Heparin, glikozaminoglikanlar adı verilen bir sınıfa aittir. Glikozaminoglikanlar, polisakkaridler olarak da bilinen büyük moleküllerdir ve vücutta çeşitli biyolojik fonksiyonlara sahiptirler. Heparin, özellikle antikoagülan etkisi ile bilinir ve pıhtılaşmayı önleyerek kan damarlarında tıkanıklıkları engeller. Bu özelliği nedeniyle kalp hastalıkları, inme ve diğer kan pıhtısı ile ilişkili sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılır.

Heparin, tıpta yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır ve pıhtılaşmayı önlemek amacıyla kullanılan bir antikoagülandır. Heparin genellikle damar içi veya derialtı enjeksiyon yoluyla uygulanır. İntravenöz yoldan bir defalık yükleme dozu verildikten sonra sürekli IV infüzyon şeklinde de uygulanabilir. Ancak günlük toplam dozun 35000 üniteyi aşması kanama riskini artırabilir.

Heparin, AT (Antitrombin) aracılığıyla etki yaparak trombinin yanı sıra FXIa, FXa ve FIXa gibi faktörleri inhibe eder. Bu nedenle bir indirekt trombin inhibitörü olarak kabul edilir. Ayrıca heparin, trombositler ve endotel hücrelerini de etkileyerek kanamaya neden olabilir.

Heparin, doğal olarak vücutta bulunan bir madde değildir. Mast hücreleri tarafından üretilen heparin, karaciğer, akciğer ve atardamarlarında bulunabilir. Mast hücreleri, bazik boyalarla boyanmış, histamin ve heparin açısından zengin granüllere sahip hücrelerdir. Heparin, bu hücrelerde depolanır ve belirli durumlarda salınarak antikoagülan etkisini gösterir.

Antitrombin 3 ise kan pıhtısı oluşumunu engelleyen bir proteindir. Konjenital antitrombin III eksikliği durumunda kanın normalden daha fazla pıhtılaşması söz konusu olabilir. Antitrombin 3, pıhtılaşma sürecinde önemli bir rol oynar ve trombin gibi faktörleri inhibe ederek pıhtı oluşumunu kontrol altında tutar.

Subkutan enjeksiyon, derialtı enjeksiyon olarak da adlandırılır ve deri altındaki gevşek bağ dokusuna ilacın verilmesini sağlayan bir yöntemdir. Subkütan enjeksiyon genellikle deri başparmağı ile işaret parmağı arasında sıkıştırılarak deri kıvrımının oluşturulması ve iğnenin bu kıvrıma tamamen sokulması şeklinde uygulanır. Subkütan doku, dermis ve kas tabakası arasında yer alır ve ilacın emilimini sağlar.

Son olarak, heparin solüsyonunun konsantrasyonu genellikle 5000 IU/mL'dir. Heparin dozu IU cinsinden belirtilmelidir çünkü heparin preparatları farklı konsantrasyonlarda olabilir. Operasyon sonrası heparin dozu genellikle 5000 ünite subkutan olarak 8-12 saatte bir uygulanır ve bu süre 7-10 gün veya hasta ayakta tedavi edilinceye kadar devam edebilir.