Macbeth'in sonunda, Macduff tarafından öldürülmesi ve kafasının kesilmesiyle trajik bir son yaşanmaktadır. Macbeth, son savaşta Macduff ile karşı karşıya geldiğinde, cadıların kendisine verdiği öngörülerin gerçek olduğunu anlar. Macduff, annesinin rahminden doğmamış olduğu için, yasal olarak Macbeth'i öldürür ve İskoçya'nın kurtuluşu için kafasını keser. Böylece, Macbeth'in zalimliği ve hırsı son bulmuş olur.

Lady Macbeth ise trajik bir karakter olarak karşımıza çıkar. Kocası Macbeth'i cinayet işlemeye teşvik eder ve tüm olayları başlatan etkili figürlerden biridir. Ancak, son perdede sahne dışında intihar ederek hayatına son verir. Oyun boyunca Macbeth ve Lady Macbeth'in yaşadığı trajediler, Shakespeare'in eserindeki temel unsurlardan biridir.

Malcolm ise Macbeth'te önemli bir karakterdir. İskoçya kralı Duncan'ın büyük oğlu ve tahtın varisi olan Malcolm, Macbeth'in karşısında yer alır ve intikam için harekete geçer. Eserin gidişatını önemli ölçüde etkileyen karakterlerden biridir ve İskoçya'nın kralı olacak potansiyele sahiptir.

Macbeth'in gerçek bir tarihi figür olup olmadığı konusu ise tartışmalıdır. Gerçek Macbeth, 11. yüzyılda İskoçya'da yaşamış ve hüküm sürmüş bir kraldır. Shakespeare'in eserindeki Macbeth karakteri, tarihteki gerçek kişiliğiyle bazı benzerlikler taşır ancak oyunun yaratıcı bir kurgu olduğu unutulmamalıdır.

Macbeth'in bir trajedi olmasının sebebi, baş karakterin ahlaki değerlerden uzaklaşarak kötülüğe giden yolda ilerlemesi ve işlediği suçların hesabını vermek zorunda kalmasıdır. Macbeth'in kendi hırsları ve içsel çatışmalarıyla yüzleşmesi, trajediyi derinleştiren unsurlardan biridir.

Macbeth oyunu, İskoçya'da 1040-1057 döneminde geçmektedir. Bu dönem, İskoçya'nın taht mücadeleleri ve politik intrikalarla dolu olduğu bir zaman dilimini temsil etmektedir. Shakespeare, oyununda bu dönemin tarihi ve sosyal gerçekliklerini işleyerek unutulmaz bir trajedi ortaya koymuştur.