Feminist Gece Yürüyüşü esnasında yaşanan bu olay oldukça endişe verici. LGBTİ+ aktivisti İris Mozalar'ın tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edilmesi ise kaygı verici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Bir kişinin cinsel yönelim, cinsiyet kimliği veya herhangi bir özelliği nedeniyle tutuklanması kabul edilemez ve hukukun evrensel ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.

Bu tür tutuklama talepleri hem bireyleri sindirmeye çalışmakta hem de ifade özgürlüğü hakkını engellemektedir. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkı temel bir insan hakkı olup, insanların düşüncelerini, taleplerini barışçıl ve demokratik yollarla ifade etmelerini sağlamaktadır. Bu hakkın kısıtlanması demokratik bir toplumda kabul edilemez.

Özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gibi anlamlı bir günde kadınların ve LGBTİ+ bireylerin bu tür engellemelere ve baskılara maruz kalması oldukça üzücüdür. Herkesin eşit haklara ve özgürlüklere sahip olması gerektiğine inanıyoruz ve bu tür tutuklama taleplerinin derhal gözden geçirilmesi ve adaletin yerini bulması gerekmektedir. Irkçılık, homofobi, transfobi ve her türlü ayrımcılığa karşı mücadeleyi destekliyor ve herkesin güvende ve özgür bir şekilde yaşayabileceği bir dünya için çaba harcıyoruz.