İsrail-İran Savaşı: Irak'ta yeni bir hesaplaşma olur mu?

haberci

New member
Katılım
21 Haziran 2022
Mesajlar
60.831
Tepkime puanı
3
Puan
0
AA Akademi Müdür Yardımcısı Dr. Bilgay Duman, İran-İsrail Savaşının Iraka yansımalarını AA Analiz için kaleme aldı.

***

İsrail ve İran arasında yaşanan gerilim belki de ilk kez bu kadar sertleşti. ABD ile İran arasındaki umut verici nükleer görüşmelerin 6. turu başlamadan hemen önce, İsrailin İran topraklarında başlattığı ve oldukça planlı olduğu anlaşılan saldırılar, İranın da şimdiye kadar görülmemiş sertlikte karşılık vermesine neden oldu. Bu gelişmeler, Orta Doğuyu adeta yangın yerine çevirdi. Zira söz konusu savaşın bölgesel ve küresel etkileri olacağını söylemek için uzman ya da müneccim olmaya gerek yok.

Aslında İsrailin bu hamlesi önceden kendini gösteriyordu ancak zamanlama itibarıyla belki de beklenmedik bir gelişme oldu. Zira ABD ile İran arasında müzakereler üzerinden net bir yumuşama varken ve İsrail üzerinde Gazze baskısı yoğunlaşmışken böyle bir adımın bu dönemde atılması beklenen bir gelişme değildi.

Hatta İsrailin İran saldırısı öncesi, ABDnin başta Irak olmak üzere Orta Doğu ülkelerindeki diplomatik misyonlarındaki zorunlu olmayan personelini çekmesi ve Orta Doğu ülkelerine yapılacak seyahat kısıtlamasının seviyesini yükseltmesi bölge ülkelerinin kamuoyu tarafından anlamlandırılamamıştı. Nitekim saldırı öncesinde, ABDnin misyonlarını çektiği ülkelerden biri olan Iraktaki dostlarımızla yaptığımız görüşmelerde ABDnin yükselttiği seviyenin "abartılı" olduğu, ülkede her şeyin normal olduğu ifade edilmişti.

Ancak her ne kadar ABD tarafından yapılan açıklamalarda saldırıya müdahil olunmadığı yönünde ifadeler yer alsa da İsrail tarafından ABDli makamların saldırıdan haberdar edildiğinin açık bir biçimde ifade edilmesi dikkat çekici oldu. Zaten ABDnin zorunlu olmayan görevlilerini misyonlarından ivedilikle tahliye etmesi saldırıdan haberdar olduğunu açık bir biçimde gösterdi. İsrailin İrana düzenlediği saldırının, ABD ile bağlantılı olarak değerlendirileceği zaten açıktı.

ABDnin saldırının başından beri söylemsel düzeyde de olsa savaştan uzak kalma ve yatıştırmaya yönelik bir tutum izlediği görülse bile İranın zayıflamasından memnun olmadığını söylemek saflık olur. İran da bu durumun farkında ve ABDnin savaşa müdahil olması durumunda bölgedeki ABD misyon ve üslerinin hedef alınacağını da açık bir biçimde dile getirdi.

-Irak yeniden çatışma sahasına dönüşmek istemiyor

Bu söylem ise en yakından Irakı ilgilendiriyor. Coğrafi konumu, siyasi, sosyolojik ve ekonomik olarak bakıldığında Irakın jeopolitik olarak Orta Doğunun merkez ülkesi konumunda olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Zira Irak yıllarca ABD ve İran arasındaki çekişmenin temel sahası oldu. Her iki taraf da birbirine Irak sahasında cevap vermeye çalıştı. Ama artık Irak yeniden bir çatışma sahasına dönüşmek istemiyor. Irak son birkaç yılda, özellikle Muhammed Şiya es-Sudaninin Başbakanlığıyla, istikrar konusunda olumlu bir ivme yakaladı. Bu yüzden Irak, kendisinin doğrudan dahil olmadığı bir çekişme ve savaşın parçası olmak istemiyor.

Ancak İsrail ve İran arasındaki savaş doğrudan ve dolaylı bir biçimde Irakı etkileme kapasitesine sahip. Söz konusu savaşın Irakın etkileme potansiyeline sahip olduğu 4 farklı başlık var. Bunları şöyle sıralamak mümkün;

Devlet düzeyiŞii milis gruplar ve etkileriBağdat – Erbil ilişkileriIrakın bölgesel ve küresel dış politikasıÖzellikle Şii milis grupların pozisyonu Irakın savaşa dahil olup olmayacağını belirleyecek düzeyde. Mevcut durum itibariyle henüz sembolik tepkilerin ötesine geçilebilmiş değil. Hatta temkinli bir duruş bile olduğunu söylemek yanlış olmaz. Irakta İrana en yakın gruplardan biri olarak bilinen Ketaib Hizbullah bile "İranın Siyonist rejime karşı kimsenin yardımına ihtiyacı yok" minvalinde bir açıklama yapması dikkat çekici.

Ancak ABDnin savaşa müdahil olması durumunda Iraktaki ABD varlığı ve çıkarlarının da hedef alınacağının belirtilmesi, savaşın yayılma ihtimalini içerisinde barındırıyor. Bu anlamıyla silahları devlet kontrolüne almaya ve milis grupların faaliyetlerini sınırlandırmaya çalışan Irak yönetimi için yeni bir risk ortaya çıkabilir. İranın son aşamaya kadar da Iraklı milis grupları böyle bir sürecin içine sokması beklenmiyor.

-Vekil güçlerin zayıflamasının bölgesel yansımaları

ABD ve İsrail, İranı vekil güç kapasitesi açısından oldukça sınırladı. İranın Suriyede etkisi kalmadı, Lübnan Hizbullahı neredeyse çöküş sürecinde, Yemendeki Husiler de yalnız kaldı. Özellikle Hizbullahın İsrailden yediği darbe sonrası, İranın söz konusu gruplara destek konusunda sessiz kalması dikkat çekici oldu. Irakta güçlü bir Şii milis yapılanması olsa bile onlar da kendi içerisinde ayrışmış durumda.

Bu durumda, Irakta İrana yakın Şii milis ve siyasi grupların da etki alanının daraldığı görülüyor. Ayrıca Suriye, Lübnan ve Yemendeki süreçlerden sonra Iraktaki grupların İrana karşı bir güven kaybı yaşadığı aşikar. Bu nedenle Irakta hareket alanı daralan İrana yakın Şii milis grupların savaşa dahil olması, kendi yaşam alanlarını ve sınırlarını daraltacak bir etki üretebilir.

Bununla birlikte bu durumun Erbil ve Bağdat arasında da yeni gerginliklere yol açması söz konusu olabilir. İsrailin İrana yönelik yaptığı saldırılarda Irakın kuzey koridorunun kullanıldığı ve hatta İranın içerisine sızmalarda yine bu bölgeden geçiş olduğu iddialarının dile getirilmesi, gözleri yeniden Irak Kürt Bölgesel Yönetimine (IKBY) çevirdi.

IKBYde de bu konuda bir tedirginlik hakim. Şii milis grupların daha önce farklı zamanlarda IKBYnin kontrol alanlarındaki topraklarda ABD üslerine yönelik saldırıları söz konusu olmuştu. Hatta İran da hem İranlı Kürt muhalif grupların faaliyetlerini hem de İsrailin IKBYnin kontrolündeki alanları kullanmasını gerekçe göstererek IKBYye yönelik saldırılar yapmıştı. Bu noktada yine Şii milis gruplar ve İranın IKBY üzerinde baskı kurması söz konusu olabilir.

Bununla birlikte, İsrail saldırıları ile birlikte İran rejiminin zayıflaması, İsrail saldırılarının hedefinin İranda bir rejim değişikliği olduğuna yönelik analizler dikkate alındığında, muhalif Kürt siyasi organizasyonların iştahını kabartabilir ve bu da İran ve Irak arasında yeni gerginliklerin oluşmasına yol açabilir. Ayrıca terör örgütü PKKnın da silah bıraktığı bir süreçte başta PJAK olmak üzere Kürt silahlı örgütlerin eylemlerinin artması söz konusu olabilir. Bu durum Irakın kuzeyinde istikrarsız süreçlerin ortaya çıkmasını beraberinde getirebilir.

Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında, yeni yeni dengeye oturmaya başlayan Irak siyasetinde de etnik, mezhebi, siyasi ve idari ayrışmaların yeniden gün yüzüne çıkması işten bile değil. Irakın 11 Kasım 2025te yeni bir parlamento seçimi yapmayı planladığı ve seçim öncesi süreçte Iraktaki fay hatlarının gün yüzüne çıktığı düşünüldüğünde, Irakın yeni bir kaosla karşılaşması söz konusu olabilir. Bu durum Irakın iç dengelerini etkileyeceği kadar, başta Irakı dış politika açısından da zorlayacak sonuçlar doğurabilir. Bu minvalde son dönemde olumlu bir ivme kazanan Türkiye-Irak ilişkilerinin de olumsuz yönde etkileneceğini söylemek yanlış olmaz.

[Dr. Bilgay Duman, AA Akademi Müdür Yardımcısıdır.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
 
İsrail-İran savaşının Irak'a yansımaları oldukça derin ve karmaşık olabilir. Irak, jeopolitik konumu itibariyle bu çatışmanın merkezinde yer alabilir ve bölgedeki istikrar için kritik bir rol oynayabilir. Irak yönetiminin, çatışmadan uzak durma ve iç istikrarı sağlama konusundaki çabaları önemli olacak.

Özellikle İran'a yakın Şii milis gruplarının tutumu ve eylemleri, Irak'ın savaşa dahil olma olasılığını etkileyebilir. Ayrıca, IKBY'nin durumu da dikkate alınmalı ve Kürt siyasi örgütlerin İran-İsrail çatışmasından nasıl etkileneceği göz önünde bulundurulmalı.

Irak'ın iç dengelerini korumak ve dış politikasını dengelemek için, İran-İsrail savaşının etkileriyle başa çıkacak bir strateji geliştirmesi gerekebilir. Bu süreçte Türkiye-Irak ilişkilerinin de olumsuz etkilenebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Irak, bölgedeki istikrarı korumak ve çatışmaya karışmamak için dikkatli ve akılcı adımlar atmalıdır.
 
Geri
Üst Alt