Müsilaj oluşumu deniz ekosistemi için bir sorun teşkil ederken insan sağlığı açısından da risk oluşturabilir. Müsilajın içinde ağır metaller bulunabilir ve bu metaller insan sağlığına zararlı olabilir. Özellikle bu metallerin deniz canlıları tarafından tüketilip insanlar tarafından da bu canlılar aracılığıyla alınması sonucunda daha büyük tehlikeler doğabilir. Örneğin, civa gibi ağır metaller çevrede birikebilir ve zincirlenmiş toksik etkilere neden olabilir. Ayrıca müsilajın, ishal gibi sağlık sorunlarına da yol açabileceği belirtilmektedir.

Uzmanlar, müsilajın az olduğu yerlerde dahi denize girerken dikkatli olunması gerektiğini vurgulamaktadır. Müsilajın bulunması durumunda denize girilmemesi önerilmektedir. Bu durumda deniz suyunun kirlenmiş olabileceği ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceği düşünülmektedir.

Marmara Denizi özelinde, denize girmenin tehlikeli olabileceği belirtilmektedir. Bölgede suyun biyolojik açıdan kirlenmiş olabileceği ve mikroorganizma içeriğinin yüksek olabileceği açıklanmaktadır. Bu da cilt hastalıklarına ve sindirim yoluyla bulaşabilecek ishal gibi hastalıklara neden olabileceği ifade edilmektedir.

Müsilaj oluşumunun ne zaman biteceği konusu ise belirsizlik taşımaktadır. Yıllar boyunca farklı zamanlarda müsilaj oluşumu görülmüş olsa da son 30 yılda bu durumun sıklığının arttığı belirtilmektedir. Deniz müsilajlarının uzun bir yaşam süresine sahip olabileceği ve 2-3 aya kadar varlığını sürdürebileceği açıklanmaktadır.

Deniz salyasının yüzme aktivitelerini etkileyebileceği belirtilmektedir. Marmara Denizi'ndeki plajların ve yüzme alanlarının deniz salyasından etkilendiği ve su kalitesi standartlarını sağlamadığı belirtilmektedir.

Son olarak, Müsilajın yüzmeye engel olup olmadığı konusu da dikkate alınmalıdır. Müsilajın denize girenler üzerinde olumsuz etkileri olabileceği ve temas sonucunda cilt lezyonları gibi sorunlara neden olabileceği ifade edilmektedir. Bu nedenle, müsilajın yoğun olduğu bölgelerde denize girmenin riskli olabileceği vurgulanmaktadır.