Sulak alanlar doğal yaşamın devamı için büyük öneme sahiptir. Bu alanlar, birçok canlı türüne ev sahipliği yapar, yeraltı sularını besler, sel sularını depolar, taban suyunu dengeleyerek su rejimini düzenler ve ekosistemler için hayati öneme sahip birçok ekosistem hizmeti sağlar. Sulak alanlar aynı zamanda biyoçeşitliliğin korunmasına, iklim değişikliği ile mücadeleye ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına katkıda bulunurlar.

Sulak alanların korunması için çeşitli adımlar atılabilir. Öncelikle sulak alanların kirletilmemesi ve doğal yapının korunması gerekmektedir. Sulak alanların işlev ve değerlerinin korunması için her türlü arazi ve su kullanım planlamalarında bu alanların korunması gözetilmelidir. Ayrıca uluslararası sözleşmelere ve yerel koruma önlemlerine uyulmalıdır.

Bataklıkların kurutulması, sulak alanların ekosistem hizmetlerinin azalmasına ve biyoçeşitliliğin kaybolmasına neden olabilir. Kurutulan sulak alanlar, karbon depolama ve organik madde üretme gibi önemli ekosistem hizmetlerini sağlar. Bu nedenle bataklıkların kurutulması genellikle çevre için olumsuz bir etki yaratır.

Ramsar Sözleşmesi, sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlayan uluslararası bir sözleşmedir. Bu sözleşme, özellikle su kuşlarının yaşama ortamı olarak uluslararası öneme sahip sulak alanların korunmasını hedefler.

Dünyada sulak alanların korunmasıyla ilgili kabul edilen diğer uluslararası belgeler arasında Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Kuşların Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme, Nesli Tehlikede Olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Ticaretinin Düzenlenmesine Dair Sözleşme ve Avrupa Peyzaj Sözleşmesi gibi belgeler bulunmaktadır.

Türkiye'de Ramsar Sözleşmesi'ne bağlı olarak ilan edilmiş olan Ramsar alanları arasında Balıkesir Kuş (Manyas) Gölü, İçel'de Göksu Deltası, Burdur'da Burdur Gölü, Kırşehir'de Seyfe Gölü ve Kayseri'de Sultan Sazlığı bulunmaktadır. Bu alanlar uluslararası koruma altında değerli sulak alan ekosistemleridir.