Doğrudan yatırımlar, bir ülke sınırları dışındaki yatırımcıların ilgili ülkeye reel ve üretime dönük yatırımlar yapması anlamına gelir. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları olarak da adlandırılan bu yatırımlar, genellikle uzun vadeli ve kalıcı yatırımlardır. Özellikle fabrika inşaatı, tesis kurulumu gibi fiziki varlıkların oluşturulması şeklinde gerçekleşebilir.

Doğrudan yabancı yatırımların gerçekleşme şekli genellikle yatırımcının ilgili ülkede yerleşik bir firma kurması, mevcut bir firmanın kontrol hisselerini satın alması veya ortaklık yoluyla bu ülkedeki işletmelere yatırım yapması olarak açıklanabilir. Bu yatırımlar, ülke ekonomilerine yeni teknolojilerin, bilgi ve deneyimlerin transferini sağlayarak istihdam yaratma, ekonomik büyümeyi destekleme ve ihracatı arttırma gibi faydalar sağlayabilir.

Doğrudan ve dolaylı yabancı yatırımlar arasındaki temel farklar şunlardır:
1. Doğrudan yatırımlar genellikle uzun vadeli ve kalıcıdır, dolaylı yatırımlar ise kısa vadeli ve geçicidir.
2. Doğrudan yatırımlar genellikle fiziki varlıkların oluşturulmasıyla gerçekleşirken, dolaylı yatırımlar portföy yatırımlarını içerir.
3. Doğrudan yatırımlar yeni üretim kapasitelerinin oluşturulmasını sağlar, dolaylı yatırımlar ise genellikle finansal enstrümanlara odaklanır.

Net yabancı yatırımlar ise uluslararası yatırım pozisyonunda bir ülkenin toplam finansal varlıkları ile toplam finansal yükümlülükleri arasındaki farkı ifade eder. Net yabancı yatırımların pozitif olması, bir ülkenin dış borçlarından daha fazla yabancı sermaye sahip olduğunu gösterirken, negatif olması dış borçlarından daha fazla sermaye borçlu olduğunu gösterir. Bu durum, bir ülkenin dış finansman pozisyonunu göstermede önemli bir göstergedir.

Dolaylı yatırım, yabancı sermaye yatırımlarının mali boyutunu temsil eder ve genellikle menkul kıymetlere olan yatırımları ifade ederken, doğrudan yatırımlar fiziki varlıklara yapılan doğrudan yatırımları ifade eder.

Doğrudan yabancı yatırım türleri arasında yatay, dikey ve konglomera yatırımların bulunduğu belirtilmiştir. Yatay yatırım, yatırım yapılan ülkede aynı türden iş operasyonlarını sürdüren şirketlere yapılan yatırımları ifade ederken, dikey yatırım tedarik zincirindeki farklı aşamalara yapılan yatırımları ifade eder. Konglomera yatırım ise genellikle farklı sektörlere ya da faaliyet alanlarına yapılan yatırımları ifade eder.

Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının önemi ekonomik büyüme ve kalkınma üzerinde olumlu etkilere sahip olmalarıyla ilişkilidir. Bu yatırımlar, yeni teknolojilerin ve iş modellerinin ülkeye transferini sağlayarak üretkenliği artırabilir, istihdam yaratabilir ve yerli işletmelerin rekabet gücünü geliştirebilir. Ancak, yeterli miktarda doğrudan yabancı yatırımın olmaması veya yönlendirilmesinde eksiklikler olması, ülke ekonomisinde olumsuz etkilere yol açabilir.

Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu ise doğrudan yabancı yatırımların artırılmasına yönelik düzenlemeler içeren bir kanundur. Bu kanun, yabancı yatırımcıların Türkiye'de doğrudan yatırım yapmasını teşvik etmek amacıyla belirli hükümleri düzenlemekte ve yabancı yatırımcılara sağlanacak imkanları belirlemektedir. Bu sayede, yabancı yatırımcılara Türkiye'de yatırım yapma ve işletme faaliyetlerini sürdürme konusunda destek sağlanmaktadır.