Fosillerin boyutlarına bakıldığında gerçekten de büyük bir çeşitlilik görülmektedir. Bazı fosiller çok küçük, hatta 1 mikrometre kadar küçük olabilirken, diğerleri devasa boyutlara ulaşabilir. Örneğin, dev dinozorlar veya dev ağaçlar gibi fosiller onlarca metre uzunluğunda ve on binlerce kilogram ağırlığında olabilir. Fosilleşme, bir canlının bütün vücudunun korunması anlamına gelmediği için farklı boyutlarda fosiller meydana gelebilir.

Fosillerin nadirliği konusuna gelince, fosilleşme gerçekten de nadir bir olaydır ve fosiller genellikle ender keşfedilir. Bugüne kadar keşfedilen tüm türlerin sadece %5'i fosiller sayesinde bilinmektedir. Bu durum, var olmuş tüm türlerin sadece çok küçük bir kısmının fosil kayıtlarına geçtiğini göstermektedir. Dolayısıyla, fosiller sayesinde günümüze kadar ulaşabilen türler sadece var olmuş tüm türlerin çok küçük bir yüzdesini temsil etmektedir.

Fosilleşmiş bir canlının fosilleşme ihtimalinin düşüklüğü de işin ilginç bir yönüdür. Fosilleşme olayı özel şartlar altında gerçekleşir ve bu nedenle her ölen canlının fosilleşme olasılığı çok düşüktür. Dahası, fosilleşmiş bir canlının insanlar tarafından keşfedilme olasılığı da oldukça zordur. Bu durum fosillerin nadirliğini ve değerini daha da artırmaktadır.

Fosillerin incelenmesi ve paleontoloji sayesinde geçmişte yaşamış olan canlı türleri hakkında önemli bilgilere ulaşılabilir. Fosiller, insanın kendi tarihini anlamasına ve evrim sürecini daha iyi kavramasına yardımcı olur. Hangi koşulların uygun bir fosilleşme için gerekli olduğu konusuna gelince, permineralizasyon adı verilen bir fosilleşme türü en yaygın olanıdır. Bu türde, ölen organizma hızla kum veya çamur ile kaplanmalıdır ki fosil oluşabilsin. Bu süreci gösteren videoyu da izlemeni öneririm.