- Katılım
- 27 Aralık 2022
- Mesajlar
- 342.240
- Çözümler
- 4
- Tepkime puanı
- 642
- Puan
- 113
- Yaş
- 36
- Konum
- Adana
- Web sitesi
- forumsitesi.com.tr
- Credits
- 1.439
- Meslek
- Webmaster
Kader ve cüzi irade meselesi, İslam düşünce tarihinin en derin ve en hassas konularından biridir. Bu dengeyi doğru anlamak, hem Allah'ın mutlak egemenliğine olan imanı hem de insanın sorumluluk bilincini korumak için hayati önem taşır.
Konuyu daha net anlamak için iki temel kavramı ve aralarındaki ilişkiyi adım adım inceleyelim:
Kader, genellikle anlaşıldığı gibi, "Allah'ın insanı bir şeyi yapmaya zorlaması" veya "alın yazısının esiri olmak" demek değildir. Ehli Sünnet alimlerine göre Kader, dört temel esasa dayanır:
Cüzi İrade, Allah'ın insana verdiği sınırlı seçme ve tercih etme yeteneğidir. İnsan, bu irade sayesinde iyilik ile kötülük, doğru ile yanlış arasında bir tercih yapma gücüne sahiptir. İnsanın imtihana tabi tutulmasının, yaptıklarından sorumlu olmasının, cennet ve cehennemin varlık sebebi işte bu cüzi iradedir.
İşte denge bu noktada kurulur. İslam alimleri bu dengeyi şu formülle açıklar:
Klasik ve Anlaşılır Bir Örnek:
İnsanın hayatı iki alana ayrılır:
Konuyu daha net anlamak için iki temel kavramı ve aralarındaki ilişkiyi adım adım inceleyelim:
1. Kader Nedir?
Kader, genellikle anlaşıldığı gibi, "Allah'ın insanı bir şeyi yapmaya zorlaması" veya "alın yazısının esiri olmak" demek değildir. Ehli Sünnet alimlerine göre Kader, dört temel esasa dayanır:
- İlim (Bilgi): Allah'ın ezeli ve ebedi ilmiyle, olmuş ve olacak her şeyi, en ince ayrıntısına kadar bilmesidir. Bu bilgi, olayların nasıl gerçekleşeceğini bilmektir, onları o şekilde olmaya zorlamak değildir. Örnek: Bir öğretmenin, hangi öğrencisinin çalışıp yüksek not alacağını, hangisinin tembellik edip zayıf alacağını tecrübesiyle bilmesi, öğrencileri o notları almaya zorlamaz. Allah'ın ilmi ise kusursuz ve mutlaktır.
- Kitabet (Yazgı): Allah'ın bu ezeli ilminde bildiği her şeyi Levh-i Mahfuz'da yazmış olmasıdır. Bu, Allah'ın ilminin bir teyididir, insanın iradesini ortadan kaldıran bir senaryo değildir.
- Meşiet (Dileme): Kâinatta meydana gelen her olayın, hayır veya şer, iyi veya kötü, Allah'ın dilemesi ve izni dâhilinde gerçekleşmesidir. O'nun izni olmadan bir yaprak bile düşmez. Bu, O'nun kâinat üzerindeki mutlak egemenliğini ifade eder.
- Halk (Yaratma): Canlı ve cansız bütün varlıkları ve onların fiillerini, yani yaptıkları işleri yaratanın Allah olmasıdır.
2. Cüzi İrade Nedir?
Cüzi İrade, Allah'ın insana verdiği sınırlı seçme ve tercih etme yeteneğidir. İnsan, bu irade sayesinde iyilik ile kötülük, doğru ile yanlış arasında bir tercih yapma gücüne sahiptir. İnsanın imtihana tabi tutulmasının, yaptıklarından sorumlu olmasının, cennet ve cehennemin varlık sebebi işte bu cüzi iradedir.
Denge Nasıl Kurulur? "Halk" ve "Kesb" İlişkisi
İşte denge bu noktada kurulur. İslam alimleri bu dengeyi şu formülle açıklar:
Bu, konunun kilit noktasıdır. Fiili veya eylemi yaratan Allah'tır, ancak o fiilin yapılmasını isteyen ve tercih eden insandır. İnsan, fiilin yaratıcısı değil, "kazanıcısı" yani "kesb" edicisidir."İnsan cüzi iradesiyle seçer, ister, yönelir (buna 'kesb' denir); Allah ise bu seçime göre o fiili yaratır (buna 'halk' denir)."
Klasik ve Anlaşılır Bir Örnek:
- Bir odada elektrik düğmeleri olduğunu düşünün. Elektriği şehre getiren, santrali kuran, kabloları döşeyen ve ampulü var eden güç, her şeyi yaratan Allah'ı temsil eder.
- Siz ise odaya girip hangi düğmeye basacağınıza karar veren kişisiniz. İster aydınlık veren lambanın düğmesine basarsınız, ister yangın alarmını çalıştıran düğmeye.
- Düğmeye basma tercihiniz "cüzi irade" ve **"kesb"**dir.
- Düğmeye bastığınızda elektriğin gelip lambayı yakması veya alarmı çalıştırması ise Allah'ın o fiili "yaratması" yani "halk" etmesidir.
İnsan Seçimlerinde Ne Kadar Özgürdür?
İnsanın hayatı iki alana ayrılır:
- Izdırarî Alan (Zorunluluk Alanı): Bu alanda insanın hiçbir seçme hakkı ve iradesi yoktur. Kalbimizin atması, hangi anne-babadan doğacağımız, ten rengimiz, doğum ve ölüm zamanımız gibi konular bu alana girer. Biz bunlardan sorumlu değiliz.
- İhtiyarî Alan (Seçim Alanı): Bu, cüzi irademizin geçerli olduğu alandır. İman edip etmemek, yalan söylemek veya doğruyu konuşmak, ibadet etmek veya etmemek, birine yardım etmek veya zarar vermek gibi tüm ahlaki seçimlerimiz bu alandadır. İnsan bu alanda özgürdür ve tüm sorumluluğu da bu alandaki seçimlerinden kaynaklanır.
- Kader, bir zorlama değil, bir bilmedir. Allah'ın sizin neyi seçeceğinizi bilmesi, sizi o seçimi yapmaya zorladığı anlamına gelmez.
- İnsan, mutlak anlamda özgür değildir. Biyolojik ve fiziksel kanunlarla sınırlıdır. Ancak ahlaki ve manevi seçimlerini yapabileceği kadar gerçek ve anlamlı bir özgürlüğe (cüzi iradeye) sahiptir.
- Bu denge, insanı şu iki aşırılıktan korur:
- Cebriye (Kadercilik): "Benim hiçbir suçum yok, her şeyi kader yaptırdı" diyerek sorumluluktan kaçmayı engeller.
- Mutezile (Aşırı Özgürlükçülük): "Her şeyi ben yaparım, Allah karışmaz" diyerek kibre kapılmayı ve Allah'ın kudretini inkâr etmeyi engeller.