Takıntılı davranışlar genellikle belirli bir düşünce veya eyleme karşı sürekli tekrarlayan, kontrol edici ve zorlayıcı bir şekilde ortaya çıkar. Bir insanın takıntılı olduğunu anlamanın belirtileri arasında sürekli bir şeyleri kontrol etme ihtiyacı, belirli ritüelleri tekrar etme (örneğin kapıları tekrar tekrar kontrol etme), aşırı sayma eğilimi gibi davranışlar yer alabilir.

Takıntılı aşk ise bir kişinin aşık olduğu başka bir kişiye aşırı düzeyde bağlılık, sürekli düşünme ve kontrol etme isteği gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Saplantılı aşkın sebepleri arasında düşük özgüven, aşırı onaylanma beklentisi, sürekli konuşma isteği, aşık olduğu kişiyle sürekli iletişimde olma ihtiyacı ve aşırı ilgi gösterme gibi faktörler yer alabilir.

Anksiyete (kaygı) konusuna gelince, yüksek zeka seviyesine sahip olan bireylerde anksiyete bozukluklarına yatkınlığın normal zeka seviyesindeki bireylere göre daha yüksek olduğu belirtilmektedir. Bazı araştırmalar, zeka ile anksiyete arasında güçlü bir ilişki olduğunu ve kaygının evrimsel bir avantaj olarak insanların hayatta kalma süreçlerini güçlendirmek için geliştiğini öne sürmektedir.

Anksiyete bozukluğu olan kişilerin zeki olup olmadığı konusu ise tartışmalıdır. Bazı bilim insanları, endişe ve zeka arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu düşünürken, bu konudaki araştırmaların sonuçları kesin değildir. Ancak, bazı çalışmalar, anksiyete seviyesi yüksek olan bireylerin daha yaratıcı ve analitik düşünebileceğini işaret etmektedir.

Cinsellik takıntısı ise istenmeyen cinsel düşüncelerin kişide yoğun kaygı yaratması ve cinsel arzuyu engellemesi durumudur. Bu tür takıntılar genellikle bireyde utanç ve rahatsızlık hissi yaratabilir. Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) hastaları da cinsel takıntılar nedeniyle kendilerini olumsuz etiketlerle tanımlayabilirler.

Takıntılı aşık olan bir kişi, genellikle sevdiği kişiye karşı güven eksikliği yaşayabilir ve sürekli olarak terkedileceği veya ayrılacağı düşüncesiyle uğraşabilir. Bu durum kişiyi endişeli ve karmaşık duygular içinde bırakabilir.

Takıntıların aşka dönüşüp dönüşemeyeceği tartışmalı bir konudur. Aşkın genellikle belirli bir süre olan yaklaşık 6 ay gibi bir zaman diliminde olduğu düşünülürken, takıntının ise aşırı ve kontrol edilemeyen düşüncelerle devam ettiği kabul edilir.

Neden takıntılı aşık olunduğu konusu ise kişinin geçmiş travmalarının ve karmaşık duygularının sebep olabileceği düşüncelerin aşk ilişkisine yansıması olarak açıklanabilir. Ayrılık durumlarında yoğun kaygı, endişe ve mutsuzluk yaşanması, takıntılı aşık olmanın belirtilerinden biri olabilir.