Rousseau'ya göre devlet, yurttaşlar olmadan erdem, erdem olmadan özgürlük, özgürlük olmadan da var olamaz. Ona göre devletin iktidara değil, halka ait olması gerektiğini savunmuş ve ulus-devlet anlayışını benimsemiştir. Bu düşünceleriyle devletin temelinde halkın toplumsal iradesinin yattığını vurgulamıştır.

Rousseau'nun en önemli eserleri arasında "Toplum Sözleşmesi" ve "Emile ya da Eğitim Üzerine" yer almaktadır. "Toplum Sözleşmesi" eseri, devletin nasıl işlemesi gerektiği, bireyler arasındaki ilişkilerin nasıl olması gerektiği gibi konuları ele almaktadır. Diğer eseri "Emile ya da Eğitim Üzerine" ise eğitim konusunda Rousseau'nun düşüncelerini içermektedir.

Platon'un devlet anlayışında ise insan ve devlet bir tutulmuş, devlet insanın büyütülmüş hali olarak değerlendirilmiştir. Platon'a göre ideali arayan devlet, içindeki üç sınıfın uygun şekilde işbirliği yapmasıyla gerçekleşebilir. Bu sınıflar; akıllı yöneticiler, cesur askerler ve çalışkan işçilerdir.

John Locke'un insan doğası kavramında ise insanın eğitimle şekillenebileceğini ancak özünün tamamen değişmeyeceğini savunmuştur. Locke'a göre insanlar belirli ihtiyaçlarını karşılamak için toplum içinde yaşarlar ve bu ihtiyaçları da eğitimle geliştirebilirler.

Rousseau'nun genel irade kavramı, bireylerin kendi çıkarları yerine toplumun ortak yararını düşünmeleri ve toplum içinde bütünleşmelerini amaçlar. Bu kavram, herkesin eşit ve özgür olduğu bir toplum idealini destekler.

Son olarak, Locke'un toplum sözleşmesi kavramı, bireylerin onayı olmaksızın toplumun hareket etmeyeceğini belirtir. Bu toplum sözleşmesi, bireylerin çoğunluğunun onayını alarak toplum içinde işleyişin sağlanmasını hedefler.

Rousseau'nun anı türündeki eseri ise "İtiraflar" olarak bilinmektedir. Bu eserde Rousseau, kişisel yaşamına ve düşüncelerine dair içsel bir yolculuğa çıkar ve okuyucuları kendi dünyasına davet eder.