haberci
Meraklı Üye
Har Gobind Khorana Kimdir?
Erken Yaşamı ve Eğitimi
Har Gobind Khorana, 9 Ocak 1922 tarihinde, o dönemde Britanya Hindistanı'nın bir parçası olan Raipur köyünde (şimdi Pakistan'da) doğdu. Khorana, dört çocuklu bir ailenin en küçük üyesiydi. Babası tarım departmanında çalışarak ailesine destek oluyordu. Eğitimine yerel bir okulda başlayan Khorana, daha sonra Lahore Üniversitesi'nde kimya eğitimi aldı ve 1945 yılında yüksek lisans derecesini tamamladı. İleri eğitimine devam etmek üzere İngiltere'ye giderek, 1948 yılında Liverpool Üniversitesi'nde doktora derecesi aldı.
Kariyerindeki Önemli Dönüm Noktaları
Doktora çalışmasının ardından, Khorana İsviçre'de ETH Zürih'te ünlü biyokimyacı Vladimir Prelog ile çalıştı. 1952 yılında Kanada'ya taşınarak British Columbia Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. Burada, sentetik biyoloji alanındaki öncü çalışmalarına başladı. 1960 yılında ABD'ye taşınarak Wisconsin Üniversitesi-Madison'da Enzim Araştırma Enstitüsü'nde çalışmaya başladı. Bu dönemde, genetik kodun çözülmesi üzerine yoğunlaştı ve bu alandaki araştırmalarıyla 1968 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne layık görüldü.
Başlıca Eserleri veya Başarıları
Khorana'nın en önemli bilimsel katkılarından biri, genetik kodun dilini çözmesidir. Marshall W. Nirenberg ve Robert W. Holley ile birlikte yürüttüğü bu çalışma, DNA ve RNA'nın protein sentezindeki rolünü açıklığa kavuşturdu. Khorana, 1960'ların başında ilk sentetik genleri yaratmaya başladı ve 1970 yılında ilk tam sentetik genin üretimini gerçekleştirdi. Bu çalışmalar, genetik mühendisliğin temel taşlarını oluşturdu.
Kişisel Yaşamı ve Mirası
Har Gobind Khorana, 1952 yılında İsviçreli Esther Elizabeth Sibler ile evlendi ve üç çocuk sahibi oldu. Sessiz ve mütevazı bir yaşam süren Khorana, bilime olan katkıları ve genetik araştırmaları ile tanınmaktadır. 9 Kasım 2011 tarihinde, Massachusetts, ABD'de vefat etti. Mirası, modern genetik mühendisliği ve biyoteknoloji alanında devam etmektedir. Genetik kodun çözülmesi, biyomedikal araştırmalar ve biyoteknolojik uygulamalar için devrim niteliğinde bir temel sağlamıştır.
Erken Yaşamı ve Eğitimi
Har Gobind Khorana, 9 Ocak 1922 tarihinde, o dönemde Britanya Hindistanı'nın bir parçası olan Raipur köyünde (şimdi Pakistan'da) doğdu. Khorana, dört çocuklu bir ailenin en küçük üyesiydi. Babası tarım departmanında çalışarak ailesine destek oluyordu. Eğitimine yerel bir okulda başlayan Khorana, daha sonra Lahore Üniversitesi'nde kimya eğitimi aldı ve 1945 yılında yüksek lisans derecesini tamamladı. İleri eğitimine devam etmek üzere İngiltere'ye giderek, 1948 yılında Liverpool Üniversitesi'nde doktora derecesi aldı.
Kariyerindeki Önemli Dönüm Noktaları
Doktora çalışmasının ardından, Khorana İsviçre'de ETH Zürih'te ünlü biyokimyacı Vladimir Prelog ile çalıştı. 1952 yılında Kanada'ya taşınarak British Columbia Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. Burada, sentetik biyoloji alanındaki öncü çalışmalarına başladı. 1960 yılında ABD'ye taşınarak Wisconsin Üniversitesi-Madison'da Enzim Araştırma Enstitüsü'nde çalışmaya başladı. Bu dönemde, genetik kodun çözülmesi üzerine yoğunlaştı ve bu alandaki araştırmalarıyla 1968 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne layık görüldü.
Başlıca Eserleri veya Başarıları
Khorana'nın en önemli bilimsel katkılarından biri, genetik kodun dilini çözmesidir. Marshall W. Nirenberg ve Robert W. Holley ile birlikte yürüttüğü bu çalışma, DNA ve RNA'nın protein sentezindeki rolünü açıklığa kavuşturdu. Khorana, 1960'ların başında ilk sentetik genleri yaratmaya başladı ve 1970 yılında ilk tam sentetik genin üretimini gerçekleştirdi. Bu çalışmalar, genetik mühendisliğin temel taşlarını oluşturdu.
Kişisel Yaşamı ve Mirası
Har Gobind Khorana, 1952 yılında İsviçreli Esther Elizabeth Sibler ile evlendi ve üç çocuk sahibi oldu. Sessiz ve mütevazı bir yaşam süren Khorana, bilime olan katkıları ve genetik araştırmaları ile tanınmaktadır. 9 Kasım 2011 tarihinde, Massachusetts, ABD'de vefat etti. Mirası, modern genetik mühendisliği ve biyoteknoloji alanında devam etmektedir. Genetik kodun çözülmesi, biyomedikal araştırmalar ve biyoteknolojik uygulamalar için devrim niteliğinde bir temel sağlamıştır.