Risk algısı, insanların belirli bir durum veya olayın riskini değerlendirme sürecidir. Kişinin sahip olduğu deneyimler, inançlar, bilgi düzeyi ve duyguları risk algısını etkileyebilir. Risk algısı genellikle kişisel ve öznel bir değerlendirme olup, farklı insanlar arasında değişiklik gösterebilir. Örneğin, bazı insanlar için uçakla seyahat etmek büyük bir risk olarak algılanırken, diğerleri için oldukça güvenli bir yolculuk şeklidir.

Kabul edilebilir risk, bir kuruluşun yasal zorunluluklar ve kendi iş sağlığı ve güvenliği politikaları doğrultusunda tahammül edebileceği düzeyde indirilmiş olan riske denir. Yapılan risk analizleri sonucunda belirlenen kabul edilebilir risk düzeyi, kuruluşun kabul edebileceği risk sınırlarını belirlemesine yardımcı olur.

Risk değerlendirmelerinde imzası olması gereken kişiler arasında işveren veya işveren vekili, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, çalışan temsilcileri ve destek elemanları bulunur. Bu kişiler, risk değerlendirme sürecine dahil olarak sorumluluklarını yerine getirir ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlarlar.

Risk algılama düzeyi genellikle ciddi bir kaza veya olay sonrasında artar. Bu tür durumlar, insanların riskleri daha yakından görmelerine ve daha duyarlı hale gelmelerine neden olabilir. İşletmeler, bu tür durumların farkındalığını artırarak çalışanların sağlık ve güvenliğini daha etkin bir şekilde korur.

Risklerden korunma ilkeleri, iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli bir temel oluşturur. Bu ilkeler arasında risklerden kaçınmak, kaçınılamayan riskleri analiz etmek, risklerle kaynağında mücadele etmek, teknik gelişmelere uyum sağlamak, çalışanlara uygun talimat vermek ve koruma tedbirlerini önceliklendirmek gibi adımlar yer alır.

Tehlike ve risk kavramları, iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli kavramlardır. Tehlike, işyerinde mevcut veya olası tehlikeleri ifade ederken, risk ise bu tehlikelerin potansiyel zararlarına veya kayıplarına karşı olasılığı ifade eder. İşyerlerinde tehlike ve risklerin belirlenmesi ve yönetilmesi, çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumak adına önemlidir.

Risk analizi çalışmalarına katılabilecek kişiler arasında işveren veya işveren vekili, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve çalışan temsilcileri yer alır. Bu kişiler, risk analizi sürecine katılarak risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve yönetilmesinde rol alırlar.

Risk değerlendirmesi ekibi genellikle işveren veya işveren vekili, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve çalışan temsilcilerinden oluşur. Risk değerlendirmesi süreci, iş yerinde belirli periyotlarla yapılmalı ve risklerin sürekli olarak gözden geçirilmesi sağlanmalıdır.

Işletme riskini etkileyen faktörler arasında iç ve dış faktörler bulunur. Dış faktörler arasında ekonomik olaylar, doğal çevre olayları, siyasi olaylar, sosyal olaylar ve teknolojik olaylar yer alırken, iç faktörler altyapı, personel, süreç ve teknoloji ile ilgili faktörleri kapsar. Bu faktörlerin işletme riskini etkilemesi, risk yönetimi sürecinin önemini vurgular.

Risk nedenleri arasında mevcut sistemde yaşanan değişimler, müşteri beklentilerindeki değişkenlik, rekabet koşulları, finansal belirsizlikler ve tehlikelerin oluşturduğu riskler vardır. Bu nedenler, risklerin belirlenmesi ve yönetilmesi için gerekli adımların atılmasını gerektirir. Risk analizi ve yönetimi süreci, işletmelerin bu nedenlerle karşılaşabileceği potansiyel tehlikelere karşı hazırlıklı olmalarını sağlar.