İkinci savunma hattını oluşturan elemanlar, enfekte olmuş hücreler tarafından salgılanan histamin adlı kimyasallardır. Histamin, kan kılcal damarlarının genişlemesine ve daha geçirgen hale gelmesine neden olarak bölgede şişme, kızarma, ısınma ve ağrıya sebep olur. Bu durumun genel adı inflamasyondur ve vücut genelinde meydana gelirse ateş yükselmesi gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Primer immün yanıt, organizmanın ilk defa bir antijenle karşılaştığında geliştirdiği bağışıklık tepkisidir. Antikor üretimi ve bağışıklık hücrelerinin aktivasyonu gibi süreçleri içerir. Sekonder immün yanıt ise aynı antijenle tekrar karşılaşıldığında primer yanıta göre daha hızlı ve güçlü bir bağışıklık tepkisinin gerçekleştiği durumu ifade eder.

Organizmanın doğal bariyerleri arasında anatomik ve fizyolojik engeller bulunur. Deri, gözyaşı bezleri ve burun-boğaz gibi mekanik engeller, vücuda giren patojenlere karşı birinci savunma hattını oluştururlar.

İnterferonlar, savunma mekanizmasının üçüncü hattını oluştururlar. İnterferonlar, bazı akyuvarlar ve doğal katil hücreler tarafından salgılanır ve enfeksiyon etkenleriyle mücadelede önemli bir rol oynarlar. İnterferonlar aynı zamanda fagositoz yapabilen hücreleri etkin hale getirebilirler.

Doğal direnç, canlıların yapısal ve kalıtsal özelliklerine bağlı olarak vücuda giren patojenlere karşı genel savunma mekanizması sayesinde korunması anlamına gelir. Bu doğal direnç, organizmanın doğuştan sahip olduğu bağışıklık mekanizmalarını kapsar.

İnterferonlar (IFN), vücut hücreleri tarafından sentezlenen ve birçok patojene karşı etkili olan proteinlerdir. Bakterilere, virüslere, parazitlere ve tümerlere karşı savunmada rol oynarlar. İnterferonlar, sitokin adı verilen glikoproteinler sınıfının bir parçasıdır ve bağışıklık sisteminin önemli bileşenlerindendir.