Sözcük grupları dil bilgisi açısından oldukça önemlidir ve farklı yapıları kapsarlar. Bu nedenle en az iki sözcükten oluşan söz gruplarına örnek verecek olursak, "baş başa", "göz göze", "el ele", "günü gününe", "bire bir", "ardı ardına" gibi ifadeler sayılabilir. Bu tür gruplamalar genellikle birlikte kullanılarak anlam bütünlüğü oluştururlar.

Edat grupları ise bir isim unsuru ile bir çekim edatından oluşan kelime grubudur. Bu grup, edatlar kullanılarak oluşturulur ve isim unsuruyla beraber anlam bütünlüğü sağlar. Örnek olarak, "insan gibi", "çalışmasına rağmen", "bir demet çiçek ile" gibi ifadeler verilebilir.

İsim-fiil grubu ise bir isim-fiil (mastar) ile ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimelerin veya kelime gruplarının oluşturduğu yeni bir gruptur. Bu tür gruplarda isim-fiil ana unsurdur ve grup sonda bulunur. Örneğin, "yemek yapmaya başladığımda", "kitap okumayı sevdiğim için", "spor yapmayı düşündüğümde" gibi ifadelerde isim-fiil grupları bulunmaktadır.

Edatlar genellikle birlikte kullanıldıkları başka tür sözcüklerle edat öbeği oluşturur. Bu edat öbekleri cümlelerde sıfat ya da zarf görevinde de olabilirler. İsim grupları ise iki isim unsurunun bir araya gelerek bir nesne, olay veya hareketin başka bir nesne veya şahsa ait olduğunu belirtmek üzere oluşturduğu bir kelime grubudur. İsim grupları genellikle isim tamlaması veya ad tamlaması olarak da adlandırılır.

Yine dil bilgisi açısından önemli olan zarf grupları, sıfat olarak kullanılan bir kelime veya kelime grubundan önce gelerek onun anlamını kuvvetlendiren bir zarftan oluşan kelime grubudur. Örnek olarak, "çok güzel", "oldukça hızlı", "çabucak koştu" gibi ifadeler zarf gruplarına örnektir.

Son olarak, isim durum ekleri ve iyelik ekleriyle yapılan ikilemeler de ayrı yazılır ve belirli bir anlam taşırlar. Örneğin, "baş başa", "diz dize", "el ele", "göz göze", "boşu boşuna", "günü gününe" gibi ifadelerde bu tür ikilemelere rastlanabilir.

Dil bilgisi kurallarına uygun olarak oluşturulan bu tür söz grupları ve kullanımları, Türkçe cümlelerin anlam bütünlüğünü sağlayarak dilin zenginliğini ve esnekliğini ortaya koymaktadır.