Katolik Kilisesi'nin Dünya'nın döndüğünü kabul ettiği tarih 31 Ekim 1992 olarak belirtilmiştir. Papa John Paul II'nin bu açıklamasıyla birlikte Kilise resmi olarak Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü kabul etmiştir.

"Dünya dönüyor" ifadesi ise tarihte Galileo Galilei'ye atfedilen sözler arasında yer almaktadır. İtalyan matematikçi, fizikçi ve filozof Galileo Galilei'nin 1633 yılında Dünya'nın Güneş etrafında dönmesi iddiasından vazgeçmeye zorlandığı sırada, "E pur si muove" veya "Eppur si muove" yani "Yine de dönüyor" ifadesini kullandığı söylenmektedir.

Dünya'nın küre şeklinde olduğunu kanıtlamak için verilen örnekler arasında, Güneş'in doğup batarken yavaş yavaş görünmesi ve bir gemi yaklaştıkça önce bayrağının, ardından direğinin ve en sonunda da teknesinin görülmesi gibi olaylar öne çıkmaktadır. Bu durumlar, Dünya'nın düz değil küre şeklinde olduğunu gösteren kanıtlardan sadece birkaçıdır.

Galileo'nun sözünden dönüp dönmediği konusunda ise işkence tehdidi altında bile savunmasını sürdürdüğü ve hatta bir rivayete göre teorisini yalanlamış olsa da sonradan "Ama yine de dönüyor" ifadesini kullandığı bilinmektedir. Galileo, Engizisyon'un hükmüyle tüm hayatını ev hapsinde geçirmiştir.

Dünyanın küre şeklinde olduğunun ispatlanmasıyla ilgili verilen bilgiler arasında, teknolojik gelişmeler sayesinde Dünya ve Ay'ın fotoğraflarının çekilmesiyle Dünya'nın gölgesinin küre biçiminde olması gibi görsel kanıtlar yer almaktadır.

Dünyanın yuvarlak olduğunu fiilen kanıtlayan denizci olarak kabul edilen isim ise Ferdinand Magellan'dir. Magellan keşif yolculuğunda Batıya ve doğuya gittikçe saat farkları olduğunu gözlemleyerek Dünya'nın yuvarlak olduğunu ispatlamıştır.

Son olarak, Bruno'nun evrenin sonsuzluğunu ve evrenin birliği ilkesini benimsediği ve Tanrı ile evren arasında ayrım yapmadığı görüşünü savunduğu belirtilmektedir. Bruno'ya göre Tanrı ve evren, aynı gerçekliğin farklı ve sonsuz görünümleridir.