Kültürel coğrafya, kültürü coğrafi bakış açısıyla inceleyen bir alan olarak karşımıza çıkar. Bu disiplin, insanların çevreyi algılayış biçimlerini incelerken fiziki çevreden ziyade kültürel ortama odaklanır. Bu sayede belirli bir kültüre ait insanların çevreyi nasıl anladıklarını ve etkileşimde bulunduklarını anlamaya çalışır.

Coğrafi bakış açısı ise coğrafyanın diğer bilim dallarından ayrılan temel ilkesidir. Coğrafya, olayların yeryüzü ile ilişkisini, dağılışını ve nedenlerini araştırırken, coğrafi bakış açısını kullanarak ele alır. Bu sayede coğrafyanın kendine özgü bir bakış açısı ve metodolojisi ortaya çıkar.

Coğrafya biliminin dağılış ilkesi ise coğrafyanın diğer bilimlerden ayrılmasını sağlayan en önemli ilkedir. Bu ilke sayesinde coğrafya, bir olayın sadece nedenlerini değil aynı zamanda bu olayın hangi bölgelerde, ne şekilde dağıldığını da inceler. Dağılış ilkesi, haritalar aracılığıyla ifade edilir ve "nerede" sorusuna cevap bulmaya yardımcı olur.

Coğrafi bilinç ise bireylerin kendi ülkelerini, doğal zenginlik kaynaklarını, coğrafi konumlarını ve demografik yapılarını anlamalarıyla oluşan bir bilinç şeklidir. Coğrafya kültürü bu bağlamda bireylere yer altı ve yer üstü kaynakları tanıtır ve bu kaynakların ülke ve milletin yararına nasıl kullanılabileceğini öğretir.

Muhteşem Dörtlü (The Fantastic Four) ise atmosfer (Hava Küre), litosfer (Taş Küre), hidrosfer (Su Küre) ve biyosfer (Canlılar) unsurlarını ifade eder. Bu unsurlar birlikte dünyanın yaşamını ve çeşitliliğini desteklerler.

Coğrafyanın bölümleri arasında beşeri coğrafya, meteoroloji ve klimatoloji, kartografya, coğrafyada teknolojik donanımlar, harita okuma yöntemleri, yerleşme, tarım, nüfus coğrafyası, jeomorfoloji ve bölgesel coğrafya ilkeleri gibi alanlar bulunmaktadır. Bu alanlar farklı coğrafi süreçleri ve olguları inceleyerek disiplinin geniş yelpazesini oluştururlar.