"Enflamatuar" kelimesi tıp alanında sıkça kullanılan bir terimdir. İnflamasyon veya yangı olarak da bilinen enflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği bir dizi yanıtı kapsayan bir savunma mekanizmasıdır. Bu yanıtlar, hücresel, sıvısal ve damarsal düzeyde gerçekleşir ve enfeksiyöz veya enfeksiyöz olmayan faktörlere karşı vücudun savunma tepkisini başlatır.

Enflamatuar lezyon ise dokularda meydana gelen enflamasyon sonucu oluşan değişikliklerdir. Enflamasyon, vücudun herhangi bir zararlı uyaran karşısında verdiği doğal bir yanıttır ve genellikle iyileşme sürecini başlatır. Ancak, uzun süreli veya kronik enflamasyon durumlarında, bu durumlar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Anti-inflamatuar diyet, vücudun sağlığını korumak için iltihabı azaltmaya yardımcı olabilecek besinleri tercih etmeyi ve tüketmeyi içerir. Bu tür bir diyet, vücuda enerji, vitamin, mineral, yağ asitleri ve antioksidanlar sağlayarak genel sağlığı destekler.

İnflamatuar ağrı ise genellikle kas-iskelet sistemindeki yumuşak dokularda meydana gelen ve enfeksiyona veya yaralanmaya bağlı olarak ortaya çıkan ağrı şeklidir. Bu tür ağrılar genellikle bölgeseldir ve genellikle omuz, kalça, eller ve bel gibi bölgelerde görülebilir.

Stresin iltihap oluşturup oluşturmadığı konusu, stresin vücuttaki kortizon üretimini etkileyerek iltihap oluşumunu inhibe edebileceğini göstermektedir. Ancak, uzun süreli ve kronik stres durumlarında, kişinin bağışıklık sistemi zayıflayabilir ve bu da ciddi enfeksiyonlara davetiye çıkarabilir.

Enflamatuar proses ise enflamasyonun vücuttaki sürecini ifade eder. Enflamasyon, canlı dokunun dış etkilere veya hasara karşı verdiği karmaşık yanıt serisidir ve hücresel, sıvısal ve damarsal düzeyde gerçekleşen bir dizi reaksiyon içerir. Bu yanıtlar, vücudun hasara karşı savunma mekanizmasını devreye sokar ve iyileşme sürecini başlatır.