haberci
Efsanevi Üye

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) hukuku, mahkeme kararlarını silah olarak kullanarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) ekonomisine zarar verme girişiminde bulunduğunu vurgulayarak "Ada'nın gelişmesi, refahı ve yatırımları için siyasi nedenlerle engellemeye çalışanlar, mutlaka hukukun ve uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde karşılaşacaklardır. Bu tür siyasi girişimlerden vazgeçmelerini ve KKTC ekonomisini hedef alan bu hukuki saldırılardan vazgeçmelerini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, KKTC ziyareti sırasında, BRT 1 canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 10 Haziran'da verdiği bir karara ilişkin, özellikle Taşınmaz Mal Komisyonu'na (TMK) yapılan vurguyu değerlendiren Yılmaz, TMK'nin 2005 yılında kurulduğunu hatırlatarak AİHM'nin 2010'da verdiği kararla TMK'nin etkin bir iç hukuk yolu olduğunu doğruladığını belirtti.
TMK'nin sorunları çözdüğüne dair rakamların gösterdiğini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:
"12 Haziran 2025 tarihi itibarıyla, komisyona toplam 8,178 başvuru yapıldı. Bu başvurulardan 2,041'i sonuçlandırıldı ve özellikle son 2 yılda, 2023-2024'te hızın arttığını gözlemliyoruz. Bu ivmeyle birlikte başvuru sayılarının arttığını görüyoruz. Rum kesiminden insanlar sorunlarına çözüm bulabilmek için buraya başvuruyorlar. Bu mekanizma son dönemlerde, özellikle son 2 yılda daha hızlı çalışmaya başladı. 10 Haziran'daki AİHM kararı da bizim için önemli çünkü bu karar TMK'nin etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit etti."
Yılmaz, Türkiye'nin bu mekanizmayı güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceğini vurgulayarak "Bu karar olumlu bir adım. Bu doğrultuda, TMK'nin daha etkin ve kapsamlı bir şekilde çalıştığını göreceğiz." dedi.
"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, son zamanlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki iş insanlarına yönelik hukuk dışı uygulamaları ve tutuklamaları, ekonomik değil siyasi bir mücadeleye yönelik bir eylem olduğunu görüyoruz. Bu durumu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Yılmaz, şu yanıtı verdi:
"Evet, doğru söylüyorsunuz. Genel olarak böyle görüyoruz. Her ne kadar her olayı ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyorsa da genel resme baktığımızda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, hukuku ve mahkeme kararlarını bir araç olarak kullanarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisine zarar verme amacında olduğunu görüyoruz. Kuzey'deki ekonomik ilerlemeyi ve atılımları engellemeye çalıştıklarını gözlemliyoruz. 'Yatırımcıları caydırma, dışarıdan yatırımın gelmesini engelleme. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde insanları endişelendirme, yatırım yapmalarını engelleme' gibi bir strateji izlediklerini görüyoruz. Bu tavrı kesinlikle desteklemiyoruz ve son zamanlarda Cenevre'deki işbirliği ruhuna da ters düştüğü kanaatindeyiz."
Devam eden bu yaklaşımın, Kıbrıs Rum kesiminin karşılığını alacağını vurgulayan Yılmaz, "Bu karşılıksız kalmaz. Biz şuna inanıyoruz. Ada'nın gelişmesi, refahı ve yatırıma ihtiyacı var. Bunu siyasi nedenlerle engellemeye çalışanlar, mutlaka hukukun ve uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde karşılaşacaklardır. Bu tür siyasi girişimlerden vazgeçmelerini ve KKTC ekonomisini hedef alan bu hukuki saldırılardan vazgeçmelerini bekliyoruz." şeklinde konuştu.
"Zaman, birliğimizi ve beraberliğimizi güçlendirmek için önemli"
Bölgede farklı yaklaşımlar sergileyen ülkelerin bulunduğuna dikkat çeken Yılmaz, bir tarafta istikrarsızlık, kaos ve çatışma üzerine siyaset yapanlar diğer tarafta ise Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi istikrar ve barışı hedefleyen ülkelerin olduğunu belirtti.
Yılmaz, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son dönemde önemli diplomatik adımlar attığına işaret ederek Etiyopya ile Somali arasında yürütülen barış girişimlerinden Hindistan-Pakistan gerilimine, Ukrayna-Rusya Savaşı'ndaki tutuma ve son olarak İsrail ile İran arasındaki çatışmayı durdurma çabalarına kadar birçok alanda aktif rol aldığını söyledi.
Bölgedeki gelişmelerin hem Türkiye hem de KKTC tarafından titizlikle takip edildiğini vurgulayan Yılmaz, şunları dile getirdi:
"Bu dönemlerde, birliğimizi ve beraberliğimizi daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Türkiye'de iç cephemizi güçlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz. Yani emperyalist güçlerin, uluslararası odakların bölgemize yönelik tuzaklarını boşa çıkarmanın en etkili yolu iç birliğimizi güçlendirmektir. Milli birliğimizi sağlamlaştırmak ve Türkiye Cumhuriyeti olarak bu yönde her türlü çabayı sarf etmekteyiz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de bu süreçte iç birliğini daha da güçlendireceğine ve sağlamlaştıracağına inanıyorum. Mücahitler ve Mehmetçikler, canlarını feda ederek bize bu ortamı miras bıraktılar. Onları rahmetle anıyorum. Allah, mücahitler ve Mehmetçiklerimizden razı olsun. Onların fedakarlıkları sayesinde bugün huzur içinde yaşıyor ve konuşuyoruz. Bu emanete hep birlikte güçlü bir şekilde sahip çıkmamız gerekiyor."