Suçlu olduğunu bilerek avukatlar, adil yargılanma hakkı gereği suçlu ya da suçsuz herkesi savunmakla yükümlüdürler. Bu, hukuk sisteminin temel prensiplerinden biridir ve adaletin tecellisi için önemlidir. Suçlu birini savunmak, o kişinin savunma hakkını garanti altına almak anlamına gelir. Adil yargılanma sürecinin sağlıklı işlemesi için herkesin yasal temsilciye ihtiyacı vardır ve avukatlar bu rolü üstlenirler.

Baro levhasına yazılmaya engel oluşturan suç ve cezalar ise belirli kriterlere göre belirlenmiştir. Örneğin, Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinde belirtilen suçlardan dolayı belirli bir süre hapis cezasına mahkum olmuş kişilerin baro levhasına kaydolmaları engellenebilir. Ayrıca devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene karşı işlenen suçlar gibi ağır suçlar da bu kapsamda değerlendirilebilir.

Avukatlar herkesi savunabilirler ancak bazı durumlarda avukatların kişisel tercihleri veya etik değerleri doğrultusunda belirli durumlarda vazgeçebilecekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Meslek etiği ve kişisel değerler, avukatların hangi davaları alıp almayacakları konusunda belirleyici olabilir. Ancak genel olarak herkesin adil bir şekilde savunma hakkına sahip olduğu unutulmamalıdır.

Polisler, CMK'nın ilgili maddesi uyarınca avukatın ifadesini alamazlar ve avukatın şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma hakkını kısıtlayamazlar. Bu durum avukatın hukuki yardımını engelleyen bir müdahale oluşturabilir ve hukuk dışı bir yaklaşımı temsil eder.

Baroya kayıtlı olmayan biri avukatlık yapamaz. Türk hukuk sisteminde avukatlık yapabilmek için bir baroya kayıtlı olmak gerekmektedir. Baroya kayıtlı olmayan kişiler, avukatlık unvanını taşıyamazlar ve yasal süreçlerde avukatlık yapamazlar. Bu durumun aksine hareket edenler ise yasal yaptırımlarla karşılaşabilirler.

Suçlu birini savunmak suç değildir. Anayasa'nın "hak arama hürriyeti" kapsamında herkesin adil bir şekilde yargılanma hakkı vurgulanmaktadır. Yargının temel ilke ve değerlerine göre, herkesin iddia ve savunma hakkı bulunmaktadır ve bu hakkın korunması önemlidir. Suçlu birini savunmak, hukukun işlemesi için gerekli adımlardan biridir ve avukatların mesleki sorumlulukları arasındadır.

Avukatlık mesleğinin dinen caiz olup olmadığına dair değerlendirmeler farklı kaynaklara dayanabilir. Bazı inanç ve değer sistemlerine göre, haksız olanı savunmak doğru değilken, hukuk düzeni içinde herkesin adil bir şekilde yargılanma hakkı olduğu düşünülür. Dolayısıyla bu konuda farklı görüşler bulunabilir ve bu konuda detaylı bir inceleme yapmak faydalı olabilir.