Uluslararası ilişkilerde devletlerin kendi aralarında odaklanmış oldukları egemen eşitlik ilkesi üzerine kurulu ilişki biçimi ulus üstü hukukun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu ilke, devletlerin kendi egemenlik haklarına saygı göstererek bir araya gelmeleri ve ortak kararlar alarak uluslararası arenada daha etkili olabilmeleri anlamına gelir.

Avrupa Birliği'ne üyelik koşulları ise genel olarak "Kopenhag Kriterleri" olarak bilinir. Bu kriterler üç ana başlık altında toplanmaktadır:

1. Siyasi Kriterler: Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıkların korunması gibi konuları kapsar.
2. Ekonomik Kriterler: Piyasa ekonomisine geçiş, rekabet edebilirlik ve AB içindeki serbest rekabet kurallarına uyum gibi ekonomik faktörleri içerir.
3. Müktesebata Uyum: AB'nin hukuki ve idari normlarına uyum sağlama sürecini ifade eder.

Avrupa Birliği, Türkiye'yi Orta ve Doğu Avrupa için oluşturduğu katılma sürecini, Maastricht Antlaşması çerçevesinde, 9-10 Aralık 1991 tarihlerinde Maastricht'te yapılan AB Zirvesi'nde kararlarla dahil etmiştir.

Türkiye'nin AB üyeliği konusunda ise süreç karmaşık ve belirsizdir. Son olarak, 15 Aralık 2021 tarihinde AB Konseyi, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmuş olarak kalmasına karar vermiştir. Bu durumda, Türkiye'nin AB üyeliği için belirli koşulların sağlanması ve müzakerelere devam edilmesi gerekmektedir.

AB üyeliğiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, AB vatandaşlığına geçer ve birlik üyelerinin sahip olduğu haklardan faydalanabilirler. Bu, seyahat özgürlüğü gibi konuları da kapsar.

Türkiye'nin AB'ye katılım müzakereleri ise 3 Ekim 2005 tarihinde Lüksemburg'da yapılan Hükümetlerarası Konferans ile resmen başlamıştır. Bu süreçte, Türkiye'nin AB standartlarına uyum sağlaması ve reform sürecini sürdürmesi gerekmektedir.