Germen kökenli kavimlerin varlığı, birçok ülkenin yakınlaşmasına neden olmuştur. Öncelikle Germen kavimlerinin ana vatanı olarak Güney İsveç, Danimarka, Şlezya-Holştayn ve Doğu Aşağı Saksonya'nın görülmesi, bu bölgelerdeki toplulukların kültürel etkileşimlerini artırmıştır. Aynı zamanda Cermenler ve Türkler arasındaki akrabalık iddiaları da bu kavimler arasında yakınlaşmaya yol açmış olabilir.

Türklerin Cermen olup olmadığı konusunda belirgin bir görüş birliği olmamakla birlikte, Skandinavya ve Avrupa'da bulunan Türkçe yazıtlar ve bazı araştırmalar, Türklerle Almanlar (Cermenler) arasında tarihsel bir ilişki olabileceğini göstermektedir. Ancak bu konuda net bir bilimsel konsensüs bulunmamaktadır.

"Cermen" ismi, günümüzde Almanya, İskandinavya ve İngiltere gibi ırkların atası olarak kabul edilen bir kavimdir. Terim genellikle M.Ö. 2. yüzyılda İskandinavya'dan kıta Avrupası ve İngiltere'ye yayılan Romalıların barbar diye nitelendirdiği ilkel kavimleri tanımlamak için kullanılmıştır.

Cermen ırkının oluşumu, bugünkü Almanya, Avusturya, Bohemya ve Polonya'nın batı bölümünü kapsayan Cermanya'da M.Ö. 3. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar yaşayan halk veya bu halktan olan kişiler olarak kabul edilir. Cermen halkının Avrupa'ya Hun İmparatorluğu'nun Kavimler Göçü ile geldiği bilinmektedir.

Kavimler Göçü'nün nedenleri arasında, Orta Asya'da bulunan Hun grubunun Çin egemenliğinden kurtulma isteği, Hunların batıya doğru göç etmelerine sebep olmuştur. Büyük Hun Devleti'nin dağılmasının ardından Aral ve Hazar göllerindeki Hunlara katılımlar da göçleri hızlandırmıştır.

Germenler genellikle Vikingler olarak adlandırılan denizci Kuzey Cermenleri arasındadır. Vikingler, Avrupa ve ötesinde baskınlar düzenlemiş, yerleşmiş ve Kuzey Atlantik'i keşfetmiştir. Bu sayede Germenlerin Vikingler aracılığıyla farklı topraklarda etkili oldukları görülmektedir.

Kavimler Göçü'nün nedenleri arasında Hunların baskısı, feodalite yükselişi ve Roma İmparatorluğu'nun parçalanması yer almaktadır. Göçlerin sonuçları arasında ise Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılması, yeni krallıkların ve devletlerin ortaya çıkması, Hristiyanlığın yayılması gibi etkiler belirgin olarak görülmektedir.