir çoğunlukla.
SAYGISIZLIK daha büyük ayırıcı faktördür. Birde insanların hayatında ilkler ve tekler vardır. Doğum,
taşınma,hastalıklar,evlilikler,ölüm,öss gibi hayatın kriz dönemlerinde yakınlarınızın yanında
olmazsanız unutmazlar. Siz onun için 99 kez yemek hazırlayıp tokken önüne koymuş olmanızın hiçbir
önemi yoktur. Bir kez açken onu açıkta bırakmanızın ömür boyu izi kalır affedemez.
Yaşamdan örnek: 1,5 senedir ygs yi hazırlanan kuzumuzu, sınav öncesi son gün komedi filmine
götürüp güldürelim istedik. İstediğimiz filmler Cevahirde olmasına rağmen, Astoria nın önünde iken
araba kullanan eşim 'bak internete Profiloya gidelim' diye emir verdiği bendeniz, internete
bağlanıncaya kadar Profiloya girmiştik bile. Bir Cumartesi akşamı üçümüzde yorgun (ikimiz
garanti)park yeri aradık, sinemaların yerine baktık yorulduk ve komedi filmi yok, yavrumun yüzü
düştü. Ani kararının sebebi buranın 2 lira daha ucuz oluşuydu. "Tekrar Cevahir'e gidelim" dediğinde
gücümüzde, enerjimizde yok olmuştu, mecburen oradan bir film seçtik. Uzun kuyrukta eşim bilet
alırken, sinemanın hemen önünde ki '1 tl kahve' yazan yerde 2 Tl ye 2 salep aldık, arkamızı döndük
eşim yok. Onada bir kahve alacağız, sahlep sevmez. Oturduk biraz bekledik, 'kredi kartına para
yüklemeye gitmiştir' dedi kuzucuk. Tecrübeli kötümser bendeniz huzursuzlandım. Telefon telefon
üstüne açtım cevap yok, bekledik, bekledik… Çocukda huzursuzlandı aradı yok. Canı isteyince cevap
verdi geldi 'bende sizi aramaya çıktım' yalanı ile oturdu hemen kahvesini ısmarladık küser yoksa, biraz
sonra yalanını unuttu. Gezdiği mağazaları isim isim saymaya başladı. Pahalı mağazalarda tek tek takım
elbise fiyatlarına bakmıştı. Halbuki bize dese onu bağlayacak değildik, o takım elbise bakar, biz yorgun
iki kişi rahat otururduk. Hangi davranışımıza pasif agresif eşimin ceza kestiğini kestiremedik bile.
Bunun gibi sayısız örneklerin iç enerjiniz için nasıl bir kaçak olduğunu bir bilip izin vermeyin…
altındadırlar. Çocuğun, gencin özellikle de kızların terbiyesinden mesul tutulurlar. Bazen anne, baba
ve çocuklar arasında ezilir. Kızı onaylamadığı bir gençle evlendi diye karısını boşayan adam bilirim.
Anne babalar söz birliği ile belli bir disiplinle büyütselerde bambaşka bir genç ortaya çıkabilir.
Ortalama olarak gençler pek çok yanları ile ailelerin benzerleridir (Armut ağacının dibinde armut
bulunur. Buda bir atasözü. En güzel aşılanmış armut ağacının dibinde en az birtane eğri büğrü bir
armut bulunur) Küçük noktada bile ayrışmaları bazı ailelerde devasa probleme dönüştürülür. Pek çok
anne baba kendini çocuğun 'SAHİBİ' zanneder. Oysa sadece 'Veli'sidir. Yani çocuklar, ebeveynlere
'emanet' ayrı birer bireydirler. Beden ve benlik sınırlarına saygılı olmalıyız. 'Annene babana pöf
demeyeceksin' sözünü dillerine pelesenk edip evlatlarını esir almaya çalışanlar genellikle kendi
sorumluluklarını taşımayan ebeveynlerdir.
Çocuk bir bitki tohumu gibidir, büyüdükçe cinsi belli olan. Sakin çocuğunuzdan çılgın bir ergen ondan
da işkolik bir delikanlı çıkabilir. Bazen de aşırı yaramaz bir çocuktan merhametli bir delikanlı çıkabilir.
%50 genetik yapıyı %50 çevresel yapı şekillendirir. Anne baba ne yaparsa yapsın bambaşka
karakterde bir çocukta büyüyebilir. İki beyazdan bir zenci doğma ihtimali gibi mümkün bir durumdur.
Hayatta en ızdıraplı durumdur. Pek çok ebeveynin korkulu rüyasıdır "hayırsız evlat". "Evladın
hayırsızmı neylersin malı, evladın hayırlımı gene neylersin malı" atasözünde iyi huylu çalışkan bir
evladın paha biçilmez değeri anlatılır. "Ana gibi yar olmaz" sözünde annelerin koşulsuz sevgisinden
bahsedilir, ama bir taraftanda annesiz çocuklar yolda, her yerdeler… Sokak çocukları, mendil
satanlar,dilenenler,cam silenler. Onlarında anneleri ve babaları var 'öf'demeye hakları olmadıkları.
Büyük kaos içinde olan ailelerin çocukları her yönde risk altındadır, özellikle alkol ve madde açısından
ama yinede her aileden ve bireyden bağımlı çıkabilir. Sonuçta insanlar; hastalıkları için psikiyatriste
başvuruyorlar vede en çok eş ve çocuklarından şikayet etselerde, en ağır travmayı anne babaları ile
aralarında ki açık örtülü çatışmalarda uğrarlar. Bazen çok uzun zamanımızı alır onları "helalleştirmek
ve hesaplaştırmak" bazen ölmüş ebeveyne mektup yazdırırız sonradan.
Çocuğa rol model sadece anne baba değildir. Çekirdek, geniş aile, komşular, televizyon
dizileri,internet derken pek çok rol model ilave oldu. Mahalle internet sayesinde sınırsız artık. Yine az
bilinen bir atasözü ile kapatayım: "bir alimden bir zalim, bir zalimden bir alim doğar".
Hamama giren terler
Hamamın yumuşatıcı rahatlatıcı yönünü isteyip, terlemeyi kabul etmemek gibi somut bir örnek
eğlenmeyi isteyip, para harcamayı kabul etmemek için söylenmiş olmalı. Bilirsiniz eğlenemeye gider
burnunuzdan gelerek geri dönersiniz bazen. Evlilikleri bitiren 'SEVGİSİZLİK' değildir çoğunlukla.
SAYGISIZLIK daha büyük ayırıcı faktördür. Birde insanların hayatında ilkler ve tekler vardır. Doğum,
taşınma,hastalıklar,evlilikler,ölüm,öss gibi hayatın kriz dönemlerinde yakınlarınızın yanında
olmazsanız unutmazlar. Siz onun için 99 kez yemek hazırlayıp tokken önüne koymuş olmanızın hiçbir
önemi yoktur. Bir kez açken onu açıkta bırakmanızın ömür boyu izi kalır affedemez.
Yaşamdan örnek: 1,5 senedir ygs yi hazırlanan kuzumuzu, sınav öncesi son gün komedi filmine
götürüp güldürelim istedik. İstediğimiz filmler Cevahirde olmasına rağmen, Astoria nın önünde iken
araba kullanan eşim 'bak internete Profiloya gidelim' diye emir verdiği bendeniz, internete
bağlanıncaya kadar Profiloya girmiştik bile. Bir Cumartesi akşamı üçümüzde yorgun (ikimiz
garanti)park yeri aradık, sinemaların yerine baktık yorulduk ve komedi filmi yok, yavrumun yüzü
düştü. Ani kararının sebebi buranın 2 lira daha ucuz oluşuydu. "Tekrar Cevahir'e gidelim" dediğinde
gücümüzde, enerjimizde yok olmuştu, mecburen oradan bir film seçtik. Uzun kuyrukta eşim bilet
alırken, sinemanın hemen önünde ki '1 tl kahve' yazan yerde 2 Tl ye 2 salep aldık, arkamızı döndük
eşim yok. Onada bir kahve alacağız, sahlep sevmez. Oturduk biraz bekledik, 'kredi kartına para
yüklemeye gitmiştir' dedi kuzucuk. Tecrübeli kötümser bendeniz huzursuzlandım. Telefon telefon
üstüne açtım cevap yok, bekledik, bekledik… Çocukda huzursuzlandı aradı yok. Canı isteyince cevap
verdi geldi 'bende sizi aramaya çıktım' yalanı ile oturdu hemen kahvesini ısmarladık küser yoksa, biraz
sonra yalanını unuttu. Gezdiği mağazaları isim isim saymaya başladı. Pahalı mağazalarda tek tek takım
elbise fiyatlarına bakmıştı. Halbuki bize dese onu bağlayacak değildik, o takım elbise bakar, biz yorgun
iki kişi rahat otururduk. Hangi davranışımıza pasif agresif eşimin ceza kestiğini kestiremedik bile.
Bunun gibi sayısız örneklerin iç enerjiniz için nasıl bir kaçak olduğunu bir bilip izin vermeyin…