Doktorun bir tacir olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği genellikle Türk Ticaret Kanunu hükümleri kapsamında değerlendirilmez. Türk Ticaret Kanunu'nun genel olarak esnaf ve serbest meslek sahipleri üzerinde doğrudan etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, doktorlar genellikle tacir sıfatıyla anılmazlar ve ticari işletme olarak kabul edilmezler.

Doktorlar gibi avukatlar, mali müşavirler de genellikle ticaret unvanına sahip olmayan meslek gruplarıdır. Bu meslek gruplarının faaliyet gösterdikleri ofisler, bürolar veya muayenehaneler de ticari işletme olarak kabul edilmezler. Bu nedenle, doktorlar genellikle tacir olarak kabul edilmezler ve ticari faaliyetler yürütmezler.

Tacir olmanın getirdiği yükümlülükler arasında iflasa tabi olma durumu bulunmaktadır. Ticari işletmeyi yürütenlerin borçları genellikle ticari faaliyetlerine dayanmaktadır ve bu nedenle ticari iflas durumları söz konusu olabilir. Ayrıca, ticari işletmenin ticaret siciline kaydedilmesi, kanuna uygun ticaret unvanı seçilmesi ve gerekli ticari defterlerin tutulması gibi yükümlülükler de tacirlerin karşılaştığı genel yükümlülükler arasındadır.

Kollektif şirketlerin ticaret unvanı genellikle ortakların adını ve soyadını, şirketin nevini ve bir ibareyi içermelidir. Ticaret unvanındaki bu unsurlar, şirketin kimliğini ve faaliyet alanını belirtmek amacıyla önem taşır. Eğer kollektif şirkete yeni ortaklar girerse, ticaret unvanında değişiklik yapılabilir ancak mevcut unvan korunabilir.

Kollektif şirket, tüzel kişilik sahibi olmayan bir ortaklık türüdür. Bu nedenle, kollektif bir şirketin tüzel kişi olarak kabul edilmesi söz konusu değildir. Ortaklar, şirketin borçlarından dolayı ilk derecede sorumlu iken, şirketin tüzel kişiliği bulunmamaktadır.

Gerçek kişi tacir, kendi adına ve yalnız başına işlettiği ticari veya sanayi işletmeye denir. Türk Ticaret Kanunu'na göre, ticari faaliyetlerde bulunan ve kendi adına işletme yöneten kişilere gerçek kişi tacir denir. Bu kişiler ticaret siciline kayıtlı olabilir ve ticaret hukuku hükümlerine tabi olabilirler.

Türk Ticaret Kanunu'na göre tacirler genellikle gerçek kişi tacirler ve tüzel kişi tacirler olarak iki ana gruba ayrılır. Gerçek kişi tacirler, kendi adlarına işletme sahipliği yapan bireyleri ifade ederken, tüzel kişi tacirler ise şirketler, limited şirketler gibi tüzel kişilik sahibi olan ticari işletmeleri ifade eder.

Tacirlerin yükümlülükleri arasında iflasa tabi olma durumu, ticari işletmenin tescil edilmesi, kanuna uygun ticaret unvanı seçimi ve gerekli ticari defterlerin tutulması gibi yükümlülükler bulunmaktadır. Bu yükümlülükler, ticari faaliyetlerin düzenli bir şekilde yürütülmesini ve ticaret hukuku kurallarına uyulmasını sağlamak amacıyla getirilmiştir. Tacirler, işletmelerini yasalara uygun olarak yönetmekle sorumludurlar.