Müzikle terapi ve tedavi, bireylerin sağlık ve refahlarını iyileştirmek için müzik kullanımını içeren bir yaklaşım ve uygulamadır. Bu yöntemde genellikle müziğin duygusal, zihinsel ve sosyal yönlerini etkileyici bir şekilde kullanarak bireylerin iyileşmesine katkı sağlanır.

Osmanlı döneminde müzikle tedavi yöntemi ise oldukça ilginç ve etkileyici bir uygulamadır. Hanende ve sazendelerin şifahaneye gelip hastalara müzik icra etmeleri, hastaların dinleyerek huzurlu bir ortamda olmalarını sağlayarak şifa bulmalarını desteklemiş olabilir. Bu, müzik ve su sesi gibi doğaçlama yöntemlerle hastalıklara şifa bulma geleneğidir.

Müzikle tedavi konusunda modern zamanlarda önemli çalışmalar yapan isimlerden biri Güvenç'tir. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) üyesi olan Güvenç, kardeşi Rahmi Oruç Güvenç ile müzikle tedavi üzerine çalışmalar yapmış ve bu alanda önemli katkılar sunmuşlardır.

Müziğin farklı hastalıklara olan etkileri de araştırılmış ve belirli makamların belirli hastalıklara iyi geldiği düşünülmüştür. Örneğin, Rast Makamı'nın havale ve felç gibi rahatsızlıklara iyi gelebileceği, Zengule Makamı'nın kalp hastalıklarına iyi gelebileceği gibi düşünceler üzerinde durulmuştur.

Atatürk'ün müzikle ilgili sözleri de bu konuda ilham verici olabilir. Onun, "hayat müziktir" ve "müzik insan hayatının bir parçasıdır" gibi ifadeleri, müziğin insan yaşamında önemli bir yere sahip olduğunu vurgulamaktadır.

Son olarak, sanat terapisi eğitimine kimlerin katılabileceği konusunda ruh sağlığı alanında çalışan profesyonellerin yanı sıra farklı disiplinlerden mezun olan kişilerin de eğitime katılabileceği belirtilmektedir. Bu, sanatın ve yaratıcılığın iyileştirici gücünden faydalanmak isteyen geniş bir kitleye hitap edebileceğini göstermektedir.