haberci
Efsanevi Üye
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) Başkanı Hasan Özçelik, kurumsallaşma, küresel rekabet gücü, marka değeri, finansmana erişim için işletmelerin üçüz dönüşümü içselleştirmesi gerektiğini belirterek, "İş modellerini yeniden kurgulamalı, kısa, orta ve uzun vadeli risk ve fırsatlarını belirlemeli ve stratejilerini buna göre inşa etmelidir." dedi.
KGK tarafından düzenlenen "Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Çalıştayı"nda konuşan KGK Başkanı Özçelik, çalıştayda Türkiyede sürdürülebilirlik raporlamasının kurumsallaşmasında önemli bir eşiğe tanıklık edeceklerini bildirdi.
KGKnin kuruluş amacının finansal raporlamayı uluslararası standartlara uyumlu hale getirmek olduğunu anımsatan Özçelik, "Ancak geçen zamanla birlikte şeffaflık sadece finansal bilgiler için değil çevresel, sosyal ve yönetişim unsurlarını da kapsayan çok daha geniş bir alan haline geldi. Yatırımcıların ve paydaşların beklentileri değişti, bilgi talepleri çeşitlendi. KGK olarak bu değişimi erkenden fark ederek harekete geçtik." diye konuştu.
Özçelik, çalıştayda bulunan şirketlerin Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) kapsamında sürdürülebilirlik raporlaması yapmakla yükümlü olduğuna değinerek, "Bugünkü çalıştay bu sürecin devamı olarak sizlere hem yükümlülüklerinizi hatırlatmak hem de uygulamak için ihtiyaç duyulan temel bilgileri doğrudan paylaşmak amacıyla düzenlenmiştir. Bundan böyle TSRSlerle ilgili güncel gelişmelerle oluşturduğumuz bu network aracılığıyla daha sık iletişimde olacağız." ifadelerini kullandı.
İlk uygulamalardan edindikleri izlenimlere göre işletmelerin veri yönetimi, iletişim yapıları, risk tanımı, senaryo analizleri, sürdürülebilirlik risklerini stratejiye entegre edilmesi ve finansal etki analizinde zorluklar yaşadığı yönünde olduğuna işaret eden Özçelik, Kapasite Geliştirme Programına ilişkin bilgi verdi.
"Türkiye açısından stratejik bir fırsat"
Özçelik, uluslararası düzeyde yaşanan son gelişmeler, ticaret savaşları, ABDnin Paris İklim Anlaşmasından çekilme kararı, Avrupa Birliğinin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) uygulama takvimini ertelemesinin işletmelerin sürdürülebilirliğe olan inancında azalmaya neden olabileceğine değinerek şunları kaydetti:
"Ancak bu durum Türkiye açısından stratejik bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. İhracatımızın yüzde 42si Avrupa Birliğine yapılıyor. Avrupa Komisyonunca CSRD uygulama takvimini bazı şirketler için ötelemiş olması Türkiye için bir risk değil güçlü bir kurumsal hazırlık fırsatı açısından yeni bir alan açılması olarak tanımlayabiliriz. Bu üç yıllık süreç TSRS sistemini sağlamlaştırmak ve özellikle ABnin tedarik zincirinde yer alan işletmelerimizin Avrupa ile uyumunu sağlamak açısından kaçırılmaması gereken bir dönemdir."
İhracat yapan KOBİlerin raporlama sürecine entegrasyonunun da stratejik öncelikleri olduğunu belirten Özçelik, ülkede 255 bin KOBİnin ihracat yaptığını, bunların ilk 10 bininin de ilk hedef grubunda yer aldığını aktardı.
Özçelik, üçüz dönüşümün insanlığın geleceğine dair bir yol haritası olduğunu söyleyerek, "Kurumsallaşma, küresel rekabet gücü, marka değeri, finansmana erişim için üçüz dönüşümü işletmeler içselleştirmeli, iş modellerini yeniden kurgulamalı, kısa, orta ve uzun vadeli risk ve fırsatlarını belirlemeli ve stratejilerini buna göre inşa etmelidir. Yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve toplumsal dönüşüm bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Bu süreç hem bireyler hem de kurumlar için büyük sorumluluklar içermektedir." diye konuştu.
"Kamu eliyle bir lisanslama yaparak en güzel şekilde ortaya çıkaracağız"
KGK Sürdürülebilirlik Standartları Dairesi Başkanı Gülşah Günay, yaptıkları çalışmalara ilişkin katılımcılara genel bilgilendirme yaptı.
Konuşmasında yeşil yakalı yetkinliğine değinen Günay, "Büyük dev şirketler, herkes aynı şeyden yakınıyor; yetkinlik sorunu. Yetkin olanı ayırt edebilmenin yolunu da biz kamu eliyle bir lisanslama yaparak en güzel şekilde ortaya çıkaracağız. Önce lisanslamaları yapıp şirketlerimizin bünyesindeki çalışan kişilerin veya danışmanlar bu lisansı aldıktan sonra doğru hareket edip edemediklerini gördükten sonra kamu olarak bunu orta uzun vadede zorunlu hale getirmek için girişimlerde bulunacağız." ifadelerini kullandı.
"Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler ve TSRS Uyumlu Raporlarda Dikkat Edilecek Hususlar" başlıklı sunum yapan KGK Sürdürülebilirlik Standartları Dairesi Uzmanı Sevgi Kılıç Er, raporlama standartlarına ilişkin katılımcılara bilgi verdi.
Çalıştay, "İklimle İlgili Açıklamalar" oturumu ve "Kim Bu Yatırımcılar?" paneliyle devam etti.
KGK tarafından düzenlenen "Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Çalıştayı"nda konuşan KGK Başkanı Özçelik, çalıştayda Türkiyede sürdürülebilirlik raporlamasının kurumsallaşmasında önemli bir eşiğe tanıklık edeceklerini bildirdi.
KGKnin kuruluş amacının finansal raporlamayı uluslararası standartlara uyumlu hale getirmek olduğunu anımsatan Özçelik, "Ancak geçen zamanla birlikte şeffaflık sadece finansal bilgiler için değil çevresel, sosyal ve yönetişim unsurlarını da kapsayan çok daha geniş bir alan haline geldi. Yatırımcıların ve paydaşların beklentileri değişti, bilgi talepleri çeşitlendi. KGK olarak bu değişimi erkenden fark ederek harekete geçtik." diye konuştu.
Özçelik, çalıştayda bulunan şirketlerin Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) kapsamında sürdürülebilirlik raporlaması yapmakla yükümlü olduğuna değinerek, "Bugünkü çalıştay bu sürecin devamı olarak sizlere hem yükümlülüklerinizi hatırlatmak hem de uygulamak için ihtiyaç duyulan temel bilgileri doğrudan paylaşmak amacıyla düzenlenmiştir. Bundan böyle TSRSlerle ilgili güncel gelişmelerle oluşturduğumuz bu network aracılığıyla daha sık iletişimde olacağız." ifadelerini kullandı.
İlk uygulamalardan edindikleri izlenimlere göre işletmelerin veri yönetimi, iletişim yapıları, risk tanımı, senaryo analizleri, sürdürülebilirlik risklerini stratejiye entegre edilmesi ve finansal etki analizinde zorluklar yaşadığı yönünde olduğuna işaret eden Özçelik, Kapasite Geliştirme Programına ilişkin bilgi verdi.
"Türkiye açısından stratejik bir fırsat"
Özçelik, uluslararası düzeyde yaşanan son gelişmeler, ticaret savaşları, ABDnin Paris İklim Anlaşmasından çekilme kararı, Avrupa Birliğinin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) uygulama takvimini ertelemesinin işletmelerin sürdürülebilirliğe olan inancında azalmaya neden olabileceğine değinerek şunları kaydetti:
"Ancak bu durum Türkiye açısından stratejik bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. İhracatımızın yüzde 42si Avrupa Birliğine yapılıyor. Avrupa Komisyonunca CSRD uygulama takvimini bazı şirketler için ötelemiş olması Türkiye için bir risk değil güçlü bir kurumsal hazırlık fırsatı açısından yeni bir alan açılması olarak tanımlayabiliriz. Bu üç yıllık süreç TSRS sistemini sağlamlaştırmak ve özellikle ABnin tedarik zincirinde yer alan işletmelerimizin Avrupa ile uyumunu sağlamak açısından kaçırılmaması gereken bir dönemdir."
İhracat yapan KOBİlerin raporlama sürecine entegrasyonunun da stratejik öncelikleri olduğunu belirten Özçelik, ülkede 255 bin KOBİnin ihracat yaptığını, bunların ilk 10 bininin de ilk hedef grubunda yer aldığını aktardı.
Özçelik, üçüz dönüşümün insanlığın geleceğine dair bir yol haritası olduğunu söyleyerek, "Kurumsallaşma, küresel rekabet gücü, marka değeri, finansmana erişim için üçüz dönüşümü işletmeler içselleştirmeli, iş modellerini yeniden kurgulamalı, kısa, orta ve uzun vadeli risk ve fırsatlarını belirlemeli ve stratejilerini buna göre inşa etmelidir. Yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve toplumsal dönüşüm bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Bu süreç hem bireyler hem de kurumlar için büyük sorumluluklar içermektedir." diye konuştu.
"Kamu eliyle bir lisanslama yaparak en güzel şekilde ortaya çıkaracağız"
KGK Sürdürülebilirlik Standartları Dairesi Başkanı Gülşah Günay, yaptıkları çalışmalara ilişkin katılımcılara genel bilgilendirme yaptı.
Konuşmasında yeşil yakalı yetkinliğine değinen Günay, "Büyük dev şirketler, herkes aynı şeyden yakınıyor; yetkinlik sorunu. Yetkin olanı ayırt edebilmenin yolunu da biz kamu eliyle bir lisanslama yaparak en güzel şekilde ortaya çıkaracağız. Önce lisanslamaları yapıp şirketlerimizin bünyesindeki çalışan kişilerin veya danışmanlar bu lisansı aldıktan sonra doğru hareket edip edemediklerini gördükten sonra kamu olarak bunu orta uzun vadede zorunlu hale getirmek için girişimlerde bulunacağız." ifadelerini kullandı.
"Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler ve TSRS Uyumlu Raporlarda Dikkat Edilecek Hususlar" başlıklı sunum yapan KGK Sürdürülebilirlik Standartları Dairesi Uzmanı Sevgi Kılıç Er, raporlama standartlarına ilişkin katılımcılara bilgi verdi.
Çalıştay, "İklimle İlgili Açıklamalar" oturumu ve "Kim Bu Yatırımcılar?" paneliyle devam etti.
