Mahkeme kararının kesin delil olup olmadığı konusunda, Prof. Dr. Baki Kuru'nun belirttiğine göre; mahkeme içi ikrarın, bir davada yapıldığında başka bir davada da geçerli ve kesin delil teşkil ettiği vurgulanmaktadır. Dolayısıyla, mahkeme içi ikrar kesin delil olarak kabul edilmektedir.

Aynı dava tekrar açılabilir mi sorusuna cevap olarak; dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin bir hüküm varsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanan yeni bir dava açılamaz. Yani kesinleşmiş bir hüküm varsa, aynı konuda yeni bir dava açılması mümkün değildir.

Hakimlerin kendiliğinden delil toplayıp toplayamayacağı konusu ise belirli kurallara tabi olarak değerlendirilmektedir. Kanunda belirtilen istisnalar dışında, hâkim kendiliğinden tarafların söylemediği şeyleri veya vakıaları dikkate alamaz ve delil toplayamaz. Yani hakim, belirlenen durumlar dışında kendiliğinden delil toplayamaz.

Davalı, bir hukuk davasında hakkında dava açılan gerçek veya tüzel kişidir. Davacı tarafından mahkemeye sunulan dava dilekçesinde iddiaların yöneltildiği taraftır.

Reddedilen bir dava tekrar açılabilir mi sorusu ise reddedilen davanın nedenine bağlıdır. Davanın reddedilme sebebi dava şartının eksikliği ise, dava şartı tamamlandıktan sonra dava tekrar açılabilir. Ancak dava başka bir nedenle reddedilmişse, tekrar açılması mümkün olmayabilir.

Avukatın delil toplayıp toplayamayacağı konusunda ise yasada avukatın dava öncesinde delil toplama yetkisinin olmadığı belirtilmektedir. Ancak dava açılmışsa, avukat mahkeme müzekkeresi emriyle muhatabın yükümlülüğünü yerine getirmesi için harekete geçebilir.

Son olarak, bir davanın tarafları ise davacı ve davalı şeklinde kabul edilir. Davacı, mahkemeden hukuki koruma isteyen kimseyi temsil ederken davalı ise davacının iddialarına karşı çıkan veya hakkında dava açılan taraftır.