Domino Teorisi, temel olarak "bir kez başlayan bir olayın ardından birçok benzer olayın zincirleme olarak ortaya çıkması" prensibine dayanan bir kavramdır. Bu terim genellikle siyasi ve diplomatik ilişkilerde kullanılmaktadır. Amerikalı siyasetçilerin Soğuk Savaş döneminde ortaya attığı Domino Teorisi, Sovyetler Birliği'nin etki alanını genişletmesi durumunda komşu ülkelerde de benzer komünist rejimlerin yükselmesine sebep olabileceğini öne sürmektedir. Bu nedenle, Domino Teorisi ABD'nin dış politikasının önemli bir bileşeni haline gelmiştir.

Domino Teorisi, ilk defa 1964 yılında Başkan Eisenhower tarafından Vietnam ile ilgili bir basın toplantısında dile getirilmiştir. Bu teori, Güneydoğu Asya politikasının temelini oluşturmuş ve bölgedeki komünist yayılmanın durdurulması amacıyla ABD'nin müdahalelerine gerekçe olarak öne sürülmüştür.

Albay Harry A. Sachaklian ise "havaya hükmeden, tüm dünyaya hükmeder" sözüyle anılan, modern hava hakimiyet teorisi kurucusu olarak bilinmektedir. Bu teori, hava gücünün stratejik önemini vurgulamakta ve modern savaş stratejilerinin temelinde yer almaktadır.

Domino etkisi kavramı ise kaza oluşumunu açıklamak için kullanılan bir modeldir. Bu modelde kazalar beş temel nedenin ardışık bir şekilde birbirini tetiklemesiyle meydana geldiği varsayılmaktadır. Bu zincirleme etkileşim sonucunda kazaların gerçekleştiği ve oluşan problemlerin birbiriyle ilişkili olduğu düşünülmektedir.

Son olarak, Spykman'ın rimland (kenar kuşak) teorisi, dünyayı eski ve yeni dünya olarak ikiye ayırarak eski dünyadaki rimland bölgesinin stratejik önemini vurgular. Bu teori, ABD'nin yeni dünyadaki hakimiyetini desteklemekte ve eski dünyadaki kaynakların ve nüfusun önemine dikkat çekmektedir.

Domine etmek ise Türk Dil Kurumu'na göre "üzerinde baskın duruma gelmek, hükmetmek" anlamlarına gelmektedir. Bu kelime, yaygın olarak liderlik, egemenlik ve kontrol gibi kavramları ifade etmek için kullanılmaktadır.