Eşler arasındaki karşılıklı sorumluluklar üzerinde durduğunuz için çok önemli bir konuya değiniyorsunuz. İslam dininde eşler arasındaki ilişkilerde sevgi, fedakarlık, saygı, hoşgörü, sadakat, affetme, muhabbet ve dürüstlük gibi duygular ön plandadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de aile içindeki sorumlulukların en iyisinin, ailesine en çok faydalı olanın olduğunu vurgulamıştır. Bu da eşler arasındaki sevgi, saygı ve yardımlaşmayı önemini göstermektedir.

Eşlerin birbiri üzerindeki hakları arasında da belirli konular bulunmaktadır. Örneğin, evlenen kadının haftada en az 1 kez anne-babasını ziyaret etme hakkı bulunmaktadır ve bu hakkı kocasının engellemesi söz konusu değildir. Kadın eşinin yakınlarını istemiyorsa, kocasının onu müstakil bir evde oturtması gerekmektedir. Ayrıca, evlendikten sonraki 1 yıl içinde hiç cinsel ilişkiye giremeyen erkekten kadının ayrılma hakkı da bulunmaktadır.

Evlilik birliğinden doğan yükümlülükler arasında ise birlikte mutluluğu sağlama, sadakat gösterme, birlikte yaşama, dayanışma, çocuklara bakma ve yetiştirme, evlilik birliğinin giderlerine katılma gibi önemli sorumluluklar bulunmaktadır. Eşler arasındaki destek ve yardımlaşma da önemli bir konudur ve Medeni Yasa'da da eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılması gerektiği belirtilmektedir.

Evlilikte kira konusu da önemli bir noktadır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın aile konutuyla ilgili rızayı vermezse, diğer eş hakime başvurarak gerekli rızayı talep edebilir. Bu durumda kira sözleşmesinden birlikte sorumlu olunmaktadır.

Son olarak, evin geçimine dair konularda da İslam hukukuna göre belirli düzenlemeler bulunmaktadır. Kız çocuğu evlendiğinde, geçimini kocası temin edecekken erkek çocuk evlendiğinde, hem kendi nafakasını hem de eşinin geçimini sağlamakla yükümlü olmaktadır. Bu da ailenin geçimini temin etme sorumluluğunun erkeğe ait olduğunu göstermektedir.