haberci
New member
Nazım Hikmet Ran, 20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilen bir şair, oyun yazarı ve romancıdır. 15 Ocak 1902 tarihinde Selanik'te doğan Hikmet, çok kültürlü bir ailede büyüdü. Bu durum, onun eserlerinde çok yönlü bir dünya görüşünün gelişmesine katkıda bulundu.
Eğitim ve Gençlik Yılları
Nazım Hikmet'in eğitim hayatı, İstanbul'daki Galatasaray Lisesi'nde başladı. Ancak kısa bir süre sonra Nişantaşı Sultanisi'ne geçti ve burada eğitimine devam etti. Bolu'da bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra, 1921 yılında Moskova'ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde eğitim aldı. Bu dönemde Marksist ideolojiyi benimsedi ve bu ideoloji, onun eserlerine derinlemesine nüfuz etti.
Edebi Kariyeri
Nazım Hikmet, serbest nazım tekniğini Türk şiirine kazandırarak, geleneksel şiir kalıplarını kırdı ve Türk edebiyatında yeni bir çığır açtı. Güneşi İçenlerin Türküsü ve 835 Satır gibi eserleri, onun devrimci ruhunu ve yenilikçi tarzını açıkça ortaya koyar. Şiirlerinde sık sık sosyal adaletsizlik, özgürlük ve barış temalarını işlemiştir.
Hapishane Yılları ve Sürgün
Nazım Hikmet, siyasi görüşleri nedeniyle defalarca hapsedildi. 1938 yılında 'askeri isyana tahrik' suçlamasıyla 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yaklaşık 13 yılını Bursa Cezaevi'nde geçirdi. 1950 yılında geniş çaplı bir uluslararası kampanya sonucunda serbest bırakıldı. Ancak, Türkiye'deki siyasi baskılar nedeniyle 1951 yılında ülkeyi terk etmek zorunda kaldı ve hayatının geri kalanını sürgünde geçirdi.
Ölümü ve Mirası
Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da kalp krizi geçirerek vefat etti. Mezarı bugün Moskova'daki Novodeviçi Mezarlığı'nda bulunmaktadır. Hikmet'in eserleri, dünya genelinde birçok dile çevrilmiş ve onun evrensel temalarla dolu mesajları, sınırları aşarak pek çok insanı etkilemiştir.
Nazım Hikmet, cesur duruşu, yenilikçi şiir dili ve insani değerlere olan inancı ile her zaman hatırlanacak bir isimdir. Onun mirası, edebi dünyada yankılanmaya devam etmektedir.
Eğitim ve Gençlik Yılları
Nazım Hikmet'in eğitim hayatı, İstanbul'daki Galatasaray Lisesi'nde başladı. Ancak kısa bir süre sonra Nişantaşı Sultanisi'ne geçti ve burada eğitimine devam etti. Bolu'da bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra, 1921 yılında Moskova'ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'nde eğitim aldı. Bu dönemde Marksist ideolojiyi benimsedi ve bu ideoloji, onun eserlerine derinlemesine nüfuz etti.
Edebi Kariyeri
Nazım Hikmet, serbest nazım tekniğini Türk şiirine kazandırarak, geleneksel şiir kalıplarını kırdı ve Türk edebiyatında yeni bir çığır açtı. Güneşi İçenlerin Türküsü ve 835 Satır gibi eserleri, onun devrimci ruhunu ve yenilikçi tarzını açıkça ortaya koyar. Şiirlerinde sık sık sosyal adaletsizlik, özgürlük ve barış temalarını işlemiştir.
Hapishane Yılları ve Sürgün
Nazım Hikmet, siyasi görüşleri nedeniyle defalarca hapsedildi. 1938 yılında 'askeri isyana tahrik' suçlamasıyla 28 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yaklaşık 13 yılını Bursa Cezaevi'nde geçirdi. 1950 yılında geniş çaplı bir uluslararası kampanya sonucunda serbest bırakıldı. Ancak, Türkiye'deki siyasi baskılar nedeniyle 1951 yılında ülkeyi terk etmek zorunda kaldı ve hayatının geri kalanını sürgünde geçirdi.
Ölümü ve Mirası
Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963 tarihinde Moskova'da kalp krizi geçirerek vefat etti. Mezarı bugün Moskova'daki Novodeviçi Mezarlığı'nda bulunmaktadır. Hikmet'in eserleri, dünya genelinde birçok dile çevrilmiş ve onun evrensel temalarla dolu mesajları, sınırları aşarak pek çok insanı etkilemiştir.
Nazım Hikmet, cesur duruşu, yenilikçi şiir dili ve insani değerlere olan inancı ile her zaman hatırlanacak bir isimdir. Onun mirası, edebi dünyada yankılanmaya devam etmektedir.