S
SoruCevap
Guest
Kelebeklerin omru
Kelebeklerin omru neden 24 saat ?
Bu yaşam suresinden ne anladığımıza bağlıdır Yaşamayı, doğmak, yaşamak ve olmek şeklinde tarif edersek kelebekler aylarca yaşarlar Kırlarda ve bahcelerde ucuşarak ince, zarif ve guzel renklerle bezenmiş kanatlarıyla yapraklara konan, bizim kelebek olarak tanıdığımız hali, omrunun olumune yakın son aşamasıdır Bu şekli ile yaşadığı hayat gercekten cok kısadır
Omrunun bu en guzel kısmının ne kadar surduğunu kesin olarak soylemek guctur Bazı ceşitlerinin birkac gun, bazılarının ise birkac hafta yaşadıkları biliniyor Tabiatta cok nadir de olsa bir yıl yaşayanları bile gorulmuş
Kelebekler aylarca tırtıl halinde yaşadıkları halde, kelebek olarak yetişkin iken cok kısa bir sure yaşarlar Bu yuzden bir kısım kelebeklerde beslenme icin ağız ve hortum bile bulunmaz Yaşamlarının bu kısa parcasını beslenmekten cok eşlerini aramak, ciftleşmek ve yumurtlamak, kısaca yeni kuşakları oluşturabilmek icin harcarlar
Cok narin gibi gorunmelerine rağmen kelebeklerin yapıları yeryuzunde karşılaştıkları her sorunu cozecek duzeydedir Collerde bulutlar gibi dolaşırlar, sularda yuzebilir, karanlık mağara kovuklarında yaşayabilirler Dunyanın en yuksek dağlarında tropikal ormanlarda, petrol birikintilerinde, yanardağ ağızlarında hatta kutuplarda bile dolaşırlar
Kelebeklerin 170 bin civarında turu vardır Boceklerin en geniş takımlarından birini oluştururlar Yeryuzunde yaşayan kelebek ceşitlerinin sayısının 18 sıfırlı bir sayı ile ifade edilebileceği sanılmaktadır Yani her insana bir milyon kelebek duşmektedir Bir başka deyişle ortalama ağırlığı 70 kilogram olan bir insana yeryuzunde 850 kilogram kelebek duşer
Kelebeğin tum omru değil de omrunun son safhası gercekten kısadır ama yine de bir gunden fazladır Aslında onun icin sure onemli değildir Omrunun bu en guzel aşamasında duşunduğu tek şey vardır, neslinin devamı Surungen bir tırtıl olmaktan kurtulup, havada ozgurce dolaştığı bu kısa surede amacı uğruna coğunlukla beslenmez bile
Sinekler Kışın Ne Yaparlar?
Sineklerin her turu kışın ortadan kaybolur Havaların ısınmasıyla birlikte de aniden ortaya cıkıverirler Yazın karasinekler gece gunduz evlerimizin baş koşesinde dolanırlarken sivrisinekler gunduzleri ortada gorunmezler Acaba mesai saatlerinin dışında ne yaparlar? Sinekler, bocekler uyurlar mı?
Sinekler ısıya cok hassastırlar Guneş bir bulutun arkasına girdiğinde oluşan sıcaklık değişikliğinden bile etkilenirler Kış gunlerinde bazı bolgelerde sıfırın bile cok altına inen sıcaklıklar onların, ozellikle gelişmiş olanlarının yaşama şanslarını yok eder
Larva veya yumurta halindekiler ise yaşamaya devam ederler Bahar aylarında gelişmiş birer karasinek olarak yaşantımıza katılırlar Yani evinizde gorduğunuz sinekler gecen senekiler değillerdir, onların cocuklarıdırlar
İnsanların olduğu yerlerde yaşayan sivrisinekler coğunlukla gece faaliyet gosterirler Coğu alacakaranlık saatlerinde, sabaha karşı ve akşamustu daha aktiftirler Aktif oldukları bu sure bir veya en cok iki saati gecmez Oyleyse sivrisinekler aktif olmadıkları, gunun en azından 22 saatlik bolumunde ne yapıyorlar?
Kuvvetli ışık, havadaki nem oranının duşuk olması ve ruzgar, sivrisineklerin işe cıkmalarına mani olan en onemli faktorlerdir Boş vakitlerinde coğunluğu, bitkiler, otlar, cimenler ve ağaclar uzerinde dinlenirler Renkleri ve boyutlarından dolayı onları oralarda fark etmek kolay değildir Bazıları ise evlerin odalarında loş koşelerde kalırlar
Sineklerin, boceklerin uyuyup uyumadıkları ise uyumak fiilinin tanımına bağlıdır Zaten uykunun gizemi de tam cozulmuş değildir Hareketsiz kalıp, dış ortamdan bağlantıyı koparmayı uyku olarak nitelendirirsek bocekler de uyur, balıklar da Fakat bu arada beyinlerinde neler oluştuğunu kimse bilmiyor
Memeli hayvanların, orneğin kedilerin, kopeklerin, ineklerin uykuları ve bu sırada beyinde oluşan elektriksel dalgalar konusunda ciddi araştırmalar yapılmıştır Onların da bizim gibi uyudukları hatta ruya bile gordukleri kesin olarak biliniyor
Ancak bir karasineğin veya orumceğin beynine elektrik kabloları bağlayıp bir molekul boyutundaki beyinlerinde neler olup bittiğini araştırmak hala pratikte pek mumkun değil
Neden Unutuyoruz?
Psikologların bozucu etki kurallarıyla ilgilenmeleri bunların sınırlı uygulama değerlerinden dolayı değil, unutmadaki onemli rollerinden dolayıdır Bu kurallar kısmen de olsa, nicin unuttuğumuzu acıklamaktadır Cunku bize unutmamızın, oğrendiklerimizin hatırlamak istediklerimiz uzerindeki bozucu etkisine bağlı olduğunu gosterir Fakat, acaba bu kurallar unutmanın ne kadarını acıklayabilir?
Kuramsal acıdan, unutmanın iki nedeni olabilir Bunlardan biri bozucu etki, diğeri ise bellekteki cozulmedir Her iki goruş de kuram olarak sunulmuştur, ikincisi bazen sızankova hipotezi(leakybucket hypothesis) adıyla anılır (Miller, 1956) ilk bakışta bu kuram daha cekici gelmektedir; cunku, coğu kimse unutmanın doğal olarakkendiliğinden meydana geldiğini kabul eder Oysa yapılan deneyler, bozucu etkinin unutmada onemli bir rolu olduğunu, dolayısıyla unutmanın sadece bellek izinin silinmesi olamayacağını gostermiştir (Underwood, 1957)
Bu durumda, unutmayı acıklarken etkenlerden her birine ne kadar ağırlık verebiliriz?Soz konusu kuramlar, deneysel olarak karşılaştırılamaz Cunku, laboratuvarda bile bozucu etkiden tamamen arınık bir durum duzenleme olanağımız yoktur Denekler, deneyden once bazı faaliyetler yapmışlardır; ve bunlardan bazıları deneyde soz konusu olan faaliyete benzer olabilir (ileri doğru bozucu etki) Aynı şekilde, oğrenme işlemiyle hatırlama işlemi arasında da bu tur faaliyetler yer alabilir (geriye doğru bozucu etki) Psikologlar, sadece bozucu etkiyi en aza indirmeye veya meydana geldiğinde ne olcude olduğunu tayin etmeye calışabilirler
Geriye doğru bozucu etkiyi azaltmanın bir yolu, deneklerin bir malzemeyi oğrenmeleri ile hatırlama testi arasında uyumalarını sağlamaktır Bu yolla yapılan eski bir deney, bu gun psikolojide klasikleşmiştir (Jenkins ve Daltenbach, 1924) Deneklere laboratuvardaki yatağa yatmadan once, 10 anlamsız heceden oluşan bir liste oğretilmiştir Uykuya dalmalarından itibaren 1, 2, 4 ve 8 saat gibi değişik sureler sonunda uyandırılan deneklerin hatırda tutma miktarı, hatırlama tekniğiyle saptanmıştır
Aynı deneklere daha sonra, ilkine eşdeğerde başka bir liste oğretilip, bu sefer 1, 2, 4 ve 8 saatlik normal, gunluk faaliyetlerinden sonra hatırlama miktarları yine aynı yontemle olculmuştur Uykudan sonraki hatırlamanın cok daha iyi olduğu gorulmuştur Her iki koşulda da hatırlama miktarı ilk bir kac saat icinde hızla azalmıştır Daha sonra, gunluk faaliyetlerine devam eden denekler icin hemen hemen sıfıra kadar duşen hatırlama, uyuyan deneklerde %50 civarında kalmıştır
Bu tur araştırmalar, cozulme kuramlarının aleyhine kanıt olarak kullanılmış, bozucu etkiye dayanan acıklamaları ise desteklemiştir Fakat yukarıda sozu edilen deney, sadece geriye doğru bozucu etkiyi ele almış, ileriye doğru bozucu etkiyi kapsamamıştır
İleriye doğru bozucu etkiyi incelemek icin daha değişik bir deney deseni gerekir, orneğin, deneklere anlamsız hecelerden oluşan tek bir listenin oğretildiğini ve 24 saat sonra hatırlamanın olculduğunu farzedin Genellikle o zamana kadar listenin %65'i unutulmuş olur Bu yuksek unutma miktarı, deneğin oğrenmeyle hatırlama arasında yaptığı şeylerin etkisiyle acıklanamaz Cunku, deneğin laboratuvar dışındaki faaliyetleri, deneydeki faaliyetlerinden o kadar farklıdır ki, bozucu etkinin cok az olması beklenir Ancak, bir de deneğin daha onceki sozel oğrenmeleri vardır Yıllar boyunca yapılan bu sozel oğrenmeler, deneyde ileri doğru bozucu etki yaratmış olabilir
Psikologlar bu olasılığı doğrudan doğruya test edemezler Cunku, bozucu etki yapabilecek daha onceki oğrenmeyi dakik şekilde olcemezler Buna karşılık deneyciler, deneklere iki veya daha fazla liste oğretirler (Underwood, 1957); sonra da, bir listenin hatırlanmasının daha once oğrenilen liste sayısından ne derecede etkilendiğine bakarlar Bu tur deney sonucları onceki oğrenmenin guclu bir etken olduğunu gostermektedir Daha once oğrenilen liste sayısı ne kadar coksa, test edilen listenin hatırlanması o kadar azdırForumdasNeT
Şu halde, hatırda tutma buyuk olcude, yeni oğrenilen malzeme uzerinde ileriye doğru bozucu etki yapan eski oğrenmelerin varlığına bağlıdır Bu bulguya laboratuvar dışına genelleyecek olursak eski oğrenmelerin, ozellikle iyice yerleşmiş alışkanlıkların, sozel malzemenin hatırlanmasında bozucu etki kaynağı olacağı sonucuna varabiliriz Bu olayın, unutmanın %100'unu acıklayıp acıklamadığını bilemiyoruz; hic bir zaman da oğrenemeyebiliriz Mevcut bilgilere gore yapılacak bir tahminle, insanların unutmaları, buyuk olcude onceki oğrenmelerine, fakat bir olcude de sonraki oğrenmelerine bağlıdır
Kelebeklerin omru neden 24 saat ?
Bu yaşam suresinden ne anladığımıza bağlıdır Yaşamayı, doğmak, yaşamak ve olmek şeklinde tarif edersek kelebekler aylarca yaşarlar Kırlarda ve bahcelerde ucuşarak ince, zarif ve guzel renklerle bezenmiş kanatlarıyla yapraklara konan, bizim kelebek olarak tanıdığımız hali, omrunun olumune yakın son aşamasıdır Bu şekli ile yaşadığı hayat gercekten cok kısadır
Omrunun bu en guzel kısmının ne kadar surduğunu kesin olarak soylemek guctur Bazı ceşitlerinin birkac gun, bazılarının ise birkac hafta yaşadıkları biliniyor Tabiatta cok nadir de olsa bir yıl yaşayanları bile gorulmuş
Kelebekler aylarca tırtıl halinde yaşadıkları halde, kelebek olarak yetişkin iken cok kısa bir sure yaşarlar Bu yuzden bir kısım kelebeklerde beslenme icin ağız ve hortum bile bulunmaz Yaşamlarının bu kısa parcasını beslenmekten cok eşlerini aramak, ciftleşmek ve yumurtlamak, kısaca yeni kuşakları oluşturabilmek icin harcarlar
Cok narin gibi gorunmelerine rağmen kelebeklerin yapıları yeryuzunde karşılaştıkları her sorunu cozecek duzeydedir Collerde bulutlar gibi dolaşırlar, sularda yuzebilir, karanlık mağara kovuklarında yaşayabilirler Dunyanın en yuksek dağlarında tropikal ormanlarda, petrol birikintilerinde, yanardağ ağızlarında hatta kutuplarda bile dolaşırlar
Kelebeklerin 170 bin civarında turu vardır Boceklerin en geniş takımlarından birini oluştururlar Yeryuzunde yaşayan kelebek ceşitlerinin sayısının 18 sıfırlı bir sayı ile ifade edilebileceği sanılmaktadır Yani her insana bir milyon kelebek duşmektedir Bir başka deyişle ortalama ağırlığı 70 kilogram olan bir insana yeryuzunde 850 kilogram kelebek duşer
Kelebeğin tum omru değil de omrunun son safhası gercekten kısadır ama yine de bir gunden fazladır Aslında onun icin sure onemli değildir Omrunun bu en guzel aşamasında duşunduğu tek şey vardır, neslinin devamı Surungen bir tırtıl olmaktan kurtulup, havada ozgurce dolaştığı bu kısa surede amacı uğruna coğunlukla beslenmez bile
Sinekler Kışın Ne Yaparlar?
Sineklerin her turu kışın ortadan kaybolur Havaların ısınmasıyla birlikte de aniden ortaya cıkıverirler Yazın karasinekler gece gunduz evlerimizin baş koşesinde dolanırlarken sivrisinekler gunduzleri ortada gorunmezler Acaba mesai saatlerinin dışında ne yaparlar? Sinekler, bocekler uyurlar mı?
Sinekler ısıya cok hassastırlar Guneş bir bulutun arkasına girdiğinde oluşan sıcaklık değişikliğinden bile etkilenirler Kış gunlerinde bazı bolgelerde sıfırın bile cok altına inen sıcaklıklar onların, ozellikle gelişmiş olanlarının yaşama şanslarını yok eder
Larva veya yumurta halindekiler ise yaşamaya devam ederler Bahar aylarında gelişmiş birer karasinek olarak yaşantımıza katılırlar Yani evinizde gorduğunuz sinekler gecen senekiler değillerdir, onların cocuklarıdırlar
İnsanların olduğu yerlerde yaşayan sivrisinekler coğunlukla gece faaliyet gosterirler Coğu alacakaranlık saatlerinde, sabaha karşı ve akşamustu daha aktiftirler Aktif oldukları bu sure bir veya en cok iki saati gecmez Oyleyse sivrisinekler aktif olmadıkları, gunun en azından 22 saatlik bolumunde ne yapıyorlar?
Kuvvetli ışık, havadaki nem oranının duşuk olması ve ruzgar, sivrisineklerin işe cıkmalarına mani olan en onemli faktorlerdir Boş vakitlerinde coğunluğu, bitkiler, otlar, cimenler ve ağaclar uzerinde dinlenirler Renkleri ve boyutlarından dolayı onları oralarda fark etmek kolay değildir Bazıları ise evlerin odalarında loş koşelerde kalırlar
Sineklerin, boceklerin uyuyup uyumadıkları ise uyumak fiilinin tanımına bağlıdır Zaten uykunun gizemi de tam cozulmuş değildir Hareketsiz kalıp, dış ortamdan bağlantıyı koparmayı uyku olarak nitelendirirsek bocekler de uyur, balıklar da Fakat bu arada beyinlerinde neler oluştuğunu kimse bilmiyor
Memeli hayvanların, orneğin kedilerin, kopeklerin, ineklerin uykuları ve bu sırada beyinde oluşan elektriksel dalgalar konusunda ciddi araştırmalar yapılmıştır Onların da bizim gibi uyudukları hatta ruya bile gordukleri kesin olarak biliniyor
Ancak bir karasineğin veya orumceğin beynine elektrik kabloları bağlayıp bir molekul boyutundaki beyinlerinde neler olup bittiğini araştırmak hala pratikte pek mumkun değil
Neden Unutuyoruz?
Psikologların bozucu etki kurallarıyla ilgilenmeleri bunların sınırlı uygulama değerlerinden dolayı değil, unutmadaki onemli rollerinden dolayıdır Bu kurallar kısmen de olsa, nicin unuttuğumuzu acıklamaktadır Cunku bize unutmamızın, oğrendiklerimizin hatırlamak istediklerimiz uzerindeki bozucu etkisine bağlı olduğunu gosterir Fakat, acaba bu kurallar unutmanın ne kadarını acıklayabilir?
Kuramsal acıdan, unutmanın iki nedeni olabilir Bunlardan biri bozucu etki, diğeri ise bellekteki cozulmedir Her iki goruş de kuram olarak sunulmuştur, ikincisi bazen sızankova hipotezi(leakybucket hypothesis) adıyla anılır (Miller, 1956) ilk bakışta bu kuram daha cekici gelmektedir; cunku, coğu kimse unutmanın doğal olarakkendiliğinden meydana geldiğini kabul eder Oysa yapılan deneyler, bozucu etkinin unutmada onemli bir rolu olduğunu, dolayısıyla unutmanın sadece bellek izinin silinmesi olamayacağını gostermiştir (Underwood, 1957)
Bu durumda, unutmayı acıklarken etkenlerden her birine ne kadar ağırlık verebiliriz?Soz konusu kuramlar, deneysel olarak karşılaştırılamaz Cunku, laboratuvarda bile bozucu etkiden tamamen arınık bir durum duzenleme olanağımız yoktur Denekler, deneyden once bazı faaliyetler yapmışlardır; ve bunlardan bazıları deneyde soz konusu olan faaliyete benzer olabilir (ileri doğru bozucu etki) Aynı şekilde, oğrenme işlemiyle hatırlama işlemi arasında da bu tur faaliyetler yer alabilir (geriye doğru bozucu etki) Psikologlar, sadece bozucu etkiyi en aza indirmeye veya meydana geldiğinde ne olcude olduğunu tayin etmeye calışabilirler
Geriye doğru bozucu etkiyi azaltmanın bir yolu, deneklerin bir malzemeyi oğrenmeleri ile hatırlama testi arasında uyumalarını sağlamaktır Bu yolla yapılan eski bir deney, bu gun psikolojide klasikleşmiştir (Jenkins ve Daltenbach, 1924) Deneklere laboratuvardaki yatağa yatmadan once, 10 anlamsız heceden oluşan bir liste oğretilmiştir Uykuya dalmalarından itibaren 1, 2, 4 ve 8 saat gibi değişik sureler sonunda uyandırılan deneklerin hatırda tutma miktarı, hatırlama tekniğiyle saptanmıştır
Aynı deneklere daha sonra, ilkine eşdeğerde başka bir liste oğretilip, bu sefer 1, 2, 4 ve 8 saatlik normal, gunluk faaliyetlerinden sonra hatırlama miktarları yine aynı yontemle olculmuştur Uykudan sonraki hatırlamanın cok daha iyi olduğu gorulmuştur Her iki koşulda da hatırlama miktarı ilk bir kac saat icinde hızla azalmıştır Daha sonra, gunluk faaliyetlerine devam eden denekler icin hemen hemen sıfıra kadar duşen hatırlama, uyuyan deneklerde %50 civarında kalmıştır
Bu tur araştırmalar, cozulme kuramlarının aleyhine kanıt olarak kullanılmış, bozucu etkiye dayanan acıklamaları ise desteklemiştir Fakat yukarıda sozu edilen deney, sadece geriye doğru bozucu etkiyi ele almış, ileriye doğru bozucu etkiyi kapsamamıştır
İleriye doğru bozucu etkiyi incelemek icin daha değişik bir deney deseni gerekir, orneğin, deneklere anlamsız hecelerden oluşan tek bir listenin oğretildiğini ve 24 saat sonra hatırlamanın olculduğunu farzedin Genellikle o zamana kadar listenin %65'i unutulmuş olur Bu yuksek unutma miktarı, deneğin oğrenmeyle hatırlama arasında yaptığı şeylerin etkisiyle acıklanamaz Cunku, deneğin laboratuvar dışındaki faaliyetleri, deneydeki faaliyetlerinden o kadar farklıdır ki, bozucu etkinin cok az olması beklenir Ancak, bir de deneğin daha onceki sozel oğrenmeleri vardır Yıllar boyunca yapılan bu sozel oğrenmeler, deneyde ileri doğru bozucu etki yaratmış olabilir
Psikologlar bu olasılığı doğrudan doğruya test edemezler Cunku, bozucu etki yapabilecek daha onceki oğrenmeyi dakik şekilde olcemezler Buna karşılık deneyciler, deneklere iki veya daha fazla liste oğretirler (Underwood, 1957); sonra da, bir listenin hatırlanmasının daha once oğrenilen liste sayısından ne derecede etkilendiğine bakarlar Bu tur deney sonucları onceki oğrenmenin guclu bir etken olduğunu gostermektedir Daha once oğrenilen liste sayısı ne kadar coksa, test edilen listenin hatırlanması o kadar azdırForumdasNeT
Şu halde, hatırda tutma buyuk olcude, yeni oğrenilen malzeme uzerinde ileriye doğru bozucu etki yapan eski oğrenmelerin varlığına bağlıdır Bu bulguya laboratuvar dışına genelleyecek olursak eski oğrenmelerin, ozellikle iyice yerleşmiş alışkanlıkların, sozel malzemenin hatırlanmasında bozucu etki kaynağı olacağı sonucuna varabiliriz Bu olayın, unutmanın %100'unu acıklayıp acıklamadığını bilemiyoruz; hic bir zaman da oğrenemeyebiliriz Mevcut bilgilere gore yapılacak bir tahminle, insanların unutmaları, buyuk olcude onceki oğrenmelerine, fakat bir olcude de sonraki oğrenmelerine bağlıdır