Hasta uyumu, hekimlerin hastalara empati ve şefkat göstermesi sonucunda hastaların güven ve umut duygularını harekete geçirerek tedaviye daha olumlu ve aktif bir şekilde katılımını ifade eder. Hasta-hekim güven ilişkisi, hastaların tedaviye uyumunu artırarak tedavi başarısını olumlu yönde etkiler. Bu nedenle, sağlık hizmeti alırken hasta ve hekim arasındaki iletişim, empati ve güven unsurları son derece önemlidir.

İlaç uyumu ise eldeki verilere genel ya da medikal sağlık önerilerini benimseme, ilaçları düzenli olarak alma, diyet düzenine uyum sağlama ve sağlıklı yaşam tarzını devam ettirme gibi davranışların kesişimini ifade eder. İlaç uyumu, hastaların doktorun verdiği tedavi planına sadık kalarak ilaçlarını düzenli ve doğru şekilde kullanmalarını içerir.

Yaşlı bireyler genellikle çeşitli sağlık sorunlarına bağlı olarak birçok ilaç kullanmaktadır. Yaşlılığa bağlı olarak bilişsel fonksiyonlarda yaşanan gerileme, ilaç dozlarının karıştırılmasına veya unutulmasına neden olabilir. Bu durumda, yaşlıların ilaç kullanımı konusunda dikkatli olmaları ve ilaç uyumunu sağlamaları önemlidir.

İlaç uyumsuzluğu ise bir veya daha fazla ilaç dozunu atlamak, istemsiz olarak ilaçları alamamak, kasten doz atlamak veya tedaviyi tamamen bırakmak gibi davranışları ifade eder. Tedavi sürecinde ilaç uyumsuzluğu yaşanması durumunda, hastanın sağlık durumu ve tedavi başarısı olumsuz etkilenebilir.

Beers Kriterleri, yaşlı bireylerde kullanılması uygun olmayan veya dikkatli olunması gereken ilaçları belirleyen bir liste sunmaktadır. Bu kriterler, yaşlılarda yan etkilere neden olabilecek ilaçları belirlemede yardımcı olabilir.

Son olarak, yaşlı bireylerde sakinleştirici olarak serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) ve 2. kuşak antidepresanların diğerlerine oranla daha güvenle kullanılabileceği belirtilmektedir. SSRI'lar arasında sertralin ve sitalopram, birçok çalışmada ilk tercih olarak öne çıkmaktadır. Bu tür ilaçlar, yaşlı hastalarda anksiyete veya depresyon gibi durumların yönetiminde sıklıkla tercih edilebilir.