Renal displazi, bir anomali olup, böbrekte yapısal bozuklukların görüldüğü durumu ifade eder. Mikroskopik incelemelerde kıkırdak dokusu, ilkel mezenkimal yapılar ve ilkel borucuklar gibi normalde bulunmaması gereken dokuların böbrek dokusunda bulunmasıyla karakterizedir. Etkilenen böbreğin biçimi de bozuktur.

Renal tubuler disgenezi ise prenatal dönemde proksimal tübün farklılaşmasının yetersiz ya da hiç olmaması sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu durumda şiddetli oligohidramniyoz görülebilir ve hastalar Potter sendromu belirtileri gösterebilir. Etkilenmiş bireyler genellikle perinatal dönemde kaybedilirler.

Displastik böbrek, gebelik sürecinde böbreklerin anormal gelişimi sonucunda üzüm salkımı şeklinde çok sayıda düzensiz kistlerin oluştuğu durumu ifade eder. Bu genellikle tek böbrekte görülür ve bu böbreğin fonksiyon görmemesine neden olurken, diğer böbrek normalden daha büyük olabilir.

Hipoplastik böbrek ise genellikle tek taraflı ve sol böbrekte görülür. Böbrek atrofisi ile karışabilen bu durumda, böbrek doğuştan küçük olup gelişimsel olarak küçük kalır.

Renal agenesis durumunda kişi yalnızca bir böbrekle doğar ve bu durumda sağlık durumuna renal agenesis denir. Buna karşın, böbrek displazisi ise iki böbrekle doğup sadece birinin fonksiyonel olması durumunu ifade eder.

Renal tubuler ise, renal tübülün işlevleri ile ilgili bir terimdir. Renal tübüler asidoz (RTA), glomerüler filtrasyon hızına bağlı olmaksızın, tübül işlevlerindeki bozukluklar sonucu bikarbonat geri alımında ya da hidrojen iyonu atılmasında yetersizlikle ortaya çıkan hiperkloremik metabolik asidoza neden olan bir tablodur.

Son olarak, renal fonksiyon bozukluğu kronik böbrek yetmezliği veya hastalığını ifade eder. Bu durum zaman içinde böbreğin fonksiyonlarını kaybetmesiyle karakterizedir ve genellikle kademeli bir şekilde ilerler. Altta yatan nedenlere bağlı olarak ilerleyen böbrek fonksiyon kaybı sonucunda böbrekler tamamen işlevsiz hale gelebilir.