haberci
Efsanevi Üye
Eğitim Sosyolojisinin Tarihsel Gelişimi,
Eğitim Sosyolojisi Tarihi,
Eğitim Sosyolojisinin Önemi,
Eğitim Sosyolojisi Tarihi hakkında data
Eğitim denilince çoğunlukla, eğitim işine eğitimci ve öğrenci olarak katılanlar; öğretmenler ve öğrenciler, çocuklar ve gençler, anaokulu öğretmen ve bakıcıları, çıraklar ve ustalar, annebabalar ve okul yöneticileri vs akla kazanç
Yâni eğitim deyince birincil akla gelen,eğitici ile eğitilenler arasındaki bireysel ilişkilerdir Daha açık bir söyleyişle; hoca ili öğrenci arasındaki iki taraflı ilişkilerin şekli ve izleri, çocuk gelişiminin ortaya çıkardığı ihtiyaçlar, eğitsel ilişkinin meydana geldiği okul ve çevre ortamı, eğitime tesir eden çevre faktörleri, çocukların deneyim kazanmaları ve yetenekleri, eğiticinin pedagojik hedefleri, kullanılan eğitim vasıta ve metodları ile ilgileniriz
Eğitim, toplumun sosyal kurumlarından bir tanesidir Her çocuk belirli bir aile içinde doğar, belirtilen bir sosyal tabakanın dilini ve görgü kurallarını öğrenir, bir köy veya şehir ortamında büyür, ilkokulda ve öğretim sisteminin diğer okullarında okur Ufak çocukluk yaşlarından itibaren dağıtılmış dost çevredeki içine girerek oyunlarını bu çevreler içinde oynar, sohbet eder, bu gruplarla bütünleşir Kitap, gazete, dergi okur; sinemaya, tiyatroya gider, radyo dinler, televizyon seyreder Bütün bunlar insanların ve özellikle yeni yetişen nesillerin içinde yaşadıkları toplumdan etkilenme yollarından bazılarıdır İçinde yaşanılan bu ortamlar, çocukları ve gençleri hayatın amacı, önyargılar ve layık hükümleri, tutumlar, vaziyet alışlar, tüm fikir ve davranış yönlerinden etkiler, yönlendirir ve kalıplaştırır İşte burada özetle değinilmeye çalışılan toplum ile eğitsel yetiştirme arasındaki ortak ilişkileri, bağlantıları ve etkilemeleri inceleyen bilim dalına Eğitim Sosyolojisi denir
Türkiye'de Eğitim Sosyolojisiolarak adlandırılan bilim dalı, dünyada kendisi ile ilgili literatürdeki ikili yaklaşımın ikisini birden ifade etmektedir Bu bilim dalının tarihinde özellikle etkili olmuş bu ikili teşebbüs şunlardır: Türkçeye Eğitim Sosyolojisiolarak çevirebileceğimiz Sociology of Education(Erziehungssoziologie, Soziologie der Erziehung), toplumun sosyal yapısını bir bütün kabul ederek onun kurumlarından birisi olan eğitimi ele alıp incelemektedir Burada sosyolojik metodlar kullanıldığı gibi, araştırmaların odak noktası ve konuya perspektif da sosyolojiktir Türkçeye Eğitsel Sosyolojiolarak çevrilebileceğimiz Educational Sociology(Paedagogische Soziologie) ise odak noktası olarak eğitimi almakta; eğitim sistemi, öğretmenöğrenci ilişkileri, sınıfların durumu, ders programları, eğitimde uygulanan metodları vs incelemektedir Yaklaşımlar öbür olmasına karşın ele alınan konular az çok aynı olduğu için, Eğitim Sosyolojisi derslerinde her iki yaklaşımın da eğitim ve toplum konularını ele alma tarzları ve çıkardıkları sonuçlar birlikte verilmeye çalışılmaktadır Zaten son yıllarda bu tartışmaların en yoğun olduğu Amerika Birleşmiş Devletleri'nde de iki akımın birbirine yaklaştığı ve birleştiği görülmektedir
Eğitim Sosyolojisinin asıl konularına girmeden önce, eğitim ve sosyoloji kelimelerini, bizim için ne ifade ettikleri noktasından ele almak lâzımdır Sosyolojik açıdan eğitim, bireyin içinde yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve olumlu yöndeki diğer tavır biçimlerini geliştirdiği bir süreçler toplamıdır Başka bir tanınma tarafından de eğitim, bireyin toplumsallaşması ve ferdî gelişimini ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda en yüksek düzeye çıkarması için düzenlemiş, kontrollü bir çevredeki toplumsal süreçtir Sosyolojiye göre eğitim, bir sosyalleşme veya daha sonra topluma katılanlar için bir integrasyon (bütünleşme, kaynaşma, adaptasyon) sürecidir Sosyoloji ise, insanların meydana getirdikleri toplulukların ve toplumsal kurumların sistemli incelemesini yapan bir bilimdir Sosyoloji, insanın sosyal davranışlarını inceler, toplumsal davranışın kalıplaşmış şekillerini, bu alandaki toplumsal kuralları ve toplumsal yasalarısaptama etmeye çalışır; çağdaş toplumlarla ilgilenir
Eğitim, toplum içinde cereyan eden bir sosyalleşme olgusu olarak ele alındığında, okullar ve diğer eğitimöğretim birimleri de bu toplumsal olguyu organize ettiğinden eğitim de bir sosyal durum olarak ele alınmakta; eğitim olgusuna sosyal yönden yapılan yaklaşma ve çalışmalar de Eğitim Sosyolojisi adı altında toplanmaktadır
Eğitim Sosyolojisinin tarihi gelişimi ve teorik yaklaşımlar
Gerçi Eğitim Sosyolojisi genel sosyolojiden, felsefeden, ekonomiden, psikolojiden, sosyal antropolojiden, siyaset biliminden çok yararlanır, bunların konularına yeni yaklaşımlar getirir, bu bilim alanlarının kavramlarını kullanır; fakat Eğitim Sosyolojisine teorik yaklaşımlar genelde tanınmış sosyoloji teorisyenlerince yapılmıştır Eğitim Sosyolojisinin tarihî gelişimi içindeki tahlil ve araştırmalara daha sonraki bölümlerde enine boyuna girileceği için; burada kısaca teoriler üzerinde durulacaktır Eğitim Sosyolojisine etkide yer alan asıl teorik görüşler şöyle sıralanabilir :
Emile Durkheim'in eğitime sosyolojik yaklaşımı
Eğitim Sosyolojisinin kurucu Emile Durkheim'dır Durkheim'a göre her sosyal düzen, onu meydana getiren fertlerin haricen egemen olarak var olan ve şahısların değişmelerine bakmadan sürekli bir gerçekliktir Sosyal kurumlar birer kalıp, birer çay yatağıdır; çocuklar ve gençler onun içinde şekillenir, oradan akıp giderler Sosyal şekiller, bireyleri kendi istediği biçimde şekillendirmek için zorlama ve güç kullanır; bu baskı ve baskı bazı konularda ve bir takım dönemlerde çok sert hissedildiği gibi, ara sıra da hemen hiç hissedilmeyecek değin hafif kalır Sosyal kurumların güçleri özellikle bu kurumların içinde geçerli olan kurallardan saptığımızda kendisini göstermektedir
Dünyada milyarlarca kişi ve bir o kadar da kişisel yaşayış kavrayış biçimleri vardır Ancak dünyadaki toplumsal yaşayışkavrama biçimlerinin ve kültürlerinin sayısı daha azdır Fakat tüm çeşitliliğine karşın, keza fertlerin hayatında hem toplumların düzenlerinde bir fazla müşterek özellikler bulunmaktadır
Bir toplumdaki sosyal organizasyonlar, toplum fertlerini dağıtılmış şekillerde yoklama ederler Bu kontrolün fazla şekillerinde insan, topluma bütün şahsiyeti ile katılır; yaşayışının tüm safhalarını ve çeşitlerini içinde yaşadığı sosyal bünye görev eder öte yandan sosyal kurumlar kendilerine tam itaat eden kişilere rehberlik ederler, korurlar, destek olurlar (FTönnies'in cemaat tipi toplumları)
Sosyal kontrolün kuvvetsiz olduğu toplumlarda fertler bazı yönlerden teftiş altına alınır, diğer noktalarda özgür bırakılır Cümbür Cemaat yalnızca açıklanmış konularda ve belirtilmiş oranlarda sosyal yaşayışa katılır Bu sosyal kurumların insanları yönlendirmesi ve koruması da sadece belirli noktalarda olur Fakat böylece çok sosyal kurum insan hayatı ile meşgul olur ki, çoğunlukla insanın tüm hayatı sosyal kurumlarca şekillendirilmiş ve yönlendirilmiş olur
Fakat Durkheim'a göre, çağdaş toplumlar bireyleri gözetmek ve yol göstermek özelliğini yitirmiştir Yeni sosyal kurumlar insanlardan öyle az konuda o kadar az şey istiyor; öteki konularda onu kendi haline bırakıyor Kişi, karşılaştığı öyle çok problemleri kendi başına çözmek zorunda kalıyor Çağdaş toplumlar, eskisinden fazla daha kompleks olmasına karşın bireylerin yaşayışını yoklama edip destekleyememektedir Modern sosyal hayatta tüm zor devletlerin elinde toplanmış; devlet ile fert arasındaki böylece çok sosyal kurum önemini ve gücünü kaybetmiştir
Durkheim, toplumsal hayatın, hatta ferdî hayatın açıklanmasında ayrıntılarıyla din, hukuk, mantık, ahlâk, aile vs gibi toplumsal olaylara ve kurumlara dayanmış; diğer faktörleri hesaba katmaz görünmüştür Bu bakımdan da çağdaşı GTarde ile çatışmaya düşmüştür Tarde, bütün toplumsal hayatı ferdî yaşantı ve bilhassa taklit ile izah etmek çabasında bulunmuştur Tarde ile Durkheim'ın fikirleri, âdeta psikolojizmile sosyolojizmin çatışması gibidir; birisi sosyal olayı, diğeri ferdî psikolojiyi iyice reddetmektedir Bu tartışmalar Türk bilim hayatına da aynen yansımış; Durkheim ekolünün fikirlerini Ziya Gökalp, Tarde ekolünün görüşlerini de Sâtı Bey dile getirmiştir
Sosyal kurumları, sosyal kollektif duyguların kristalize olmuş bir şekliolarak niteleyen Durkheim, eğitimi de bir sosyal kurum olarak kabul eder Ona tarafından eğitim, toplumun bir fonksiyonudur farklı alanlara yönlendirilmiş toplum tiplerine göre değişen eğitim, erişkin nesillerin genç nesillere etkisi; çocukları kesin bir düzeyde ve toplumun istediği şekilde maddi, ahlâkî ve zihni düzeye çıkarmaktır
Durkheim'ın görüşlerine çoğunlukla bakıldığında, onun eğitimi çocukları ve gençleri sosyalleştirme olarak aldığı görülmektedir O halde eğitim, toplumun ihtiyaçlarına tarafından şekillenecektir Böyle olunca da, her toplumun kendi devamlılığını devam etmek için ortaya koyduğu ahlâk, değerler ve diğer sosyal normlar, eğitimin genç kuşaklara benimseteceği ilk unsurlar olacaktır
Max Weber
Modern sosyolojinin kurucularından Weber, insanın hareket ve davranışlarını sosyal ilişki ve bağlanışlar çerçevesinde ele almıştır Sosyal ilişkiler, taraflar arası anlaşmalardan doğabildiği gibi, dışardaki bir zor kadar da empoze edilebilir Weber, sosyal kurumların hepsinin, ayrıca tarih içinde dikey gelişim açısından keza de şu andaki yaygın durum bakımından ideal tiplere, görünmeyen tiplere indirgenebileceğini iddia ediyor; bu nedenle sosyal gerçeğin tabakalar içinde daha iyi anlatılabileceğini düşünüyor Weber'in özellikle hâkimiyet teşekkülü ve kent tipolojileri ile hukuk ve din sosyolojisi üzerindeki analizleri dikkati çekmektedir
Sosyal hayatta bütün faktörler birbirlerini iki taraflı olarak etkilerler Hesaplı ilişkilerin din ve diğer sosyal ilişkiler üzerinde büyük etkileri olduğu gibi, meselâ, her din de bir iktisadî ve sosyal ahlâk yaratmaktadır İnsanların duygularını, düşüncelerini, vaziyet alışlarını etkileyen faktörlerin içinde dinin kayda değer bir yeri vardır Kapitalizm de, Protestanlığın getirdiği kapitalist zihniyetin bir eseridir Dinler ahlâkî değerleri, ahlâkî değerler de sosyal ve hesaplı hayatı şekillendirmektedir
Eğitim, fertlerin ilerde toplumsal inşa içinde alacakları statüyü tespit açısından fazla önemlidir Weber'e kadar eğitimin esas görevi, kişinin ilerde toplumsal yapıda ulaşacağı yere ulaşması için kişileri ve grupları hazırlamaktır Yani eğitim, şahısların ve grupların, bürokrasi ve sosyal tabakalaşma içinde ilerde alacakları yere hazırlama çalışmalarıdır Weber'in tipoloji yaklaşımı, Eğitim Sosyolojisi araştırmalarında fazla etkin olmuştur
Eğitim SosyolojisiEğitsel Sosyoloji tartışmaları
Eğitimin toplumsal yönünün ele alınması, ABD'nde iki farklı eğilimin gelişmesine yol açtı: bunlardan birincisi konuyu sosyolojinin bir dalı olarak alan Eğitim Sosyolojisi, ikincisi ise konuyu eğitim açısından ele bölge Eğitsel Sosyolojisi akımlarıdır
Eğitim Sosyolojisi akımına mensup sosyologlar eğitimcileri, okulları ve diğer kurumları toplumsal ve kültürel çerçeveleri, içinde anlamaya çalışırlar Kasıt, eğitim ile toplum arasındaki ilişkilerin kavranmasıdır Bu araştırmalarda, sosyolojik metod ve teknikler kullanılır Toplumsal rollerin eğitim alanında nasıl oynandığı da incelenir Eğitim ile diğer toplumsal kurumlar olan ekonomi, politika, din, aile gibi kurumlar arasındaki ilişkiler ele alınır Okullar ve eğitim sistemleri ile toplumsal inşa arasındaki bağlantılar, eğitim politikacısı, teorisyenleri ve eğitim uygulayıcılarının toplumsal kökenleri vs de Eğitim Sosyolojisi akımına mensup olanların araştırma konuları olmuştur
Eğitsel Sosyolojisi ise, eğitimin kuram ve uygulamalarına normatif olarak yaklaşmakta, istatistik verilerden, denek araştırmalardan kaçınmaktadır Ahlâk, politika, eğitim uygulamaları ve pratik sorunlar üstünde durmaktadırlar
Ama daha sonraları bu iki akımın müşterek bir çizgi üstünde birleşme çabaları görülmektedir Bilindiği gibi, kıt'a Avrupasının genelde teorik sosyal fikirler ileri süren sosyologlarına karşısında bilhassa Avrupalı G Tarde ve H Spencer'den esinlenen Amerikalı sosyologlar (LFWard, AW Small, G Ratzenhofer, W McDougall, CH Cooley, GH Mead vs) konuyu, fertten hareket ederek açıklamaya çalışmışlar ve toplumsal gerçeği mikroskobik parçalara ayırmışlardı sonradan gelen T Parsons, Robert K Merton, CW Mills gibi Amerikalı sosyologlar ise kendi ülkelerindeki deneysel ve sayısal araştırma akımı ile Avrupalı düşünürlerin bütünü kapsayan teorik görüşlerini birleştirme istemişlerdi Sosyal bilimlerin problem tespit etme, varsayım yatırma, bilgi birleştirme, verilerin analizi, değerlendirilmesi, yorumu ve ortaya konan hipotezin test edilmesine dayanan araştırma yöntemi, eğitim dahil bütün sosyal bilimler alanında çabucak yayıldığı için, Amerika'daki Eğitim Sosyolojisi ve Eğitsel Sosyoloji akımları da bir taraftan deneysel araştırmalarda normatif teorilerin kabul edilmesi, bir de sosyal kaide ve değerlerin deneysel olarak incelenmeye başlanması ile ortak bir noktaya dürüst gelmiş bulunmaktadır
YapısalFonksiyoncu Eğitim Sosyolojisi
Toplumlar, hayatiyetlerini devam etmek için bazı ihtiyaçlarını yerine getirmek zorundadırlar Bu ihtiyaçların karşılanması sırasında ortaya çıkan sosyal kurumların hemen hepsi kesin bir takım toplum gereksinmeleri için var olmuşlardır Diğer bir deyişle, her toplum kendi ihtiyaçlarına tarafından bir takım sosyal kurumlar oluşturur Her ihtiyaç ve atama bir sosyal kurum meydana getirmektedir Sosyal inşa gerçi sonra oluşur ama, oluştuktan daha sonra görevlerin çoğalmasına ve değişmesine kadar farklılaşır; yeni yapılar ortaya çıkartır Bir toplum içinde farklı alanlara yönlendirilmiş görevleri yerine getiren sosyal kurumlar, kendi arasında uyumlu bir tamlık gösterir
Sosyolojideki yapısalfonksiyoncu görüşün en ilk kez gelen temsilcileri Amerikalı sosyologlar olan Talcott Parsons ve Robert K Merton'dur Parsons'a göre toplumsal sistem, açıklanmış statülerdeki şahısların rollerine uygun ortak etkileşimleri doğru kurulmakta; bu ilişkiler kalıplaşınca toplumsal inşa oluşmaktadır Parsons'da toplumsal olaylar kişiler arası ilişkilere indirgenmektedir Bireyler, birbirlerine zıt gibi görünen karşıt ikililer (diktomi) içinden bağımsızlık tercih yaparak toplumsal sistemi oluştururlar Ancak fert, bu özgür davranışları' seçerken, toplumsal açıdan bunun hoş görülüp görülmeyeceğini; değerlere, kurallara, ahlâka ve diğer sosyal kurumlara uyup uymayacağını ve uymaması halinde tehlikeleri göz önüne almalıdır Her toplumun kendine has bir değerler tipolojisi ve amaçlar dizgesi vardır; her toplum kendi kültürel modelini devam ettirmek ister
Parsons'ın sosyolojisinde genelde sosyalleşme, benimseme (internalizasyon), kişileri emin ödev ve sosyal statülere sipariş verme (allokasyon), kişileri bambaşka rol, tavır kalıpları, sosyal derslik, ikâmetgâh yerlerinde vs farklılaştırma (differentiation), karakter, sosyal ve kültürel sistemler gibi konular üstünde durulur Kişinin toplum içindeki hedeflerini, onun rolleri, ihtiyaçları ve toplumsal değerler organizasyonları belirler Burada mektep, bir sosyal sistem olarak ele alınır Mektep, aktörler arasındaki, yani öğretmenöğrenci ve öğrencilerin kendi aralarındaki karşılıklı etkileşimlerinin bir sonucudur Mektep, sosyalleşmeyi karşılayan yerlerden biridir Hattâ artan bir şekilde çocukların ve gençlerin sosyalleşmesi en ince ayrıntısına kadar okulların görevi haline gelmektedir Okullar, keza toplum kültürünü çocuklara ve gençlere aydınlatmak, benimsetmek ayrıca de fertleri ilgi ve yeteneklerine kadar belirlenmiş görevlere yerleştirmekle görevlidirler Okul, ayrıca kişilere kendi şahsiyetlerini kazandıracak keza toplumsal rolleri öğretecek, bireylerin şahsi ihtiyaçlarını karşılayacaktır
Sosyolojideki fonksiyonalist görüşün eksikliklerini tamamlamak isteyen RK Merton, özellikle fonksiyon kavramı üstünde durmaktadır Fonksiyonlar defalarca toplumsal bütünlüğü sağlamıyor; bazen da bozuyor, sarsıyor Bireylerin birbirleriyle uyumlu davranışlar göstermelerine yarayan kültürel yapı (değerler, normlar, amaçlar) ile davranışlar arasındaki ilişkileri gösteren toplumsal yapı, düzensizlik içine düştüğünde, bir gerilim ve kopma hali (anomi) ortaya çıkar Bu durumda kişiler sahipsiz, anlamsız kalır; hiçlik duygusuna kapılır, boşluğa düşer Toplumsal yapı değişmeleri sırasında kültürel yapının değişmesi, böyle anomi durumları yaratır Bu durumlarda eğitim sistemine ve kurumlarına büyük rol ve ağır bir tahsis düşmektedir Okulların kültürel ve toplumsal değişmeye karşı takınacakları söylev, yetiştirdikleri kişiler ve toplum açısından çok önemlidir
Veri Sosyolojisi, Fenomenolojik Sosyoloji ve Eğitim Sosyolojisi bağlantıları
Son yıllarda İngiliz sosyologlarından bir grup geleneksel Eğitim Sosyolojisine karşısında radikal öneriler getirmekte; Eğitim Sosyolojisine yeni bir yön vermek istemektedirler Bilhassa Michael FD Young'ın önderliğinde çoğalan bu yaklaşımı açıklayabilmek için onun dayandığı veri sosyolojisi ve fenomenolojik sosyolojiye özet olarak incelemek gerekmektedir
Veri sosyolojisi; insan bilgisi, bilinci ve tasavvurları ile bunların içinde oluştuğu sosyal yapı ve olgular arasındaki ilişkileri araştırır Bilgi, toplumsal bir olgudur; ahlâk, politika, dil, din, hukuk, ekonomi gibi toplumsal alanlardaki bilgiler, toplum yapısının ürünüdürler İnsanın bilgisi üzerinde toplumun etkilerine, toplum üyesi tüm bireylerin ve sosyal kurumların toplumdaki yaygın veri yapısı ile harmoni içinde olmalarına bir zamanlar beri dikkat çekilmiştir Hele hele AComte'un Üç Hal Kanununda ayrıntılarıyla bir data sosyolojisi görülmekte, tüm insanlık tarihi bu şekilde açıklanmaktadır Durkheim, düşünmenin ve bilginin toplumsal bilinç içinde oluştuğuna, toplumsal örgütlenmedeki değişmelerin bilgide ve düşünmede de şartların değişmesi yarattığına muhabere etmiş; Levy Bruhl, ilkel ve uygar zihniyet ile toplumlar arasındaki sıkı bağlantılara değinmiş; Max Scheler, veri üzerindeki toplumsal etkilerin farklılığına göre bilgileri sınıflamaya çalışmış; Karl Mannheim, düşünme ile toplumsal durumun birbirine çok bağlanmasının ideolojik düşünceyi doğurduğunu iddia etmiştir Polonya asıllı bir Amerikan sosyologu olan FZnaniecki, bilginin yayılmasını sağlayan araçlar, bilgileri geliştiren ve yayan kişilerin toplumsal rol ve statüleri üzerinde incelemeler yaparak eğitim sosyolojisi ile bilgi sosyolojisini birleştirme yönünde büyük adımlar atmıştır Fransız sosyologu GGurwitch, data çeşitleri ile toplumsal sınıflar ve gruplar arasındaki iki taraflı fonksiyonel ilişkileri araştırmaya ve bu ilişkilerin oluşturduğu veri sistemlerini incelemeye çalışmışlar
Alfred Schütz göre resmileşmiş olan fenomenolojik sosyoloji ise, jurnal hayatta insanların kurduğu sosyal inşa ve tipleri teorik hitabe almadan, dışardaki gözlemciler göre çözümlemek, bilmek ve açıkça betimlemek fikrini savunuyor İnsan, tabiatın bir eseridir, fakat öteki tabiat maddeleri gibi değildir İnsan, manalı davranan, birbirleriyle irtibat kurup etkilenen; daha önceden yapılaşmış bir kültür ortamı içinde doğmuş olmasına karşın gene de kendi kendine manalı ve orijinal bir karakter yaratıcı varlıktır Sosyoloji, tarih içinde oluşmuş sosyal inşa ve sosyal ortamlar ile jurnal yaşam içinde yaşayan millet arasındaki ortak ilişkileri ve bağlantıları (Intersubjektivitaet) inceler Her insan, içinde yaşadığı sosyal yapı ile müşterek yön belirleme ve sınırlamalar yaparak oluşur
Bilgi sosyolojisi ve fenomenolojik sosyolojiden yola çıkan MFD Young, geleneksel eğitim sosyolojisine karşı çıkmaktadır Ona tarafından, toplumdaki politik güçler faaliyetlerini şimdi eğitsel bilginin organizasyonunda yoğunlaştırmışlardır Günümüzde akıl ve bilim güvenli olmayan bir şekilde mutlaklaştırılıyor; dağıtılmış sosyal, politik ve eğitsel davranışları etkiliyor düşünce ve bilim dogmaları, feodal toplum yapısındaki kilise dogmaları haline geliyor Young, düşünce ve bilimin dogmatik yanında atak etmektedir Eğitim Sosyolojisi, kurumları, fikirleri, öğretimin elemanlarını, yetenek ve başarıyı başlangıç noktası olarak almalı, bunların aşağı yatan anlamları bulmaya çalışmalıdır Eğitimsel bilgi tâ program düzenlemeden, mâli ve yönetimle ilgili kontrolden öğretmenlerin yetiştirilmesine kadar politiktir Bilgilerimiz, politik güçlerin istediği gibi toplumsal tecrübelerin ve kitaplar!n aktardığı gibi oluşmaktadır Hele son zamanlarda kitle irtibat araçlarının ya resmî kurumların ya da güçlü sermaye gruplarının elinde olması, yalnız okullardaki çocukların ve gençlerin yok, evlerinde oturan her yaştaki insanların da propaganda, beyin yıkama ve önerme şeklindeki politik ve yönlendirmeli bilginin elinden kurtulamadığını; davranışlarımızın ve vaziyet alışlarımızın buna göre şekillendiğini daha açık göstermektedir
Eğitim Sosyolojisi araştırmalarına etki eden daha başka teorik görüşlere, ilerde diğer konular işlenirken ara sıra temas edilecektir
Eğitim Sosyolojisi biliminin inceleme alanları
Klâsik yoldan giden bir çok sosyologlar Eğitim Sosyolojisini, toplumsal gelişmeyi sağlayan ve toplumsal bozuklukları çözmeye çalışan bir bilim alanı olarak görürler (LWard, WJ Goode, Ellwood vs)
Kinneman, Peters gibi sosyologlar Eğitim Sosyolojisini, eğitimin toplumsal amaçlarını belirlemeye çalışan bir bilim olarak ele almışlar ve çalışmalarını bu yönde sürdürmüşlerdir
Yine bir grup Amerikan sosyologu, Eğitim Sosyolojisini, sosyolojinin eğitim sorunlarına ve konularına uygulanması olarak almaktadırlar Burada sosyolojinin uygulandığı başlıca alan, program geliştirme alanıdır Bu görüşe tarafından, Eğitim Sosyolojisi bir bilim değil, bir teknolojidir (MP Smith, Kulp, Leslie Zeleny)
Eğitimi bir toplumsallaşma (sosyalizasyon) süreci olarak ele bölge sosyologların sayısı da bir hayli fazladır SD Sieber, DEWilder, FBrown, Ellwood gibi sosyologlar çocuğun toplumsallaşma sürecini incelemişler, bireyi etkileyen toplumsal grupları konu olarak almışlardır Eğitim Sosyolojisi, yalnızca okuldaki toplumsallaşma ile yok, tüm hayat baştan başa süren toplumsallaşma ile ilgilenmektedir Eğitim sosyologu GPayne, Eğitim Sosyolojisinin konusu olarak bireyin eğitimle kazandığı, uyduğu ve organize ettiği toplumsal ilişkileri almaktadır Başka bir deyişle Eğitim Sosyolojisi, insanın sosyal davranışlarını kazanmasıyla ilgilenmektedir Ama azfazla kapalı ve ilkel topluluklarda çocuğun sosyalleşmesi, kuşaklar arası ve aile içindeki ilişkiler vs ile ilgilenirken; daha gelişmiş ve modern toplumlarda, çoğunlukla eğitimöğretim amacıyla sabit örgütlerle ilgilenilmektedir
Diğer bir grup sosyolog ise, eğitimöğretim kurumlarının toplumdaki yeri ve okulun toplumsal fonksiyonları üzerinde durmaktadırlar mektep içindeki toplumsal hayat, öğretmenöğrenci ilişkileri, öğrencilerin kendi aralarında kurdukları gruplar arası ilişkiler, öğretmenin okuldaki rolü; özetle toplumun küçük bir modeli olarak okulun ele alınıp incelendiği eserler de çoktur
En geniş anlamda Eğitim Sosyolojisi, eğitim ile öteki toplumsal kurumlar arasındaki fonksiyonel ilişkileri incelemektedir Eğitim politikalarının ve eğitim teorilerinin toplumsal kaynakları, eğitim sistemlerinin toplum yapısı ile ilişkileri Eğitim Sosyolojisinin çözümleme konularıdır
* Eğitim ile toplum arasındaki ilişkiler Toplum için ya da topluma aleyhinde eğitim Formel ve informel (örgün ve yaygın) eğitimde toplumun rolü Toplumsal bir kurum olarak mektep
* İnsan, eğitim ve toplum İnsanın sosyal tabiatı Sosyal ve kültürel bir varlık olarak insan Sosyalleşme, dil ve kültür kazanma Sosyal rolleri öğrenme Sosyal interaksiyon (karşılıklı ilişkiler) Sosyal değerler, normlar ve kurumlar Sosyal benlik, insan davranışlarının oluşumu ve değiştirilmesinde grup dinamiği
* çocukluk ve gençlik yaşlarında şahsiyetin oluşumu Aile Dost grupları Mektep Meslek Aile, okul ve meslekte rol ve tutumların kazanılması
* Eğitim, kültür ve toplum Kültürün toplum düzenindeki yeri Sosyokültürel sistem Kültür değişmeleri ve? toplum değişmeleri toplum tipleri, kültür tipleri
* Eğitime etki eden sosyal faktörler Aile Sosyal sınıflar ve tabakalar Öğretmen Mektep Kitle iletişim araçları Politik ve ekonomik sistem Sosyal hareketlilik
* Eğitimin sosyal fonksiyonları Politik, hesaplı ve seçme fonksiyonları Toplumsal düzeni sürdürme ve değişim
* Okulun sosyal yapısı Hocaöğrenci, öğretmenannebaba ilişkileri Mektep hayatında demokrasi Okulun diğer sosyal kurumlarla, aile, din, ekonomi, yönetim vs ile ilişkileri
* Eğitim, politika ve toplum Politik güçler ve toplumsal sistemler arasındaki temas Politik güçler ve eğitim Eğitimde talih ve fırsat eşitliği Eğitim politikası ve sosyal politika ilişkileri Yetenekleri boş yere harcama Gençleri meslek sahibi gerçekleştirmek
* Toplumlar ve mektep kuruluş sistemleri Toplum modelleri ve mektep sistemleri Toplumsal değişiklik ve eğitimde demokratlaşma Okul yapısı ve kültürel yapılar
Eğitim Sosyolojisinde kullanılan metodlar
Eğitim Sosyolojisi araştırmalarında, genelde öteki tutum bilimlerinin kullandığı asıl teknik ve metodlardan yararlanılır ancak, bunlar özetle şunlardır :
* Tarihi belgelerin ve edebî eserlerin çözümlenmesi ve yorumu;
* Araştırmacının eğitim olgusuna bana kalırsa katılarak doğrudan gözlem yapması;
* Açıklanmış bir toplumsal grup ya da kurum hakkında tasvirî veri toplama ve değer biçme (Örnek durum araştırması, Case study);
* Eğitim araştırmalarında, eğitim ve öteki sosyal konulardaki istatistiklerden yararlanma;
* Eğitim problemlerinin çözümünde teorik modeller önerme ve test;
* Okul ve sınıfla ilgili araştırmalarda grupların psikolojik davranışlarının matematiksel olarak ölçülmesi için kullanılan sosyometri
Eğitim Sosyolojisinin önemi
Eğitim Sosyolojisi dersinin öğretmen ve eğitimcilere kazandıracağı yararlar da şu noktalarda özetlenebilir :
a) Bir öğretmenin karşısındaki öğrenciler fazla dağıtılmış toplumsal menşelerden; ailelerden, mesken yerlerinden, sosyal derslik ve tabakalardan gelmektedirler Hoca, öğrencilerin içinden çıktığı sosyal çevreyi ve oradaki sosyal ilişkileri iyi bilmelidir
b) Hoca, içinde çalıştığı okuldaki toplumsal olguyu ve bir sosyal kurum olarak okulun sosyal işleyişini bilmeli; eğitimöğretim çalışmaları sırasında bundan faydalanmalıdır
c) Çağdaş öğretim yerine getirmek isteyen bir öğretmen, karşısındaki öğrenci grubunun özelliklerini bilmeli; grup dinamizmi, grup tutum ve dayanışması ile ilgili data sahibi olmalıdır
d) Eğitim Sosyolojisi, öğretmenlere, içinde bulundukları toplumun kültürü, eğitimi etkileyen toplumsal güçler ve etkileme biçimleri, toplumsal gelişme, toplumsal roller vs konularında dinç bilgiler vermektedir
e) Eğitim Sosyolojisi, ülkenin ve çağdaş toplumsal düzenin eğitim sorunları karşısında, öğretmenlerin daha bilinçli hareket etmelerinde ve olası çözümler göstermelerinde asistan olur
netten alıntı *
Eğitim Sosyolojisi Tarihi,
Eğitim Sosyolojisinin Önemi,
Eğitim Sosyolojisi Tarihi hakkında data
Eğitim denilince çoğunlukla, eğitim işine eğitimci ve öğrenci olarak katılanlar; öğretmenler ve öğrenciler, çocuklar ve gençler, anaokulu öğretmen ve bakıcıları, çıraklar ve ustalar, annebabalar ve okul yöneticileri vs akla kazanç
Yâni eğitim deyince birincil akla gelen,eğitici ile eğitilenler arasındaki bireysel ilişkilerdir Daha açık bir söyleyişle; hoca ili öğrenci arasındaki iki taraflı ilişkilerin şekli ve izleri, çocuk gelişiminin ortaya çıkardığı ihtiyaçlar, eğitsel ilişkinin meydana geldiği okul ve çevre ortamı, eğitime tesir eden çevre faktörleri, çocukların deneyim kazanmaları ve yetenekleri, eğiticinin pedagojik hedefleri, kullanılan eğitim vasıta ve metodları ile ilgileniriz
Eğitim, toplumun sosyal kurumlarından bir tanesidir Her çocuk belirli bir aile içinde doğar, belirtilen bir sosyal tabakanın dilini ve görgü kurallarını öğrenir, bir köy veya şehir ortamında büyür, ilkokulda ve öğretim sisteminin diğer okullarında okur Ufak çocukluk yaşlarından itibaren dağıtılmış dost çevredeki içine girerek oyunlarını bu çevreler içinde oynar, sohbet eder, bu gruplarla bütünleşir Kitap, gazete, dergi okur; sinemaya, tiyatroya gider, radyo dinler, televizyon seyreder Bütün bunlar insanların ve özellikle yeni yetişen nesillerin içinde yaşadıkları toplumdan etkilenme yollarından bazılarıdır İçinde yaşanılan bu ortamlar, çocukları ve gençleri hayatın amacı, önyargılar ve layık hükümleri, tutumlar, vaziyet alışlar, tüm fikir ve davranış yönlerinden etkiler, yönlendirir ve kalıplaştırır İşte burada özetle değinilmeye çalışılan toplum ile eğitsel yetiştirme arasındaki ortak ilişkileri, bağlantıları ve etkilemeleri inceleyen bilim dalına Eğitim Sosyolojisi denir
Türkiye'de Eğitim Sosyolojisiolarak adlandırılan bilim dalı, dünyada kendisi ile ilgili literatürdeki ikili yaklaşımın ikisini birden ifade etmektedir Bu bilim dalının tarihinde özellikle etkili olmuş bu ikili teşebbüs şunlardır: Türkçeye Eğitim Sosyolojisiolarak çevirebileceğimiz Sociology of Education(Erziehungssoziologie, Soziologie der Erziehung), toplumun sosyal yapısını bir bütün kabul ederek onun kurumlarından birisi olan eğitimi ele alıp incelemektedir Burada sosyolojik metodlar kullanıldığı gibi, araştırmaların odak noktası ve konuya perspektif da sosyolojiktir Türkçeye Eğitsel Sosyolojiolarak çevrilebileceğimiz Educational Sociology(Paedagogische Soziologie) ise odak noktası olarak eğitimi almakta; eğitim sistemi, öğretmenöğrenci ilişkileri, sınıfların durumu, ders programları, eğitimde uygulanan metodları vs incelemektedir Yaklaşımlar öbür olmasına karşın ele alınan konular az çok aynı olduğu için, Eğitim Sosyolojisi derslerinde her iki yaklaşımın da eğitim ve toplum konularını ele alma tarzları ve çıkardıkları sonuçlar birlikte verilmeye çalışılmaktadır Zaten son yıllarda bu tartışmaların en yoğun olduğu Amerika Birleşmiş Devletleri'nde de iki akımın birbirine yaklaştığı ve birleştiği görülmektedir
Eğitim Sosyolojisinin asıl konularına girmeden önce, eğitim ve sosyoloji kelimelerini, bizim için ne ifade ettikleri noktasından ele almak lâzımdır Sosyolojik açıdan eğitim, bireyin içinde yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve olumlu yöndeki diğer tavır biçimlerini geliştirdiği bir süreçler toplamıdır Başka bir tanınma tarafından de eğitim, bireyin toplumsallaşması ve ferdî gelişimini ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda en yüksek düzeye çıkarması için düzenlemiş, kontrollü bir çevredeki toplumsal süreçtir Sosyolojiye göre eğitim, bir sosyalleşme veya daha sonra topluma katılanlar için bir integrasyon (bütünleşme, kaynaşma, adaptasyon) sürecidir Sosyoloji ise, insanların meydana getirdikleri toplulukların ve toplumsal kurumların sistemli incelemesini yapan bir bilimdir Sosyoloji, insanın sosyal davranışlarını inceler, toplumsal davranışın kalıplaşmış şekillerini, bu alandaki toplumsal kuralları ve toplumsal yasalarısaptama etmeye çalışır; çağdaş toplumlarla ilgilenir
Eğitim, toplum içinde cereyan eden bir sosyalleşme olgusu olarak ele alındığında, okullar ve diğer eğitimöğretim birimleri de bu toplumsal olguyu organize ettiğinden eğitim de bir sosyal durum olarak ele alınmakta; eğitim olgusuna sosyal yönden yapılan yaklaşma ve çalışmalar de Eğitim Sosyolojisi adı altında toplanmaktadır
Eğitim Sosyolojisinin tarihi gelişimi ve teorik yaklaşımlar
Gerçi Eğitim Sosyolojisi genel sosyolojiden, felsefeden, ekonomiden, psikolojiden, sosyal antropolojiden, siyaset biliminden çok yararlanır, bunların konularına yeni yaklaşımlar getirir, bu bilim alanlarının kavramlarını kullanır; fakat Eğitim Sosyolojisine teorik yaklaşımlar genelde tanınmış sosyoloji teorisyenlerince yapılmıştır Eğitim Sosyolojisinin tarihî gelişimi içindeki tahlil ve araştırmalara daha sonraki bölümlerde enine boyuna girileceği için; burada kısaca teoriler üzerinde durulacaktır Eğitim Sosyolojisine etkide yer alan asıl teorik görüşler şöyle sıralanabilir :
Emile Durkheim'in eğitime sosyolojik yaklaşımı
Eğitim Sosyolojisinin kurucu Emile Durkheim'dır Durkheim'a göre her sosyal düzen, onu meydana getiren fertlerin haricen egemen olarak var olan ve şahısların değişmelerine bakmadan sürekli bir gerçekliktir Sosyal kurumlar birer kalıp, birer çay yatağıdır; çocuklar ve gençler onun içinde şekillenir, oradan akıp giderler Sosyal şekiller, bireyleri kendi istediği biçimde şekillendirmek için zorlama ve güç kullanır; bu baskı ve baskı bazı konularda ve bir takım dönemlerde çok sert hissedildiği gibi, ara sıra da hemen hiç hissedilmeyecek değin hafif kalır Sosyal kurumların güçleri özellikle bu kurumların içinde geçerli olan kurallardan saptığımızda kendisini göstermektedir
Dünyada milyarlarca kişi ve bir o kadar da kişisel yaşayış kavrayış biçimleri vardır Ancak dünyadaki toplumsal yaşayışkavrama biçimlerinin ve kültürlerinin sayısı daha azdır Fakat tüm çeşitliliğine karşın, keza fertlerin hayatında hem toplumların düzenlerinde bir fazla müşterek özellikler bulunmaktadır
Bir toplumdaki sosyal organizasyonlar, toplum fertlerini dağıtılmış şekillerde yoklama ederler Bu kontrolün fazla şekillerinde insan, topluma bütün şahsiyeti ile katılır; yaşayışının tüm safhalarını ve çeşitlerini içinde yaşadığı sosyal bünye görev eder öte yandan sosyal kurumlar kendilerine tam itaat eden kişilere rehberlik ederler, korurlar, destek olurlar (FTönnies'in cemaat tipi toplumları)
Sosyal kontrolün kuvvetsiz olduğu toplumlarda fertler bazı yönlerden teftiş altına alınır, diğer noktalarda özgür bırakılır Cümbür Cemaat yalnızca açıklanmış konularda ve belirtilmiş oranlarda sosyal yaşayışa katılır Bu sosyal kurumların insanları yönlendirmesi ve koruması da sadece belirli noktalarda olur Fakat böylece çok sosyal kurum insan hayatı ile meşgul olur ki, çoğunlukla insanın tüm hayatı sosyal kurumlarca şekillendirilmiş ve yönlendirilmiş olur
Fakat Durkheim'a göre, çağdaş toplumlar bireyleri gözetmek ve yol göstermek özelliğini yitirmiştir Yeni sosyal kurumlar insanlardan öyle az konuda o kadar az şey istiyor; öteki konularda onu kendi haline bırakıyor Kişi, karşılaştığı öyle çok problemleri kendi başına çözmek zorunda kalıyor Çağdaş toplumlar, eskisinden fazla daha kompleks olmasına karşın bireylerin yaşayışını yoklama edip destekleyememektedir Modern sosyal hayatta tüm zor devletlerin elinde toplanmış; devlet ile fert arasındaki böylece çok sosyal kurum önemini ve gücünü kaybetmiştir
Durkheim, toplumsal hayatın, hatta ferdî hayatın açıklanmasında ayrıntılarıyla din, hukuk, mantık, ahlâk, aile vs gibi toplumsal olaylara ve kurumlara dayanmış; diğer faktörleri hesaba katmaz görünmüştür Bu bakımdan da çağdaşı GTarde ile çatışmaya düşmüştür Tarde, bütün toplumsal hayatı ferdî yaşantı ve bilhassa taklit ile izah etmek çabasında bulunmuştur Tarde ile Durkheim'ın fikirleri, âdeta psikolojizmile sosyolojizmin çatışması gibidir; birisi sosyal olayı, diğeri ferdî psikolojiyi iyice reddetmektedir Bu tartışmalar Türk bilim hayatına da aynen yansımış; Durkheim ekolünün fikirlerini Ziya Gökalp, Tarde ekolünün görüşlerini de Sâtı Bey dile getirmiştir
Sosyal kurumları, sosyal kollektif duyguların kristalize olmuş bir şekliolarak niteleyen Durkheim, eğitimi de bir sosyal kurum olarak kabul eder Ona tarafından eğitim, toplumun bir fonksiyonudur farklı alanlara yönlendirilmiş toplum tiplerine göre değişen eğitim, erişkin nesillerin genç nesillere etkisi; çocukları kesin bir düzeyde ve toplumun istediği şekilde maddi, ahlâkî ve zihni düzeye çıkarmaktır
Durkheim'ın görüşlerine çoğunlukla bakıldığında, onun eğitimi çocukları ve gençleri sosyalleştirme olarak aldığı görülmektedir O halde eğitim, toplumun ihtiyaçlarına tarafından şekillenecektir Böyle olunca da, her toplumun kendi devamlılığını devam etmek için ortaya koyduğu ahlâk, değerler ve diğer sosyal normlar, eğitimin genç kuşaklara benimseteceği ilk unsurlar olacaktır
Max Weber
Modern sosyolojinin kurucularından Weber, insanın hareket ve davranışlarını sosyal ilişki ve bağlanışlar çerçevesinde ele almıştır Sosyal ilişkiler, taraflar arası anlaşmalardan doğabildiği gibi, dışardaki bir zor kadar da empoze edilebilir Weber, sosyal kurumların hepsinin, ayrıca tarih içinde dikey gelişim açısından keza de şu andaki yaygın durum bakımından ideal tiplere, görünmeyen tiplere indirgenebileceğini iddia ediyor; bu nedenle sosyal gerçeğin tabakalar içinde daha iyi anlatılabileceğini düşünüyor Weber'in özellikle hâkimiyet teşekkülü ve kent tipolojileri ile hukuk ve din sosyolojisi üzerindeki analizleri dikkati çekmektedir
Sosyal hayatta bütün faktörler birbirlerini iki taraflı olarak etkilerler Hesaplı ilişkilerin din ve diğer sosyal ilişkiler üzerinde büyük etkileri olduğu gibi, meselâ, her din de bir iktisadî ve sosyal ahlâk yaratmaktadır İnsanların duygularını, düşüncelerini, vaziyet alışlarını etkileyen faktörlerin içinde dinin kayda değer bir yeri vardır Kapitalizm de, Protestanlığın getirdiği kapitalist zihniyetin bir eseridir Dinler ahlâkî değerleri, ahlâkî değerler de sosyal ve hesaplı hayatı şekillendirmektedir
Eğitim, fertlerin ilerde toplumsal inşa içinde alacakları statüyü tespit açısından fazla önemlidir Weber'e kadar eğitimin esas görevi, kişinin ilerde toplumsal yapıda ulaşacağı yere ulaşması için kişileri ve grupları hazırlamaktır Yani eğitim, şahısların ve grupların, bürokrasi ve sosyal tabakalaşma içinde ilerde alacakları yere hazırlama çalışmalarıdır Weber'in tipoloji yaklaşımı, Eğitim Sosyolojisi araştırmalarında fazla etkin olmuştur
Eğitim SosyolojisiEğitsel Sosyoloji tartışmaları
Eğitimin toplumsal yönünün ele alınması, ABD'nde iki farklı eğilimin gelişmesine yol açtı: bunlardan birincisi konuyu sosyolojinin bir dalı olarak alan Eğitim Sosyolojisi, ikincisi ise konuyu eğitim açısından ele bölge Eğitsel Sosyolojisi akımlarıdır
Eğitim Sosyolojisi akımına mensup sosyologlar eğitimcileri, okulları ve diğer kurumları toplumsal ve kültürel çerçeveleri, içinde anlamaya çalışırlar Kasıt, eğitim ile toplum arasındaki ilişkilerin kavranmasıdır Bu araştırmalarda, sosyolojik metod ve teknikler kullanılır Toplumsal rollerin eğitim alanında nasıl oynandığı da incelenir Eğitim ile diğer toplumsal kurumlar olan ekonomi, politika, din, aile gibi kurumlar arasındaki ilişkiler ele alınır Okullar ve eğitim sistemleri ile toplumsal inşa arasındaki bağlantılar, eğitim politikacısı, teorisyenleri ve eğitim uygulayıcılarının toplumsal kökenleri vs de Eğitim Sosyolojisi akımına mensup olanların araştırma konuları olmuştur
Eğitsel Sosyolojisi ise, eğitimin kuram ve uygulamalarına normatif olarak yaklaşmakta, istatistik verilerden, denek araştırmalardan kaçınmaktadır Ahlâk, politika, eğitim uygulamaları ve pratik sorunlar üstünde durmaktadırlar
Ama daha sonraları bu iki akımın müşterek bir çizgi üstünde birleşme çabaları görülmektedir Bilindiği gibi, kıt'a Avrupasının genelde teorik sosyal fikirler ileri süren sosyologlarına karşısında bilhassa Avrupalı G Tarde ve H Spencer'den esinlenen Amerikalı sosyologlar (LFWard, AW Small, G Ratzenhofer, W McDougall, CH Cooley, GH Mead vs) konuyu, fertten hareket ederek açıklamaya çalışmışlar ve toplumsal gerçeği mikroskobik parçalara ayırmışlardı sonradan gelen T Parsons, Robert K Merton, CW Mills gibi Amerikalı sosyologlar ise kendi ülkelerindeki deneysel ve sayısal araştırma akımı ile Avrupalı düşünürlerin bütünü kapsayan teorik görüşlerini birleştirme istemişlerdi Sosyal bilimlerin problem tespit etme, varsayım yatırma, bilgi birleştirme, verilerin analizi, değerlendirilmesi, yorumu ve ortaya konan hipotezin test edilmesine dayanan araştırma yöntemi, eğitim dahil bütün sosyal bilimler alanında çabucak yayıldığı için, Amerika'daki Eğitim Sosyolojisi ve Eğitsel Sosyoloji akımları da bir taraftan deneysel araştırmalarda normatif teorilerin kabul edilmesi, bir de sosyal kaide ve değerlerin deneysel olarak incelenmeye başlanması ile ortak bir noktaya dürüst gelmiş bulunmaktadır
YapısalFonksiyoncu Eğitim Sosyolojisi
Toplumlar, hayatiyetlerini devam etmek için bazı ihtiyaçlarını yerine getirmek zorundadırlar Bu ihtiyaçların karşılanması sırasında ortaya çıkan sosyal kurumların hemen hepsi kesin bir takım toplum gereksinmeleri için var olmuşlardır Diğer bir deyişle, her toplum kendi ihtiyaçlarına tarafından bir takım sosyal kurumlar oluşturur Her ihtiyaç ve atama bir sosyal kurum meydana getirmektedir Sosyal inşa gerçi sonra oluşur ama, oluştuktan daha sonra görevlerin çoğalmasına ve değişmesine kadar farklılaşır; yeni yapılar ortaya çıkartır Bir toplum içinde farklı alanlara yönlendirilmiş görevleri yerine getiren sosyal kurumlar, kendi arasında uyumlu bir tamlık gösterir
Sosyolojideki yapısalfonksiyoncu görüşün en ilk kez gelen temsilcileri Amerikalı sosyologlar olan Talcott Parsons ve Robert K Merton'dur Parsons'a göre toplumsal sistem, açıklanmış statülerdeki şahısların rollerine uygun ortak etkileşimleri doğru kurulmakta; bu ilişkiler kalıplaşınca toplumsal inşa oluşmaktadır Parsons'da toplumsal olaylar kişiler arası ilişkilere indirgenmektedir Bireyler, birbirlerine zıt gibi görünen karşıt ikililer (diktomi) içinden bağımsızlık tercih yaparak toplumsal sistemi oluştururlar Ancak fert, bu özgür davranışları' seçerken, toplumsal açıdan bunun hoş görülüp görülmeyeceğini; değerlere, kurallara, ahlâka ve diğer sosyal kurumlara uyup uymayacağını ve uymaması halinde tehlikeleri göz önüne almalıdır Her toplumun kendine has bir değerler tipolojisi ve amaçlar dizgesi vardır; her toplum kendi kültürel modelini devam ettirmek ister
Parsons'ın sosyolojisinde genelde sosyalleşme, benimseme (internalizasyon), kişileri emin ödev ve sosyal statülere sipariş verme (allokasyon), kişileri bambaşka rol, tavır kalıpları, sosyal derslik, ikâmetgâh yerlerinde vs farklılaştırma (differentiation), karakter, sosyal ve kültürel sistemler gibi konular üstünde durulur Kişinin toplum içindeki hedeflerini, onun rolleri, ihtiyaçları ve toplumsal değerler organizasyonları belirler Burada mektep, bir sosyal sistem olarak ele alınır Mektep, aktörler arasındaki, yani öğretmenöğrenci ve öğrencilerin kendi aralarındaki karşılıklı etkileşimlerinin bir sonucudur Mektep, sosyalleşmeyi karşılayan yerlerden biridir Hattâ artan bir şekilde çocukların ve gençlerin sosyalleşmesi en ince ayrıntısına kadar okulların görevi haline gelmektedir Okullar, keza toplum kültürünü çocuklara ve gençlere aydınlatmak, benimsetmek ayrıca de fertleri ilgi ve yeteneklerine kadar belirlenmiş görevlere yerleştirmekle görevlidirler Okul, ayrıca kişilere kendi şahsiyetlerini kazandıracak keza toplumsal rolleri öğretecek, bireylerin şahsi ihtiyaçlarını karşılayacaktır
Sosyolojideki fonksiyonalist görüşün eksikliklerini tamamlamak isteyen RK Merton, özellikle fonksiyon kavramı üstünde durmaktadır Fonksiyonlar defalarca toplumsal bütünlüğü sağlamıyor; bazen da bozuyor, sarsıyor Bireylerin birbirleriyle uyumlu davranışlar göstermelerine yarayan kültürel yapı (değerler, normlar, amaçlar) ile davranışlar arasındaki ilişkileri gösteren toplumsal yapı, düzensizlik içine düştüğünde, bir gerilim ve kopma hali (anomi) ortaya çıkar Bu durumda kişiler sahipsiz, anlamsız kalır; hiçlik duygusuna kapılır, boşluğa düşer Toplumsal yapı değişmeleri sırasında kültürel yapının değişmesi, böyle anomi durumları yaratır Bu durumlarda eğitim sistemine ve kurumlarına büyük rol ve ağır bir tahsis düşmektedir Okulların kültürel ve toplumsal değişmeye karşı takınacakları söylev, yetiştirdikleri kişiler ve toplum açısından çok önemlidir
Veri Sosyolojisi, Fenomenolojik Sosyoloji ve Eğitim Sosyolojisi bağlantıları
Son yıllarda İngiliz sosyologlarından bir grup geleneksel Eğitim Sosyolojisine karşısında radikal öneriler getirmekte; Eğitim Sosyolojisine yeni bir yön vermek istemektedirler Bilhassa Michael FD Young'ın önderliğinde çoğalan bu yaklaşımı açıklayabilmek için onun dayandığı veri sosyolojisi ve fenomenolojik sosyolojiye özet olarak incelemek gerekmektedir
Veri sosyolojisi; insan bilgisi, bilinci ve tasavvurları ile bunların içinde oluştuğu sosyal yapı ve olgular arasındaki ilişkileri araştırır Bilgi, toplumsal bir olgudur; ahlâk, politika, dil, din, hukuk, ekonomi gibi toplumsal alanlardaki bilgiler, toplum yapısının ürünüdürler İnsanın bilgisi üzerinde toplumun etkilerine, toplum üyesi tüm bireylerin ve sosyal kurumların toplumdaki yaygın veri yapısı ile harmoni içinde olmalarına bir zamanlar beri dikkat çekilmiştir Hele hele AComte'un Üç Hal Kanununda ayrıntılarıyla bir data sosyolojisi görülmekte, tüm insanlık tarihi bu şekilde açıklanmaktadır Durkheim, düşünmenin ve bilginin toplumsal bilinç içinde oluştuğuna, toplumsal örgütlenmedeki değişmelerin bilgide ve düşünmede de şartların değişmesi yarattığına muhabere etmiş; Levy Bruhl, ilkel ve uygar zihniyet ile toplumlar arasındaki sıkı bağlantılara değinmiş; Max Scheler, veri üzerindeki toplumsal etkilerin farklılığına göre bilgileri sınıflamaya çalışmış; Karl Mannheim, düşünme ile toplumsal durumun birbirine çok bağlanmasının ideolojik düşünceyi doğurduğunu iddia etmiştir Polonya asıllı bir Amerikan sosyologu olan FZnaniecki, bilginin yayılmasını sağlayan araçlar, bilgileri geliştiren ve yayan kişilerin toplumsal rol ve statüleri üzerinde incelemeler yaparak eğitim sosyolojisi ile bilgi sosyolojisini birleştirme yönünde büyük adımlar atmıştır Fransız sosyologu GGurwitch, data çeşitleri ile toplumsal sınıflar ve gruplar arasındaki iki taraflı fonksiyonel ilişkileri araştırmaya ve bu ilişkilerin oluşturduğu veri sistemlerini incelemeye çalışmışlar
Alfred Schütz göre resmileşmiş olan fenomenolojik sosyoloji ise, jurnal hayatta insanların kurduğu sosyal inşa ve tipleri teorik hitabe almadan, dışardaki gözlemciler göre çözümlemek, bilmek ve açıkça betimlemek fikrini savunuyor İnsan, tabiatın bir eseridir, fakat öteki tabiat maddeleri gibi değildir İnsan, manalı davranan, birbirleriyle irtibat kurup etkilenen; daha önceden yapılaşmış bir kültür ortamı içinde doğmuş olmasına karşın gene de kendi kendine manalı ve orijinal bir karakter yaratıcı varlıktır Sosyoloji, tarih içinde oluşmuş sosyal inşa ve sosyal ortamlar ile jurnal yaşam içinde yaşayan millet arasındaki ortak ilişkileri ve bağlantıları (Intersubjektivitaet) inceler Her insan, içinde yaşadığı sosyal yapı ile müşterek yön belirleme ve sınırlamalar yaparak oluşur
Bilgi sosyolojisi ve fenomenolojik sosyolojiden yola çıkan MFD Young, geleneksel eğitim sosyolojisine karşı çıkmaktadır Ona tarafından, toplumdaki politik güçler faaliyetlerini şimdi eğitsel bilginin organizasyonunda yoğunlaştırmışlardır Günümüzde akıl ve bilim güvenli olmayan bir şekilde mutlaklaştırılıyor; dağıtılmış sosyal, politik ve eğitsel davranışları etkiliyor düşünce ve bilim dogmaları, feodal toplum yapısındaki kilise dogmaları haline geliyor Young, düşünce ve bilimin dogmatik yanında atak etmektedir Eğitim Sosyolojisi, kurumları, fikirleri, öğretimin elemanlarını, yetenek ve başarıyı başlangıç noktası olarak almalı, bunların aşağı yatan anlamları bulmaya çalışmalıdır Eğitimsel bilgi tâ program düzenlemeden, mâli ve yönetimle ilgili kontrolden öğretmenlerin yetiştirilmesine kadar politiktir Bilgilerimiz, politik güçlerin istediği gibi toplumsal tecrübelerin ve kitaplar!n aktardığı gibi oluşmaktadır Hele son zamanlarda kitle irtibat araçlarının ya resmî kurumların ya da güçlü sermaye gruplarının elinde olması, yalnız okullardaki çocukların ve gençlerin yok, evlerinde oturan her yaştaki insanların da propaganda, beyin yıkama ve önerme şeklindeki politik ve yönlendirmeli bilginin elinden kurtulamadığını; davranışlarımızın ve vaziyet alışlarımızın buna göre şekillendiğini daha açık göstermektedir
Eğitim Sosyolojisi araştırmalarına etki eden daha başka teorik görüşlere, ilerde diğer konular işlenirken ara sıra temas edilecektir
Eğitim Sosyolojisi biliminin inceleme alanları
Klâsik yoldan giden bir çok sosyologlar Eğitim Sosyolojisini, toplumsal gelişmeyi sağlayan ve toplumsal bozuklukları çözmeye çalışan bir bilim alanı olarak görürler (LWard, WJ Goode, Ellwood vs)
Kinneman, Peters gibi sosyologlar Eğitim Sosyolojisini, eğitimin toplumsal amaçlarını belirlemeye çalışan bir bilim olarak ele almışlar ve çalışmalarını bu yönde sürdürmüşlerdir
Yine bir grup Amerikan sosyologu, Eğitim Sosyolojisini, sosyolojinin eğitim sorunlarına ve konularına uygulanması olarak almaktadırlar Burada sosyolojinin uygulandığı başlıca alan, program geliştirme alanıdır Bu görüşe tarafından, Eğitim Sosyolojisi bir bilim değil, bir teknolojidir (MP Smith, Kulp, Leslie Zeleny)
Eğitimi bir toplumsallaşma (sosyalizasyon) süreci olarak ele bölge sosyologların sayısı da bir hayli fazladır SD Sieber, DEWilder, FBrown, Ellwood gibi sosyologlar çocuğun toplumsallaşma sürecini incelemişler, bireyi etkileyen toplumsal grupları konu olarak almışlardır Eğitim Sosyolojisi, yalnızca okuldaki toplumsallaşma ile yok, tüm hayat baştan başa süren toplumsallaşma ile ilgilenmektedir Eğitim sosyologu GPayne, Eğitim Sosyolojisinin konusu olarak bireyin eğitimle kazandığı, uyduğu ve organize ettiği toplumsal ilişkileri almaktadır Başka bir deyişle Eğitim Sosyolojisi, insanın sosyal davranışlarını kazanmasıyla ilgilenmektedir Ama azfazla kapalı ve ilkel topluluklarda çocuğun sosyalleşmesi, kuşaklar arası ve aile içindeki ilişkiler vs ile ilgilenirken; daha gelişmiş ve modern toplumlarda, çoğunlukla eğitimöğretim amacıyla sabit örgütlerle ilgilenilmektedir
Diğer bir grup sosyolog ise, eğitimöğretim kurumlarının toplumdaki yeri ve okulun toplumsal fonksiyonları üzerinde durmaktadırlar mektep içindeki toplumsal hayat, öğretmenöğrenci ilişkileri, öğrencilerin kendi aralarında kurdukları gruplar arası ilişkiler, öğretmenin okuldaki rolü; özetle toplumun küçük bir modeli olarak okulun ele alınıp incelendiği eserler de çoktur
En geniş anlamda Eğitim Sosyolojisi, eğitim ile öteki toplumsal kurumlar arasındaki fonksiyonel ilişkileri incelemektedir Eğitim politikalarının ve eğitim teorilerinin toplumsal kaynakları, eğitim sistemlerinin toplum yapısı ile ilişkileri Eğitim Sosyolojisinin çözümleme konularıdır
* Eğitim ile toplum arasındaki ilişkiler Toplum için ya da topluma aleyhinde eğitim Formel ve informel (örgün ve yaygın) eğitimde toplumun rolü Toplumsal bir kurum olarak mektep
* İnsan, eğitim ve toplum İnsanın sosyal tabiatı Sosyal ve kültürel bir varlık olarak insan Sosyalleşme, dil ve kültür kazanma Sosyal rolleri öğrenme Sosyal interaksiyon (karşılıklı ilişkiler) Sosyal değerler, normlar ve kurumlar Sosyal benlik, insan davranışlarının oluşumu ve değiştirilmesinde grup dinamiği
* çocukluk ve gençlik yaşlarında şahsiyetin oluşumu Aile Dost grupları Mektep Meslek Aile, okul ve meslekte rol ve tutumların kazanılması
* Eğitim, kültür ve toplum Kültürün toplum düzenindeki yeri Sosyokültürel sistem Kültür değişmeleri ve? toplum değişmeleri toplum tipleri, kültür tipleri
* Eğitime etki eden sosyal faktörler Aile Sosyal sınıflar ve tabakalar Öğretmen Mektep Kitle iletişim araçları Politik ve ekonomik sistem Sosyal hareketlilik
* Eğitimin sosyal fonksiyonları Politik, hesaplı ve seçme fonksiyonları Toplumsal düzeni sürdürme ve değişim
* Okulun sosyal yapısı Hocaöğrenci, öğretmenannebaba ilişkileri Mektep hayatında demokrasi Okulun diğer sosyal kurumlarla, aile, din, ekonomi, yönetim vs ile ilişkileri
* Eğitim, politika ve toplum Politik güçler ve toplumsal sistemler arasındaki temas Politik güçler ve eğitim Eğitimde talih ve fırsat eşitliği Eğitim politikası ve sosyal politika ilişkileri Yetenekleri boş yere harcama Gençleri meslek sahibi gerçekleştirmek
* Toplumlar ve mektep kuruluş sistemleri Toplum modelleri ve mektep sistemleri Toplumsal değişiklik ve eğitimde demokratlaşma Okul yapısı ve kültürel yapılar
Eğitim Sosyolojisinde kullanılan metodlar
Eğitim Sosyolojisi araştırmalarında, genelde öteki tutum bilimlerinin kullandığı asıl teknik ve metodlardan yararlanılır ancak, bunlar özetle şunlardır :
* Tarihi belgelerin ve edebî eserlerin çözümlenmesi ve yorumu;
* Araştırmacının eğitim olgusuna bana kalırsa katılarak doğrudan gözlem yapması;
* Açıklanmış bir toplumsal grup ya da kurum hakkında tasvirî veri toplama ve değer biçme (Örnek durum araştırması, Case study);
* Eğitim araştırmalarında, eğitim ve öteki sosyal konulardaki istatistiklerden yararlanma;
* Eğitim problemlerinin çözümünde teorik modeller önerme ve test;
* Okul ve sınıfla ilgili araştırmalarda grupların psikolojik davranışlarının matematiksel olarak ölçülmesi için kullanılan sosyometri
Eğitim Sosyolojisinin önemi
Eğitim Sosyolojisi dersinin öğretmen ve eğitimcilere kazandıracağı yararlar da şu noktalarda özetlenebilir :
a) Bir öğretmenin karşısındaki öğrenciler fazla dağıtılmış toplumsal menşelerden; ailelerden, mesken yerlerinden, sosyal derslik ve tabakalardan gelmektedirler Hoca, öğrencilerin içinden çıktığı sosyal çevreyi ve oradaki sosyal ilişkileri iyi bilmelidir
b) Hoca, içinde çalıştığı okuldaki toplumsal olguyu ve bir sosyal kurum olarak okulun sosyal işleyişini bilmeli; eğitimöğretim çalışmaları sırasında bundan faydalanmalıdır
c) Çağdaş öğretim yerine getirmek isteyen bir öğretmen, karşısındaki öğrenci grubunun özelliklerini bilmeli; grup dinamizmi, grup tutum ve dayanışması ile ilgili data sahibi olmalıdır
d) Eğitim Sosyolojisi, öğretmenlere, içinde bulundukları toplumun kültürü, eğitimi etkileyen toplumsal güçler ve etkileme biçimleri, toplumsal gelişme, toplumsal roller vs konularında dinç bilgiler vermektedir
e) Eğitim Sosyolojisi, ülkenin ve çağdaş toplumsal düzenin eğitim sorunları karşısında, öğretmenlerin daha bilinçli hareket etmelerinde ve olası çözümler göstermelerinde asistan olur
netten alıntı *