Neler yeni

Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

🌟 Burası Sadece Bir Forum Değil…

Birbirimizi dinlediğimiz, fikirlerimizi büyüttüğümüz bir alan. Her katkın, bir başkasına umut olabilir. Her yorum, yeni bir kapı aralayabilir.
Sen varsın diye burası daha canlı, daha güçlü. 💬✨ Katıl, paylaş, ilham ver. Çünkü bu yolculuk seninle güzel. 🚀

🎁

Birlikte Güçlüyüz 💪

Burada sadece bilgi değil, birlik paylaşıyoruz. Senin sesin bu topluluğun en değerli parçası. Katıl, katkı ver, birlikte büyüyelim! 🌱

🏞️

Sessiz Kalsan Bile Buradasın... 🌌

Bazen bir şey yazmazsın ama okursun, hissedersin. Ve bil ki, varlığın bile burada bir dengeyi tutar. Bu forum, seninle tamamlanıyor.

Harekete Geç! 🚀

Yeni konular aç, yorum yap, fikirlerini paylaş. Çünkü burası sadece bir platform değil; Senin sesinin yankı bulduğu bir alan. 🎯

Evde Hastalıklardan Korunma Yolları Nelerdir?

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan SoruCevap
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
S

D Vitamini Tahlili Nasıl Yapılır

S

Çölyak Hastalığının Belirtileri Nelerdir

S

SoruCevap

Guest
Evde Hastalıklardan Korunma Yolları Nelerdir?
Evde Hastalıklardan Korunma Yolları


Alerjik nezlenin seyrini evdeki akarlar etkiliyor. Gözle göremediğimiz bu canlılar, alerjinin ortaya çıkmasına ve astım krizinin yaşanmasına neden olabiliyor. İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, bazı evlerin hastalığın ortaya çıkmasını tetiklediğini belirterek 'Akarlara karşı alerjik olanlar için daha rutubetli olan bodrum katı, çatı katı ya da kuzeye bakan daireler uygun değildir.

Evin tamamı ya da en azından oturma ve yatak odaları güneş almalı. Ev her gün havalandırılmalı. Kışın ev içi sıcaklık 20-22 derece arasında olmalı.' Alerjik nezle tedavisinde ilk adımın alerjenlerden korunmak olduğunu vurgulayan Küçükusta, alerjiye neden olan akarlara karşı mücadelede dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:

Yatak odası olabildiğince boş olmalı, gereksiz hiçbir eşya bulunmamalı.
Toz tutabilecek biblo, radyo, televizyon, elektronik aletler, kitaplık ve özellikle tüylü, içi doldurulmuş oyuncaklar yatak odasından çıkarılmalı.

Zeminde halı, kilim ya da post bulunmamalı. (Parke, marley ya da muşambayla zemin kaplanabilir.) Kadife perde yerine ayda bir kere yıkanacak sentetik perdeler tercih edilmeli. Yün ya da kuş tüyü yatak, yastık yerine orlon gibi sentetik liflerden yapılanlar tercih edilmeli. (Kuş tüyü içeren yorgan ve yastıkların zararı kuştüyünden değil içinde barındırdığı akarlardan dolayı kullanılmıyor.)

Yatak ve yastıkların alerjen geçirmeyen plastik veya vinil bir kılıfla kaplanması alerjenlere teması önemli ölçüde azaltan bir uygulamadır. Yorgan ve yastıklar düzenli olarak yıkanmalı. Yastıklar her 2-3 yılda bir değiştirilmeli. Yatak takımları da haftada bir kez 60 derece üzerinde sıcak suyla yıkanmalı. (Soğuk su ve soğuk şampuanları akarları etkilemez.). Oturma odasında yünlü kumaşlar yerine plastik veya deri kaplı olanlar tercih edilmeli. Oturma ve yatak odalarının tozu gün aşırı, nemli bir bezle alınmalı.

Süpürge ve standart elektrikli süpürgeler uygun temizleme araçları değildir. (Ev temizliği için emiş gücü yüksek ve çektikleri tozu tekrar havaya karıştırmayan özel elektrik süpürgeleri var). Sıcak iklimlerde halının üç saat süreyle güneşte bırakılması da akarların ölmesini sağlayabilecek basit ve bedava bir yöntemdir.

İlaç tedavisi
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, alerjik nezle tedavisinde ilaçların etkisini şöyle anlatıyor: 'Tedavide kullanılan pek çok ilaç var. Bazı ilaçlar, hastalık belirtilerin çok kısa sürede bıçak gibi keserler. Fakat, hem ciddi yan etkilere neden olabilir, hem de etkileri kalıcı değildir. Yani ilacı bıraktıktan sonra tüm belirtiler tekrar ortaya çıkabilir. Bazı ilaçlar ise ancak uzun süre düzenli olarak kullanıldığında etkili olurlar ve bırakıldıklarında belirtiler tekrarlar.'

Kortizon fobisi
Alerjik nezlede en etkili ilacın buruna sprey şeklinde sıkılan kortizon olduğunu belirten Küçükusta, 'Düzenli olarak kullanıldıklarında, hem burun akıntısı, kaşıntı, hapşırmayı hem de burun tıkanıklığını yani alerjik nezlenin tüm belirtilerini giderirler.

Etkileri yavaş yavaş başlar ve maksimum etkilerinin ortaya çıkabilmesi için günler haftalar geçmesi gerekir' diyor. Prof. Dr. Küçükusta, hastaların kortizondan korktuğunu hatırlatarak bu endişenin neden kaynaklandığını şöyle anlatıyor: 'Kortizon gerçekten çok ciddi yan etkileri olabilen bir ilaç. İki ucu keskin bıçak adeta.

Bir tarafı düzeltirken diğer tarafları da perişan edebiliyor. Fakat buruna sprey olarak sıkılarak yapılan kortizon tedavisinin olumsuzlukları çok fazla değil. Çünkü hem verilen doz çok düşük hem de ilacın çok az bir kısmı kana karışıyor.' Küçükusta, bu tedavinin yan etkileri hakkında şöyle bilgi veriyor: 'Bazı hastalarda burunda kuruma, kabuklanma ve kanamaya neden olabilir.

Fakat, bunlar çoğu zaman hafif ve geçicidir. Koku ve tat alma bozukluklarına da rastlanabilir. Kullanılan kortizon türünün değiştirilmesi bu yan etkileri önleyebilir. En ciddi komplikasyonu burun bölmesinde delinmeye yol açmasıdır. İlacın doğrudan burun bölmesine gelmeyecek şekilde sıkılmasına çalışılmalıdır.'

Ameliyata gerek var mı
Alerjik nezlenin tedavisinde cerrahi müdahaleye gerek duyulmadığını belirten Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, 'Bu hastalığın tedavisi esas olarak cerrahi değil ilaçlar ve aşı tedavisidir. Fakat bazı özel durumlarda cerrahi girişimlerin de uygulanması gerekebilir. Bunlar ilaç tedavisiyle düzeltilmeleri mümkün olmayan ve burundan nefes alıp vermeyi ciddi şekilde etkileyen bazı yapısal bozukluklardır.'

Mikroskobik canlılar
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, akarlar ve alerjk hastalıklar arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor: 'Uygun şartlarda bir gram ev tozunda10 binden fazla akar bulunabileceği gösterilmiştir. Bir gram tozda iki mikrogramdan fazla akar alerjeni bulunması alerjik hastalıkların oluşumu için bir risk faktörü olarak kabul ediliyor.

Bir gram tozda 10 mikrogramdan fazla alerjen bulunması ise astım krizlerinin ortaya çıkmasına neden olur.' Küçükusta, akarların nasıl alerjiye neden olduğunu şöyle anlatıyor: 'Akarlardaki alerjenler, bu yaratıkların sindirim sistemlerinde bulunan ve dışkıları ile çevreye atılan birtakım enzimlerdir.

Bir akar birkaç aylık yaşamı boyunca kendi ağırlığının 200 katı kadar dışkı üretir. Akar dışkısındaki alerjenler, ısıya dayanıklı ve suda çözünen maddelerdir. İçlerindeki bu alerjenler zamanla kuruyup çok küçük taneciklere ayrışırlar. Halıda yürümek, koltuğa oturup kalkmak gibi hareketler sırasında bulundukları ortamlardan soluduğumuz havaya savrulurlar. Bu alerjenleri soluduğumuz havadan alırız.'

Hastalığa neden olan küçük canlıların özellikleri
Evlerin doğal konukları olan akarların pek çok türü var ancak alerjik hastalıklar açısından en önemli olan ev akarları. Bunlara halk arasında ev tozu böcekleri, astım böcekleri gibi isimler veriliyor. Bilimsel isimleri ise deri yiyen anlamına gelen 'Dermatofagoides'tir. Ev akarları insan derisi, saç döküntüleri ve kepekle beslenirler.
Kene ve örümceklerle aynı ailedendirler. Herhangi bir hastalık mikrobu taşımaz ve bulaştırmazlar. Akarlar hemen hemen transparandırlar ve uzunlukları milimetrenin üçte biri kadardır.

Çıplak gözle kolayca seçilemezler ancak bir büyüteç veya mikroskopla görülebilirler. Gözleri yoktur, sekiz bacakları vardır. Ortalama ömürleri 3-4 aydır. Bir dişi akar, 300 yumurta bırakır. Çok soğuk, nemi az, aydınlık ve iyi havalandırılan yerler akarların çoğalabilmeleri için uygun değildir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek mümkün
İmmunoterapi tedavisinde hastanın bağışıklık sistemi alerjenlere karşı güçlendiriliyor. Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, bu tedavinin nasıl yapıldığını şöyle anlatıyor: 'İmmunoterapi klasik olarak alerjenin küçük bir enjektörle cilt altına verilmesiyle uygulanıyor. Son yıllarda alerjenin ağızdan veya burundan damla şekinde verilmesiyle de iyi sonuçlar alınabileceği saptanmıştır.

Damla tedavileri, enjeksiyon yöntemi ile ciddi yan etkiler ortaya çıkanlar ve iğneyi istemeyen hastalar için öneriliyor.' Küçükusta, tedavide başarı şansının çocuklarda, genç erişkinlerde ve tedaviye erken başlanan hastalarda artığını belirtiyor.

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, immunoterapinin avantajlarını şöyle sıralıyor
Hastalık belirtilerini tamamen ortadan kaldırabilir. İyilik hali tedavi bittikten sonra da devam eder. İlaçlara ait yan etkiler görülmez, her gün ilaç kullanma zorunluluğu ortadan kalkar, hastaların yaşam kalitesi artar. Astım gelişimi önlenebilir.
 

Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri