Nörogastronomi, yemek deneyimini iyileştirmeyi ve yemek yeme süreçlerimizi anlamamıza yardımcı olan karmaşık beyin süreçlerini incelemeyi amaçlar. Bu bilim dalı sayesinde yemeklerin tadını ve kokusunu algılamamız, yemek seçimlerimiz üzerindeki etkilerimiz ve yeme alışkanlıklarımız hakkında daha fazla anlayış geliştirebiliriz.

Dilin tat alamama durumu çeşitli sağlık sorunları sonucunda ortaya çıkabilir. Ağız içi enfeksiyonlar, üst solunum yolu enfeksiyonları, kulak enfeksiyonları, diş enfeksiyonları ve sistemik enfeksiyonlar tat alma bozukluğuna yol açabilir. Bazı ilaçlar da (örneğin antibiyotikler, alerji ilaçları, antidepresanlar) tat alma duyusunu etkileyebilir.

Ağızda tat alamamanın bir diğer nedeni de üst solunum yolu enfeksiyonları, burun tıkanıklığı, burun polipleri, alerjik hastalıklar, sinüzitler, ağız içi iltihaplar, diş problemleri ve kafa travmaları gibi durumlar olabilir. Ayrıca hormonel hastalıklar ve diş sağlığı ile ilgili sorunlar da koku ve tat alma duyularını etkileyebilir.

Nörogastronominin kişilerin yemeklere olan tutumlarını nasıl etkilediği konusu da oldukça ilginçtir. Örneğin, bir deneyde soğuk renkteki bir bardağın insanlar üzerinde susuzluğu giderici etkilere sahip olduğu belirlenmiştir. Aynı şekilde sunulan yiyeceklerin servis tabaklarının renginin, yiyeceğin tatlılık ve tuzluluk algısını etkilediği gözlemlenmiştir.

Gastronomi alanındaki trendler arasında yeni restoran konseptleri, sağlıklı beslenme odaklı yaklaşımlar, çevrimiçi deneyimlerin önemi ve sıfır atık hareketi gibi konular öne çıkmaktadır. Gastronomi dünyası sürekli olarak gelişmekte ve değişen tüketici beklentileriyle de şekillenmektedir.

Mutfakta ise sıvı odaklı beslenme eğilimi, mide sağlığının öneminin artması, taneli yiyeceklerin popülerliği, Ortadoğu ve Akdeniz mutfağının yükselişi, zorlu lezzetlerin tercih edilmesi ve dondurmanın altın çağını yaşaması gibi yeni trendler dikkat çekmektedir.

Gastronomi alanındaki akımlar arasında siyah ve mor yiyeceklerin popülerliği, çiğ beslenme (raw food) yaklaşımı, fonksiyonel gıdaların önemi, yenilebilir böceklerin keşfi, kan grubuna göre beslenme prensibi ve vejetaryen beslenmenin yaygınlaşması gibi konular bulunmaktadır. Bu akımların gastronomi dünyasına farklı bir renk kattığı söylenebilir.