Kilisenin öğretilerine bağlı kalmayı savunan düşünce, genellikle Katoliklik mezhebine veya Roma Katolik Kilisesi'ne olan bağlılığı ifade etmektedir. Bu yaklaşım, kilisenin öğretilerini, geleneklerini ve otoritesini korumayı, takipçilerin inançlarını ve uygulamalarını değiştirmeden sürdürmeyi amaçlar. Bu noktada, Protestanlık içinde reformist akımların doğuşuyla birlikte, Kilisenin öğretilerine bağlı kalmayı savunanların muhafazakar tutumlarına karşı çıkılarak yeni doktrinler ve uygulamalar geliştirilmiştir.

İncil'in Almanca'ya çevirisinde önemli katkıları olan Martin Luther, Alman dilinin şekillenmesinde de etkili olmuştur. Luther, İncil'i Latince'den Almanca'ya tercüme etmiş ve bu sayede dini metinlerin Almanca olarak da okunabilir hale gelmesini sağlamıştır. Bu durum, Alman dilinin gelişmesine ve standartlaşmasına büyük katkıda bulunmuştur.

Catherine of Aragon'un ölüm nedeni olarak "heart cancer" (kalp kanseri) verilmiştir. Catherine of Aragon, İngiltere Kralı 8. Henry'nin ilk eşlerinden biriydi ve evlilikleri Kilisenin baskısıyla son bulmuştu.

8. Henry'nin ölümünden sonra tahta oğlu 6. Edward geçmiştir. 8. Henry, eşi Aragonlu Catherine'den boşanıp, Anglikanizmi kurarak Katolik Kilisesi'nden ayrılmıştı. Oğlu Edward ise babasının ardından tahta geçmiş ve İngiltere'nin hükümdarı olmuştur.

Martin Luther'in başlattığı hareket, Protestan Reformasyonu'na yol açmış ve Katolik Kilisesi'nden ayrılarak Protestanlık mezhebinin doğuşuna zemin hazırlamıştır. Augsburg Barış Antlaşması ise 1555 yılında Protestanlık mezhebinin Katolik Kilisesi'nden resmen ayrılmasını kabul eden bir antlaşma olarak imzalanmıştır.

İngiltere Kralı 8. Henry'nin altı eşinden biri Catherine of Aragon'dur. Diğer eşlerinin isimleri ise Anne Boleyn, Jane Seymour, Anne of Cleves, Catherine Howard ve Catherine Parr'dır. Bu eşlerle olan evlilikleri ve çocukları tarihsel ve hanedan bilgileri içinde önemli bir yer tutmaktadır.