İnsanlar tarafından hissedilmeyen depremlere genellikle "mikro deprem" denir. Mikro depremler genellikle çok düşük büyüklüklerde gerçekleşir, genellikle Richter ölçeğinde 2.0'nin altındadır. Bu tür depremler genellikle yerin derinliklerinde meydana gelir ve çok zayıf enerji salarlar, bu nedenle insanlar tarafından algılanmazlar. Ancak, bu tür mikro depremler sismik cihazlar tarafından kaydedilir ve deprem aktivitesinin izlenmesinde önemli bir rol oynarlar.

Depremlerin büyüklükleri genellikle Richter ölçeği veya Moment Magnitude Scale gibi ölçeklerle belirlenir. Bu ölçekler depremin sismik enerjisini ölçer ve depremin şiddetini belirlemek için kullanılır. Ancak, depremin insanlar tarafından nasıl hissedildiği değişkenlik gösterebilir ve bu genellikle depremin derinliği, mesafesi ve yerin yerel jeolojik özellikleri gibi faktörlere bağlı olabilir.

Sismograf, depremleri ölçmek için kullanılan bir cihazdır. Sismografın temel amacı, yer kabuğundaki sismik dalgaları algılamak ve kaydetmektir. Bir sismograf genellikle bir ağırlıklı çubuğa ve kayıt kaleminden oluşur. Bir sismik dalganın çubuğu sallamasıyla kayıt kaleminden izler oluşur ve bu izler deprem aktivitesinin analiz edilmesinde kullanılır.

Depremin iç merkezi, yeryüzündeki bir depremin başlangıç noktası olarak nitelendirilir. Bu nokta depremin meydana geldiği ve enerjinin yayılmaya başladığı yerdir. Bu noktaya iç merkez veya hiposantır denir. Bir depremin dış merkezi ise, deprem dalgalarının yeryüzüne ulaştığı ilk noktayı temsil eder ve bu nokta depremin en fazla hissedildiği alanı ifade eder.

Sığ deprem terimi, yer kabuğunun yüzeyine yakın bir derinlikte gerçekleşen depremleri tanımlar. Bu tür depremler genellikle 0-60 km derinlik aralığında meydana gelir ve genellikle daha fazla zarara neden olabilirler. Derin depremler ise yer kabuğunun daha derin bölgelerinde gerçekleşir ve genellikle daha az zarar yaratırlar.

Depremler genellikle yer kabuğundaki iç kuvvetlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Yeryüzünde oluşan levha hareketleri, fay hatlarındaki kırılmalar veya volkanik aktiviteler gibi iç kuvvetler depremlere neden olabilir. Deprem dalgaları ise, bu iç kuvvetlerin bir sonucu olarak yayılan enerji dalgalarıdır ve depremin şiddetini ve genişliğini belirlemek için kullanılır.