haberci
Efsanevi Üye

Arnavutköy Sazlıbosna Barajı'nda 6 yıl önce bulunan 4 yaşındaki Melike Eşiyok'un acı dolu hikayesi yargı kararıyla netlik kazandı. Öz babası ve üvey annesi tarafından işkenceyle öldürülüp göle atılan Melike için verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, adaletin tecellisine vesile oldu.
Melike Eşiyok'un trajik ölümüne dair detaylar, Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşma sırasında gün yüzüne çıktı. Tutuklu sanık Zehra Öztürker'in hazır bulunduğu duruşmada, SEGBİS sistemiyle katılan tutuklu sanık baba Cahit Eşiyok ve tarafların avukatları da salonu doldurdu. Üvey anne Zehra Öztürker, son sözünde suçsuz olduğunu iddia ederken, baba Cahit Eşiyok ise masumiyetini vurgulayarak tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme, baba Cahit Eşiyok ve üvey anne Zehra Öztürker'i 'çocuğa karşı canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Öz anne Meryem Ataman ise delil yetersizliğinden dolayı beraat etti.
İddianamede yer alan bilgilere göre, Sazlıbosna Baraj Gölü'nde bulunan Melike Eşiyok'un cesedi, balıkçılar tarafından çarşafa sarılı halde bulundu. Melike'nin kardeşleri, yaşadığı korkunç eziyeti okulda anlatarak durumu öğretmenlerine aktardı. Bu acı dolu hikaye, çocukların Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na koruma altına alınmasına sebep oldu.
Melike ve kardeşleri, öz babaları ve üvey anneleri tarafından sürekli kötü muameleye maruz bırakıldıklarını ifade etti. Eziyetin boyutları, açlık, susuzluk, fiziksel ve duygusal şiddetle doruğa çıktı. Baba ve üvey anne, Melike'yi öldürmekle suçlanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Bu trajik olayın ardından, Melike'nin öz annesi Meryem Ataman'ın yaşadığı şok ve üzüntüyle baş etmeye çalıştığı belirtildi. Melike'nin ölümünü gizlemek için çaba sarf eden baba ve üvey anne, adalet karşısında hesap vermekten kurtulamadılar.
Melike Eşiyok'un acı dolu hikayesi, aile içi şiddetin vahşetini gözler önüne serdi. Adaletin tecellisiyle bir nebze olsun huzura kavuşan Melike, artık aramızda değil ama yaşadığı acılar unutulmayacak. Bu davranışlarla yüzleşmek, toplumsal bilincin ve duyarlılığın artmasına vesile olmalıdır.