Merkez bankasının bağımsızlığı, bir ülkenin ekonomisinde önemli bir rol oynar. Bağımsız bir merkez bankası, para otoritesinin kararlarını dış etkilere karşı koruyabilir ve enflasyon gibi ekonomik hedefleri gerçekleştirebilir. Bu durum, merkez bankasının karar alma süreçlerinin politik baskılardan uzak olmasını ve ekonomiye daha sağlam bir temel sağlamasını gerektirir.

Merkez Bankasının bağımsızlığı gerekli mi sorusu ise tartışmalı bir konudur. Bazı ekonomistler, merkez bankalarının bağımsız olmasının önemli olduğunu ve ekonomik istikrar için gereklilik olduğunu savunurken, bazıları ise merkez bankasının belirli durumlarda hükümetle iş birliği yapmasının daha etkili olabileceğini düşünmektedir.

Merkez Bankasının faiz oranlarını artırması genellikle enflasyonu kontrol etmek amacıyla yapılır. Faiz artışları, genellikle ekonomideki aşırı ısınmayı engellemek ve enflasyonu düşürmek için kullanılan bir araçtır. Yüksek faiz oranları, genellikle kredi maliyetini artırarak tüketimi ve yatırımları azaltır, böylece enflasyonu düşürmeyi amaçlar.

Merkez Bankasının politik bağımsızlığının ölçülmesinde kullanılan kriterler ise genellikle dört ana başlık altında incelenir: Merkez bankasının yöneticilerinin değişme sıklığı, para politikasının belirlenmesinde ne tür kriterlerin dikkate alındığı, merkez bankasının amaçlarının net olup olmadığı ve kamu kesimine açılan kredilerin sınırları gibi faktörler.

Merkez bankasının amacı ise genellikle fiyat istikrarını sağlamak olarak tanımlanabilir. Merkez Bankası, enflasyonla mücadele ederek fiyat istikrarını korumayı hedefler. Bu doğrultuda para politikalarını belirleyerek ekonomik istikrarı sağlamaya çalışır.

Son olarak, merkez bankalarının son başvuru merci olması demek, finansal sistemde önemli bir rol üstlendikleri anlamına gelir. Merkez bankaları genellikle sistematik risklerle başa çıkmak ve ekonomik istikrarı korumak için son kredi kaynağı olarak görülür. Bu nedenle, oluşabilecek fon eksikliklerinde piyasanın son başvuracağı yer olarak merkez bankaları devreye girer.