Mülkiyet hakkı sahibine eşya üzerinde geniş yetkiler verir. Bu yetkiler şunlardır:

1. **Kullanma Yetkisi:** Mülkiyet hakkı sahibi, malik olduğu nesneyi istediği şekilde kullanabilir. Örneğin, bir evin sahibi evi istediği gibi kullanabilir, değişiklikler yapma hakkına sahiptir.

2. **Devretme Yetkisi:** Mülkiyet hakkı sahibi, malik olduğu nesneyi başkalarına devredebilir. Bu, satış, hibe veya miras yoluyla gerçekleşebilir.

3. **Tahrip Etme Yetkisi:** Mülkiyet hakkı sahibi, malik olduğu nesneyi istediği şekilde kullanabilir ve hatta tahrip edebilir. Örneğin, bir arazi sahibi araziyi istediği şekilde kullanabilir veya değiştirebilir.

4. **Ürünlerden Yararlanma Yetkisi:** Mülkiyet hakkı sahibi, malik olduğu nesnenin ürünlerinden (meyve, ekin, gelir vb.) yararlanma hakkına sahiptir.

Mülkiyet hakkını tespit etmek ise genellikle tapu ve kadastro müdürlükleri gibi kurumların görevidir. Bu kurumlar taşınmazların sınırlarını belirleyerek mülkiyet haklarını kayıt altına alır ve korur.

Mülkiyet hakkı kutsal bir hak olarak nitelendirilir çünkü anayasal düzenlemelerle güvence altına alınmıştır ve kişilerin temel haklarından biridir. Mülkiyet hakkına sahip olmak, bir bireye güvence ve özgürlük sağlar.

Mülkiyet hakkından doğan yetkiler genellikle sahibine geniş bir yelpazede haklar tanırken, sınırlı ayni haklar gibi diğer haklar ise mülkiyet hakkının bazı özelliklerini sınırlar. Bağlı mülkiyet ise tapu kayıtlarında üçüncü bir kişinin adının geçtiği durumları ifade edebilir.

Mülkiyet hakkının olmaması durumunda insanların mülkiyeti başkaları tarafından zarar görebilir, özel hayatın gizliliği tehlikeye girebilir ve seçme-seçilme gibi demokratik haklar sınırlanabilir.

Son olarak, mülkiyet hakkının temel özellikleri kişiye bağlı olması, dokunulmaz olması, vazgeçilmez olması, zamanaşımına uğramaması ve kutsal bir hak olması şeklinde sıralanabilir. Bu özellikler mülkiyet hakkının mutlak, sınırsız ve tekelci bir hâkimiyeti olduğunu vurgular.