Faturaların döviz cinsinden kesilip kesilemeyeceği konusu oldukça önemli ve detaylı bir konudur. Genel olarak Türk Ticaret Kanunu'na ve Vergi Kanunu'na göre düzenlenen faturaların Türk Lirası cinsinden olması gerekmektedir. Ancak faturaların "Türk Parası Karşılığı" yazılmak kaydıyla dolar veya Euro gibi döviz cinsinden de düzenlenebileceği belirtilmektedir. Bu durumda bir yasak bulunmamaktadır.

Kur farkı faturası ise genellikle TL hesabında lehine para kalan taraf tarafından kesilir. Örneğin, bir firma TL hesabında avantajlı durumda olduğu için müşterisine kur farkı faturasını kesmelidir. Bu durumda, bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

İhraç kayıtlı faturalar da döviz cinsinden kesilebilir. İhraç kayıtlı teslim TL olarak yapılabileceği gibi dövizli olarak da yapılabilir. Bu konuda yapılan yasal düzenlemeler, Vergi Usul Kanunu'nun 215. maddesinde ve 5228 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerde belirtilmektedir.

Kur farkı faturasının hangi durumlarda kesilmesi gerektiği de önemlidir. Kur farkı faturası, yasal defterlerde TL bakiyeyi kapatmak için kesilmektedir. Yani ister dövizli ister dövize endeksli olsun, işlemin ödemesinden sonra TL bakiye kalırsa, bu bakiyenin kur farkı faturası kesilerek kapatılması gerekmektedir.

Kur farkları genellikle yurtiçi ve yurtdışı alıcılara ait olan hesaplarda muhasebeleştirilir. Olumlu kur farkları alınan çekler, alıcılar veya alacak senetleri hesabına borç karşılığında 646 hesaba alacak kaydedilirken, olumsuz kur farkları ise alacak kaydedilir.

Son olarak, yabancı paralı borç ve alacakların kur farklarının genellikle 646 Kambiyo Karları / 656 Kambiyo Zararları hesabında muhasebeleştirildiğini belirtmek isterim. Yabancı paralı senetli ve senetsiz borç ve alacaklar genellikle Merkez Bankası döviz alış kuruyla değerlenir ve bu kur farkları belirli hesaplara kaydedilir.